Türkiye’de gündeme ne zaman AF gündem olsa bizim aklımıza hemen  Lozan anlaşması ile karar verilen, 1 Ağustos 1914-20 Kasım 1922 arasında askeri ve siyasi nitelikte suçlardan suçlanan ve mahkum Türkler ve İtilaf Devletleri tebaasından kişilerin affı hakkındaki kanun gelir.O günlerde  Türkiye'nin sadece 150 kişi için af kapsamı dışında tutma hakkı vardı. Daha sonradan yurt dışına çıkarılan bu kişilere 150likler adı verildiğini de konu ile ilgilenenlerin aşağı yukarı tamamı bilecektir.

Bundan aşağı yukarı 96 yıl önce çıkartılan AF ile başlayan süreç o gün bu gündür belli aralıklar ile devam ediyor, Özellikle siyasi suçlardan dolayı Cezaevlerinin dolup taştığı zamanlarda akla gelen Af meselesi ilgili-ilgisiz hemen herkes tarafından menfi yada müspet bir şekilde değerlendirilir.

Türkiye’deki ceza evlerinin durumunu ve buna bağlı olarak çıkartılmak istenilen Af meselesi ile ilgili görüş belirtmeden önce “Avrupa’da durum nedir.?” sorusuna cevap bulmak gerektiğine inanıyoruz,

2015 yılında yapılan bir habere  göre Cezaevlerinde bulunan 242 mahkuma yer kalmayan Norveç çareyi bazı mahkûmları Hollanda hapishanelerine göndermekte bulmuş. Norveç ve Hollanda, 242 mahkûmun cezalarını Hollanda hapishanelerinde çekmesi için anlaşmaya varmış. Anlaşmaya göre, arasında 17’si müebbet diğerleri 10 yıl ila 20 yıl hapis cezası bulunan mahkûmlar 25 milyon Euro karşılığında Hollanda’ya transfer edilecekmiş.

Norveçli mahkûmlar, 1330 kilometre uzaklıkta bir ülkede cezalarını çekmek istemezlerken  ailelerinin ziyaretinin çok güç olacağını belirtiyorlarmış. Hollandalı mahkûmlar da anlaşmaya karşı çıkmış ve dava açmışlar,Hollandalılar, Norveçlilerin kendilerinin sahip olduğu ayrıcalıkları yok etmesinden endişe ediyorlarmış. Assen kenti yakınlarındaki  Norgerhaven Hapishanesi’ndeki mahkûmlar, Norveçli mahkûm istemediklerini duyurmuş

Ancak 2016 yılından itibaren Hollanda’da düşük suç oranları nedeniyle boş olan cezaevleri ülkeye gelen mültecilere ev olarak verilmeye başlanmış. Ülkede 2006 - 2016 yılları arası, suç oranının düşük olmasının etkisiyle suçluların sayısı 20 bin 463’ten 10 bin 102’ye düşmüş. Bu yüzden ülkedeki boş kalan cezaevlerini kapatmak yerine mülteciler için barınaklara dönüştürülüyor.

Ülkedeki tutuklu sayısının azlığı, uyuşturucu maddelerine ulaşımın rahatlığı, yüksek rehabilitasyon ve ayak bileğine takılan elektronik kelepçe gibi yöntemlere bağlanıyor.

Bu nedenle 2016’da Amsterdam’da kapatılan Bijlmerbajes Hapishanesi gibi birçok cezaevi kapatılmaya devam ediyor. Bijlmerbajes Hapishanesi bugün ‘Lola Lik’ adında mültecilerin çay ve kahve içebileceği ve dil öğrenebileceği bir yer haline dönüştürülmüş. Wenckebachweg Mülteci Merkezi’ne yakın olduğu için birçok sığınmacı ve mülteci Lola Lik’e günde birkaç kez uğruyor.

Burada bizim öncelikle anlatmak istediğimiz mesele evvel emirde Suçu ve suç işleyecek sebeplerin ortadan kaldırılmasıdır, Avrupa ülkelerinin pek çoğunda nerede ise cezaevi kalmaması gibi bir durum söz konusu iken bizim Cezaevlerimizin tıka basa dolu olması da oldukça düşündürücü.

