Türkiye’de siyaset dolayısı ile insanımızın nasıl kamplaştığı, birbirine karşı adeta düşman olduğu artık herkes tarafından biliniyor, kendi dünya görüşünden başka hiçbir görüş, hiçbir fikir yada savunmayı dinlemeyi bile zul kabul eden bir süreç aralıksız devam ediyor.
Bu kadar olumsuzluğun hüküm sürdüğü bir noktada geçtiğimiz günlerde başlayan Afrin Harekatı dolayısı ile Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan 81 milyon vatandaşımızın nerede ise tamamına yakınının parti yada siyasi görüş ayırımı yapmadan bir araya gelmesi beraberinde binlerce soruyu ve ifade edilecek binlerce görüşü de beraberinde getiriyor.
Dikkat edin Afrin Harekatı ile birlikte memlekette sağ sol çatışması bitti, Ak Parti ile CHP arasında var olan siyasi kavga yerini bir anda bahar mevsimine doğru götürdü, Bütün meselelere kendi zaviyelerinden bakan ne kadar STK varsa tek bir ses oldular.
Türkiye’nin hemen her tarafından çok sayıda vatandaşımızın öbek öbek askerlik şubeleri önünde uzun kuyruklar oluşturarak “Bizi de askere yazın” diyenlerden, Hareketin başladığı alanlardaki kadınlarımızın tankların arasında askerlerimize yemek pişirmek için verdikleri çabaya mı şaşarsınız, Afrin harekatına başlayan Ordumuz için camilerde dua okunmasına kadar ortaya çıkan çok sayıda örnek bizi gerçekten mutlu ediyor.
Biz böylesine birlik ve beraberlik görüntülerine yaşı itibarı ile zaman zaman şahit olmuş bir vatandaşız, Rahmetli Ecevit ve Rahmetli Erbakan’ın birlikte başlattıkları Kıbrıs Barış harekatı devam ederken henüz 14 yaşında olmamıza rağmen binlerce arkadaşımız ile birlikte bize Askerlik şubesinin önündeki kuyruğa dahil olmuş ve “Bizi de askere alın bizde Kıbrıs’taki kardeşlerimizi bulundukları zor durumdan kurtarmak adına asker olup cepheye gitmek istiyoruz” şeklinde talepte bulunmuştuk.
Böylesi bir beraberliği 15 temmuz tarihini takip eden süreçte yaşadık, FETÖ terör örgütü tarafından başlatılan darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı ile birlikte sokaklara çıkan vatandaşlarımız darbeyi püskürtmüş darbecileri ise elleri ile güvenlik güçlerine teslim edebilmek adına olağanüstü bir çaba göstermişlerdi.
Afrin Harekatı sırasında da yukarıda belirttiğimiz görüntülere şahit olduğumuzda kendi kendimize “Böylesi olağanüstü dönemlerde başta siyaset olmak üzere var olan dargınlık ve kırgınlıkları bir kenara bırakıp el ele yürek yüreğe olan Türk milleti rahat zamanlarda neden bir araya gelemiyor” sorusunu sormaya başladık.
Yurt edinmeye çalıştığımız bu zor coğrafyada bugüne kadar yaşadığımız tehlike ve saldırıların bundan sonra da artarak devam edeceği artık bir gerçek, Sınırlarımızın hemen yanı başında meydana gelen olaylara karşı savunma yapan bu milletin ordusu ile tek yürek olan vatandaş tehlikenin geçtiği ve biraz rahata erdiği zaman neden en yakınındakiler ile yarım bıraktığı kavgaya olanca hızı ile devam ediyor..bu durumu anlamakta zorluk çekiyoruz.
Bize göre dışarıda yada içeride meydana gelen tehditlere karşı anında bir araya gelen vatandaşımızın rahat zamanlarında birbirine girmesinin selam sabah vermemesinin başlıca sebebi siyasetçilerin kullandığı sert politika dilidir, Siyasetçinin kullandığı sert üslubu anında alan vatandaşta ister istemez bu sertliği kendi çevresinde hayata geçirmek zorunda kalıyor.
Bugün Afrin’de emperyalist güçlere karşı bir savaş halindeyiz, Savaşa katılan askerlerimizin hepsinin bir tek siyasi düşünceye mensup olmadığı ve en sağdan en sola kadar bütün dünya görüşlerine sahip çocuklarımız “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” diye cepheden cepheye koşmakta hiçbir sakınca görmüyorlarsa bu durumu çok iyi analiz etmek gibi bir mecburiyetimizin olduğunu hatırlatıyoruz.
Siyasetin yapılabilmesi için en azından siyasi kavga bile yapabilmek için bir vatan olması gerekiyor, Emperyalist güçlerin nerede ise tamamı büyük bir saldırı başlatmışken ve bu tür saldırılara karşı Türk insanının anında nasıl bir araya geldiği artık çok iyi biliniyorken hangi fikre mensup olursa olsun siyasetçilerin bütün vatandaşları kendi kardeşleri olarak kabul etmeleri gerekiyor.
Türk insanı artık iç çekişmelerden sonu bir türlü gelmeyen siyasi kavgalardan bıktı usandı, Dikkat edin siyasette devam eden bu bitmez tükenmez kavgalar insanımızı siyasetten de soğutuyor, bu kavgalar devam ettiği takdirde göreceksiniz her geçen seçime katılım büyük oranda azalacaktır.
Milletimizin Afrin Harekatı sırasında gösterdiği sağduyu bundan sonrası için siyasetçilere yol haritası olmalıdır, siyasetçi artık kavgayı bırakmalı, kullandığı sert üsluptan bir an önce vaz geçmeli Anayasal sınırlar içerisinde kurulan siyasi partilerin seslerine daha fazla kulak verilmeli, Sevgi tohumları ekilmeli.
Milletimiz yüzyıllardır kendisine bir adım gele ne beş adım on adım atıyor, yeter ki yöneticilerdeki samimiyeti bir kere görsün.