Bizim için son derece yoğun geçen bir hafta sonrasında “Cumartesi –Pazar bulunduğumuz yerden biraz uzaklaşalım, kentin kalabalığından kurtulup sessiz bir yerde kafa dinleyelim ki önümüzdeki haftaya daha zinde başlayalım” düşünesi ile ev halkı ile evden ayrıldık.

Biz sakin ve huzurlu bir hafta sonu geçireceğimizi düşünürken bütün Türk milletini derin acılar içerisinde bırakan ve 41 vatandaşımızı aramızdan alan Bartın ilimizdeki facia ile karşı karşıya kaldık.

Bizim memlekette yaşayanlar haber merkezilerinden maden kazaları ile ilgili haberi duyar duymaz yürekleri ağızlarına gelir, Zira oldum olası Türkiye’nin belirli bölgelerinde bulunan maden ocaklarında meydana gelen olumsuz hadiseler sonrasında yaşananlar hepimizi bitip tükenmez acılar içerisinde bırakır.

Öteden beri maden ocaklarında meydana gelen kazalar sırasında çok sayıda insanımızın hayatını kaybetmesi ile birlikte siyaset makamı bir anda facianın olduğu yere gelir, eşini-çocuğunu –babasını yani ailesinin bir ferdini kaybedenlere baş sağlığı diler “ Kazada hayatını kaybedenlere rahmet diliyoruz, kalanlar Türk milletinin teminatı ve güvencesi altındadır “diye başlayan beylik ifadeler kullanıldıktan sonra bir dahaki faciaya kadar oradakiler kaderlerine terk edilir.

Türkiye’de hemen herkesin ihtiyacı olan “İş güvenliği” meselesi tam teşekküllü olarak bir türlü hayata geçirilemediği yani insan hayatını kurtaracak güvenlik önlemleri tam olarak hayata geçirilemediği için gözlerimizin önünde yaşanan bu felaketleri acı dolu gözler ile seyretmek zorunda kalıyoruz.

Dikkat edilirse belli bir zaman sonra böylesi facialar artık sıradan hadiseler gibi kanıksanmaya başladı, Yakınlarının yüreğini yakan bu tür kayıpları televizyonlar aracılığı ile canlı bir film gibi izleyen milyonlar kısa bir zaman sonra hiçbir şey olmamış gibi yaşantılarına devam ediyorlar.

Pek çoğumuz biliriz ki bir insan hayatını kaybettiğinde o insanın aile fertleri de ölüyor, sadece bir kişi değil o ailede kaç kişi varsa tamamı bütün bir ömür yüreklerinde kapanmayan ve sürekli kanayan bir yara ile yaşamak zorunda kalıyorlar.

Biz bundan 20 yıl önce gencecik ve en küçük kardeşimizi trafik kazasında kaybetmiştik, O gün bu gündür kardeşimizin acısı bir türlü geçmez yüreğimizde açtığı yara bırakın kapanmayı her geçen gün canımızı daha da acıtır bir noktaya doğru yükseliyor.

Hayatlarının baharında evlerine ekmek götürebilmek adına yerin yüzlerce metre altına giren bunu da başka bir iş bulamadığı için yapan madencilerin daha rahat şartlarda çalışması adına gerekli güvenlik önlemlerinin alınmadığı meydana gelen her facia sonrası en ince detaylarına kadar zaten ortaya çıkıyor.

Ülkeyi yönetenler artık sadece maden ocaklarında değil insanımızın çalıştığı her yerde gerekli iş güvenliğini sağlamak zorundadır, Avrupa ülkelerinde alınan son derece sağlam iş güvenliği karşında çalışanların burnu bile kanamazken bir Soma’da 301, Bartın’da 41 vatan evladını toprağın kara bağrına veriyoruz.

Daha fazla acı çekmeden sadece maden ocaklarında değil tüm iş alanlarında gerekli iş güvenliği önlemlerinin alınması böylesi can yakan acı içerisinde bırakan facialardan sonra sorumluların adalet karşısına çıkartılması herkes gibi bizimde en büyük talebimiz.

84 milyon insanın böylesi olumsuzluklar karşısında daha fazla acı çekmesini hiç birimiz istemiyoruz.

Gözlerimizde yaş kalmadı zira..

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263