Türkiye son iki gündür “kendisini görüp ayağa kalkmadı” diye belediyede çalışan bir şoföre “tuvalet önünde oturma” cezası veren Güngören Belediye başkan yardımcısı Veysel İpekçi’yi konuşuyor.
Mesai saatleri süresince başkanlık katındaki tuvalet önünde oturup İpekçi geçtikçe ayağa kalkıp selam vermek zorunda kalan şoföre uygulanan bu zulüm tartışma konusu olurken, ilerleyen saatlerde Başkan yardımcısı İpekçi’nin görevinden alındığı ve seçildiği AK Parti belediye meclis üyeliğinden de istifa etmesinin istendiği bilgilerine ulaşıldı.
Başkan yardımcısı Veysel İpekçi’yi gördüğü halde ayağa kalkmadığı için “Tuvalet önünde oturma” cezasına çarptırılan sürücünün belki dalgınlıktan belki aymazlıktan, belki de başkan yardımcısını tanımamaktan doğan “kısmi saygısızlığı” bir kenara bıraktığımızda sürücüye böyle bir cezayı reva gören Başkan yardımcısının yaptığı da en basit ifade ile “Çapsızlıktan” başka hiçbir şey olmasa gerek.
Güngören Belediye başkan yardımcısı Veysel İpekçi gibi Türkiye’nin başka belediyelerinde de böylesine “akılsız” yöneticilerin olup olmadığını bilmiyoruz ancak böylesi “çapsız” yöneticilerin sadece yerel yönetimlerde değil yurt genelindeki tüm kurum ve kuruluşlarda olduğuna kesinlikle inanıyoruz.
Bizde “Taç giyen baş akıllanır” şeklinde muhteşem bir deyim vardır, makamları yükseldikçe kişiliklerin oluşması, yukarıya doğru çıktıkça daha merhametli olunması anlamını taşıyan yüzlerce ifade var, ancak Güngören belediye başkan yardımcısının bu hoş olmayan davranışı muhtemelen kendi kişiliğinin henüz oluşmamasından ve oturmamasından kaynaklanıyor olsa gerek.
Dikkat edin özellikle son dönemlerde başta siyaset yapanlar olmak üzere hemen her kurumun başındaki yöneticiler kurum ve kuruluşlarda görev yapan kim varsa tamamının sorunlarına eğilmeyi, onların dertleri ile dertlenmeyi, sevinçlerinden keyif almayı nerede ise bir hayat felsefesi olarak kabul etmiş durumdalar.
Sabah kahvaltılarını, öğlen, akşam yemeklerini çalışanları ile beraber yemek, belli zamanlarda çalışanların evlerini ziyaret etmek gibi herkesin hoşuna giden davranışları sergilemek toplum önünde bu yöneticileri daha saygın bir noktaya getiriyor.
Güngören Belediye başkan yardımcısının bu akıl dışı cezalandırma yöntemini analiz edebilmek adına “çocukluğuna inmek” gibi artık herkesin bildiği bir noktadan bakmanın da çözüm olmayacağını bilenlerdeniz, Zira aklı başında bir insanın yapmayacağı bir yanlışlık ile karşı karşıyayız.
Sen bir sürü okul oku, Üniversiteden mezun ol, siyasete gönül ver, bunun içinde alışkanlıklarından önemli ölçüde ödün ver, bir siyasi partiye üye ol, seçim zamanı aday ol, meclis üyesi seçil, mensup olduğun siyasi parti belediye başkanlığını açık ara kazansın, Başkanın taktiri ile çok sayıda birimden sorumlu başkan yardımcısı ol ve durduk yerde bütün bu emekleri bir saniyede heba eden o çapsızlığı yap.
Galiba “Hazmetmek” yada “hazmetmemek” dedikleri de tamamen bu olsa gerek, “Boğaz dokuz boğumdur, dokuz kere yutkun bir kere konuş” ile birlikte “Allah iki kulak bir ağız vermiş, demek ki iki dinleyip bir konuşacaksın” söylemi ile devam eden yüzlerce örnek insanın böylesi anlarda daha tevazu sahibi olması adına takınacağı tavırları belirlemektedir.
Güngören Belediye başkan yardımcısının bu davranışı “iyi ki var” dediğimiz “Sosyal Medya” aracılığı ile anında bütün yurt geneline yayılınca ortaya çıkan “öfke dalgası” karşısında çaresiz kalan yönetim tarafından ciddiye alınarak gereken cezanın anında verilmesini sağladı.
Umarız bu durum yönetim katında bulunan herkes için büyük bir ders olur, İnsanı bir “ Hizmetçi” olarak gören değil “Allah’ın yarattığı en kutsal varlık” gören gönlü geniş insanların çoğalmasına vesile olur ki bundan sonra böyle çapsızlıklar olmasın.
Zira yapılan hiçbir iyilik yada kötülük artık bir dakika bile gizli kalmıyor, sosyal medya dediğimiz o muhteşem araç ile saniyeler içerisinde herkesin dikkatini bir noktaya doğru çeviriyor.
Tek çözüm insan olmak..