24Haziran tarihinde yapılan genel seçim öncesi MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli tarafından ortaya atılan AF meselesi o gün bugündür gündemdeki yerini korumaya devam ediyor, Af ile ilgili kanun teklifini hafta başında TBMM’ye gönderen MHP Genel başkan yardımcısı Feti Yıldız “Bugün itibarıyla ülkemizde bulunan 449 cezaevinin kapasitesi 211 bin 274'tür. Cezaevlerimizde dün itibarıyla 194 bin 404 hükümlü, 59 bin 131 tutuklu olmak üzere toplam 253 bin 535 kişi bulunmaktadır. Teklifimiz yasalaşırsa, TBMM'de kabul görürse bu düzenlemeden faydalanacak tutuklu hükümlü sayısı 162 bin 989 kişidir. Bu düzenlemeyle bu kadar kişinin hukuksal durumunda önemli bir değişiklik olacaktır."" şeklinde rakamları ve süreci net bir şekilde zaten açıklıyor.

AF tartışmaların yaşadığı bu günlerde  Avrupa Konseyi, Türkiye'nin cezaevlerinde tutulan tutuklu ve hükümlü sayısı bakımından Avrupa'da 43 ülke arasında birinci sırada yer aldığını açıkladı. Konsey'e konuyla ilgili bilgi vermeyen Rusya, Ukrayna, Lihtenştayn ve Bosna Hersek'in üç bölgesinden ikisine ait veriler raporda yer almadı.

20 Mart 2018 tarihinde yayımlanan Avrupa Konseyi Yıllık Ceza İstatistikleri raporunda 2016 yılına ait veriler açıklanmış.Rapora göre Türkiye, cezaevinde 192 bin 627 kişi ile Avrupa'da birinci sırada bulunuyormuş. Türkiye'yi 94 bin kişi ile İngiltere izliyormuş.Türkiye'nin cezaevi nüfusu 2006-2016 arasında yüzde 161 artarak bu alanda Avrupa rekoru kırmış.

Türkiye, 2015-2016 arasında cezaevindeki insan sayısındaki artışta ise yüzde 9,5 ile Bulgaristan'ın ardından ikinci olmuş.Cezaevindeki kişilerin içinde yargılamasının devam ettiği tutuklu mahpusların oranında Türkiye yüzde 37,1 ile Avrupa üçüncüsü olmuş.

Rapora göre Türkiye'de cezaevlerinde, kapasitesinden yüzde 3 daha fazla kişi bulunuyor. Hükümlüler arasında 10 yıldan fazla hükmü olanların oranının en yüksek olduğu ikinci ülke de Türkiye. İlk sıradaki Yunanistan'da yüzde 50 oran Türkiye'de 45. Avrupa ortalaması ise yüzde 15. Türkiye nüfusa oranla cezaevindeki kişi sayısında da Gürcistan'ın ardından Avrupa ikincisi oldu. Türkiye'de her 100 bin kişiden 245'i cezaevinde bulunuyormuş.

Bu kadar fazla mahkumun bulunduğu bir ortamda AF çıkmalıdır” diye kanun teklifi veren MHP’nin bu talebinin TBMM’de nasıl karşılık bulacağı daha çok Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın vereceği karara bağlı, her ne kadar AK Parti sözcüsü Ömer Çelik’in  “Bizim gündemimizde AF yok” demesine İYİ Parti’nin AF teklifine büyük oranda karşı çıkmasına Ana muhalefet partisi CHP’nin “ Cumhur ittifakının küçük ortağı MHP’nin AF teklifine büyük ortak AK Partinin nasıl tepki vereceğini bekleyeceğiz” demesine  rağmen yukarıda belirttiğimiz gibi belirleyici tek unsur Cumhurbaşkanı Erdoğan olacaktır.

Daha önce çıkartılan Aflara bakıldığında bu yolun uzun vadede bir çözüm olmadığı da ortadadır, Ancak Cezaevlerinde de artık yer kalmadığı ve kısmi bir rahatlamanın şart olduğu da Devleti yönetenler tarafından çok net bir şekilde görülmektedir.

TBMM’nin 01 Ekimde açılması ile AF konusu artık Türkiye’de var olan bütün gündemlerin önüne geçecek ve gündemin birinci maddesi olacaktır, Ancak konu ile ilgili tek belirleyici unsurun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olacağını çok iyi bildiğimizden ve Türk insanın yapısını en ince detaylarına kadar bildiğinden emin olduğumuz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vereceği karar MHP’nin TBMM’ye gönderdiği Af meselesinin gideceği yönü de tam anlamı ile belli edecektir.

Birkaç gün daha bekleyip Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın net kararını beklemekte fayda var.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263