Önceki akşam işyerinden eve doğru çıkarken telefonumuzdaki “Gelirken iki ekmek al” mesajını görünce evin yakınındaki fırına yöneldik, Kasada bekleyen arkadaşımıza 5 lira verip iki ekmek istedik, Gözümüz hemen yan tarafta duran pideye takılınca “”ekmeklerin yanına bu pideyi de koy” dedikten sonra 20 lirayı fırıncı arkadaşa uzattık.
Fırıncı arkadaş 20 lirayı alıp geriye 6 lira verince biz yaklaşık bir dakika daha para üstü beklerken fırıncı “-Abi başka bir isteğin varmı.”diye sordu “-Sanki para üstünü tam vermedin unuttun” dediğimizde “-Eksik vermedim 2 ekmek 6 lira, pide 8 lira eti 14 lira bende 6 lira para üstü verdim” dediğinde “-Yahu 8 liraya pide olur mu bu nasıl bir pahalılık” şeklinde itirazda bulunduk.
Fırıncı arkadaşımız “-Abi senin canın sıkılmış, nasıl olsa kalabalık bir müşteri grubu yok, gel şöyle sana bir çay söyleyeyim ,sohbet ederiz” teklifinde bulundu.
Fırıncı arkadaşımız çay gelinceye daha da önemlisi bizimde gazeteci olduğumuzu bildiğinden makinalı tüfek gibi dakikalar içerisinde
-Ekmek ile ilgili
-Un
-Maya
-Nakliye
-İşçilik
-Elektrik
-Su
-Kira
Ve diğer giderleri elindeki kalemle önündeki deftere tek tek sıralamaya başladı.
Fırıncı arkadaşımız memleketin içerisinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar dolayısı bırakın 3 lirayı “ekmek 4 lira olsa yine kurtarmayacak” diye dertlenirken o ara fırının kapısından içeriye giren ve sohbete kulak kabartan bir vatandaş aniden “Allah vere ekmek on lira olsa, bu memlekette ekmekten ucuz bir gıda yok” diye konuştu.
Biraz önce “Ekmek on lira olsun” diyen vatandaş kısa bir zaman sonra “-Ben lafın gelişi öyle söyledim Bizim evde 8 nüfus var artık gizlemenin bir anlamı yok bu saatlerde gelip bayat ekmekleri daha ucuza almaya çalışıyoruz ama normal ekmek pahalandığına göre bayat ekmekte pahalanmıştır, sadece ekmek pahalansa yine sorun değil sabah kahvaltıda almamız gereken gıdalar öğlen ve akşam yemeklerinde tüketmemiz gereken gıdalarda ateş pahası
bu işin içerisinden nasıl çıkacağız,
bir emekli maaşı ile bırakın diğer ihtiyaçları temel gıdaları nasıl karşılayacağız diye kara kara düşünüyorum,
Allah bu memleketin yardımcısı olsun” dedikten sonra çıkıp gitti.
O aşamadan sonra biz “ne konuşsak, ne anlatsak boş, Türkiye’de 84 milyon nüfus var, bu nüfus her sabah kahvaltı yapmak zorunda her öğlen ve akşam açlığını gidermek zorunda 8 nüfuslu 10 nüfuslu bir aile gelen bu zamlardan sonra ne yapacak.?” sorularını sorup durduk.
Tüketici “ekmeğe bu kadar zam yapılır mı.?” diye burnundan soluyor,
Fırıncı esnafı bir ekmeği imal etmek için kullandığı malzeme ve diğer giderleri alt alta yazınca şu andaki ekmek fiyatının da onları kurtarmayacağı için öfkeli yani ekmek ile ilgili her iki tarafta da büyük bir memnuniyetsizlik görüyoruz.
Sofralarımızın olmazsa olmazı ekmeğe önümüzdeki günlerde yeni bir zam gelip gelmeyeceğini bilmiyoruz ancak bizim fırıncı esnafından anladığımız o ki ekmeğin bugünkü fiyatı fırıncı esnafını asla memnun etmemiş.
Biz akşam saatlerinde fırından sıcak ekmek alır dakikalar içerisinde eve gelir biraz tulum peyniri ile üzerine az miktarda pul biber ve kekik dökülmüş zeytinyağı ile büyük bir keyif yaşardık.
Ekmeğe gelen zam bir tarafa tulum peynirine özellikle de üzerine pul biber ve kekik eklenmiş zeytinyağı ile keyif yapmanın artık mümkün olmadığını da maalesef öğrenmiş bulunduk.
Bu kadar olumsuzluk devam ederken Rusya ile Ukrayna arasında başlayan ve ne zaman biteceği belli olmayan savaş yüzünden vatandaşımızın "Ekmek 10 lira olsun" şeklindeki kara mizahbeklentisi de kabul olacak gibi.
Fiyatı 8 lira olan pideyi normal kilodaki bir insan kolaylıkla tüketebilir, fiyatı 3 lira olmasına rağmen pasta kadar küçülmüş olan ekmek, fiyatı 4 liraya çıkan simit derken soframıza ekmek koymakta bile zorlanacağımız günlerin tamda arafesindeyiz.
Allah kimseyi ekmeğe muhtaç etmesin zira durum tahmin edebileceğimizden de fena..