Köye dönüş projesi kapsamında 300 koyun verileceğini duyuran Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, konuyla ilgili olarak “300 damızlık koyunun hibe olarak verileceğini, veteriner ve yem desteklerinin de sağlanacağını ve tek şartın köyde bulunan arazi tapusunun ipotek olarak alınacağını “açıkladığı andan itibaren ilgili ilgisiz kim varsa “koyunun etinden-sütünden-yününden” nasıl faydalanılacağı ve bu durumdan nemalanmak için hangi yollardan geçileceğini öğrenmeye başladı.
Bizim memlekette adettendir böylesi ilginç ancak sonu pek görünmeyen projeler ortaya atıldığında toplum birden bire “Vay be akıla bak böyle bir projeyi Kemal Kılıçdaroğlu neden hayata sokmadı” diye feveran etmeye başlar, sonrasında da düne kadar televizyonlarda Futbol-Sağlık- siyaset-Din hizmetleri-Askeri harekatlar dahil hemen her konuda otorite olduğunu zanneden “ekran bülbülleri” 300 Koyun projesi ile akla hayale gelmeyen görüşler ortaya atmaktan asla geri durmazlar.
İlk bakışta 300 koyun projesi köyden kente olan göçü durdurabilmek adına derde deva olarak görülebilir, 300 Koyunun ardına sıralanan hibe-Veteriner-Yem-Satış garantisi gibi olumlu işlemlerin peşine “Tek şart arazinin tapusu” konulunca o zamana kadar muhatapların ruhunu okşayan ne varsa bir tamamı uçup gidiyor.
Hatırlayınız geçtiğimiz yıllarda “Rahat nefes alabilmesi için ilgili odalara gerekli evraklarla giden esnafın tamamına Halk bankasından 25 ila 50 bin lira Kredi verilecek” haberi çıkar çıkmaz sabahın erken saatlerinden itibaren bankanın kapısında nöbet tutmaya başlayan Esnaf anında 50 bin liranın hesabına geçmesini beklerken ilgili memurların “Beyefendi falanca zaman aldığınız krediyi ödememişsiniz, Gelir Verginizin ikinci taksiti duruyor, KDV ödememişsiniz,” diye sıraladıktan sonra “Şartlarınız kredi almanıza uygun değil ” dediklerinde o hızla dışarıya çıkan yüzlerce esnafın halini görünce onların yerine işin doğrusu biz üzülmüştük.
Avrupalıların “Bedava peynir sadece fare kapanında olur” sözü bizim milletimiz tarafından tam olarak anlaşılmadığından olsa gerek Devletin vatandaşların işine yarayacak bu tür kaynakları kullandırmaya başladığında herkes “madem böyle bir kaynak var bundan bende faydalanmalıyım” diye düşünüp olanca gücü ile saldırıyor ancak Devlerinde bu tür paraları karşılıksız vermeyeceği gerçeğini de unutmuş oluyor.
Biz fırsat bulduğumuz her ortamda Anadolu’yu dolaşmaya dolaşırken de o yerleşim merkezlerinin coğrafi yapısını, sosyo-ekonomik durumunu en ince detaylarına kadar araştırıp öğrenmeye çalışıyoruz, Çok değil iki yada üç yıl önce gittiğimiz bir Anadolu kentine tekrar gittiğimizde şehir nüfusunun 2 yıl öncesine göre çok daha azalmış olduğunu evini barkını terk eden vatandaşların “daha az zahmetle daha iyi bir hayat sirerim” özlemi ile büyük kentlere göç ettiğini görüp üzülüyoruz.
Etin dışarıdan ithal edildiği, et verecek hayvanların beslenmesi için gereken samanın bile yurt dışından alındığı bir ortamda Köylülere verilecek olan Koyun ırkının hangisi olacağı ile ilgili kafaların karışık olduğunu da buradan belirtmemiz gerekiyor.
Köyden-kente olan göçün durdurulması adına çözüm bize göre 300 koyun 200 dana verilmesinin çözüm olacağına asla inanmıyoruz, 300 koyunun barınması için gerekli olan alanın hangi orta halli çiftçide olacağı da ayrı bir muamma.
Geçtiğimiz aylarda Yayınlanan bir araştırmada Anadolu’da yaşayan çok sayıda vatandaşın harcı-borcunu kurtarmadığı için hayvancılık yada çiftçilik yapmak istemediklerini bu yüzden var olan arsalarını inşaat yolu ile değerlendirip daha fazla para kazanmak adına müteahhitliğe başladıklarını belirtiliyordu.
Üremeden, yetiştirmeden ayakta kalmanın artık mümkün olmadığı bir dünyada adeta bir “Hayvan Üretim fabrikası” olarak bilinen doğu Anadolu’da artık Kurban bayramlarında ihtiyacı karşılayacak kadar sayıda büyük baş hayvan kalmadığı haberleri içimizi yakarken oradaki vatandaşlarımızın da artık hayvancılıktan umudunu kestiği biliniyor.
Böylesi fantezi kokan projeler yerine mesela Çiftçilikle uğraşan vatandaşlarımıza ucuz mazot desteği, karşılıksız gübre başta olmak üzere üretime katkı sağlayacak enstürumanların sağlanması daha akıllıca bir karar olacaktır.
Vatandaşı Büyük kentlerden Anadolu’ya yönlendirmek iyi ancak her türlü olumsuzluğa rağmen köyünde-kasabasında kalmayı göze almış vatandaşlarımızın hayat şartlarını düzeltmek daha iyi, Kars’tan satmak için aracına yüz koyunu yükleyen bir çiftçi vatandaşımızın gidiş geliş kaç liralık yakıt kullandığı gerçeği ortada iken 300 değil bin 300 koyun verseniz kimse yerinden kıpırdamaz.
İnanmayan beklesin görsün.