Geçtiğimiz günlerde büyükşehir belediyesinin AK Partili o Büyükşehir’e bağlı ilçe belediyesinin CHP’li olduğu bir yerleşim merkezinde bulunan ve daha çok AK Partili kimliği ile tanınan bir iş adamının beklenilenin aksine CHP eksininde söylemlerde bulunduğu şeklindeki haberlerin çıkması siyasette taşların yeniden yerinden oynayacağı ile ilgili kanaatlerin gelişmesine vesile oldu.
Bizim milletimiz özellikle de iş dünyasına mensup kişiler Ülke genelinde iktidarı elinde bulunduran partileri sever ve o siyasi partilerde görünmeyi severler, Ülke genelinde iktidarda bulunan parti eğer yerel de de belediye başkanlığı kazanmışsa iş adamının siyaseten zaten başka bir görüşü savunması zaten imkansızdır.
31 Mart tarihinde yapılan yerel seçime kadar AK Parti açısından bu durum sorunsuz bir şekilde devam ediyordu, AK Parti 03 Kasım 2002 tarihinde kazandığı genel iktidarı 2004 yılında çok sayıda belediye kazanarak taçlandırdığından yukarıda da belirttiğimiz gibi özellikle iş dünyası kendisini AK Parti ekseninde siyaset yapma durumunda görüyorlardı.
31 Mart tarihinde AK Parti başta İstanbul-Ankara-İzmir-Antalya-Adana ve Mersin olmak üzere çok sayıda il-ilçe ve belde belediyesini kaybetti, bir çok seçim bölgesinde AK Parti belediye başkanlıklarını kıl payı kazanınca o seçim bölgesindeki hatırı sayılır ilçelerde kendisi dışındaki partiler tarafından kazanıldı.
Yerel seçimin üzerinden 11 ay geçti, bundan yaklaşık 1 ay sonra yani 31 Mart 2020 yılında Edirne’den, Kars’a kadar bütün yerleşim merkezlerinin belediye başkanları bir yıllık görev süreleri ile ilgili muhasebe yapacaklar, bilanço çıkartacaklar.
Geçen bu bir yıllık süre içerisinde AK Parti hükümeti ile İstanbul Büyükşehir belediye başkanı Ekrem İmamoğlu arasında başlayan ve henüz tamamlanamayan bilek güreşi Millet İttifakına sahip belediye başkanlarının yaptıklarını yada yapamadıklarını o belediye başkanlarının penceresinden dikkatlerden kaçırdı.
31 Mart tarihinde yapılan yerel seçimde Millet İttifakına mensup adaylar tarafından kazanılan başta İstanbul-Ankara-İzmir-Antalya-Adana ve Mersin olmak üzere belediyelerde çok hızlı bir şekilde kadrolaşma yaşanıyor, 2004 yılı itibarı ile iş başında bulunan bürokratların nerede ise tamamı büyük bir değişime tabi tutuluyor.
Kendi seçim bölgelerinde bu değişimi an be an gören yaşayan işadamları içinde kabul etmek gerekiyor ki artık bulundukları mahallerden yani AK Partiden uzaklaşıp bir şekilde Millet İttifakına mensup partilerin belediye yönetimlerine yaklaşma mevsimi de olabildiğince hızlı bir şekilde yaşanmaya başladı.
Vatandaş için yukarıda da belirttiğimiz gibi genel iktidar önemlidir ancak doğumdan ölüme kadar hayatımızın her safhasında beraber olduğumuz yerel yönetimler yani belediyeler vatandaşlarımız daha da önemlisi işadamlarımız için çok daha büyük önem arz etmektedir.
Yerelde özellikle inşaat işleri ile uğraşan dolayısı ile normalin üzerinde bir hayat yaşayan işadamları attıkları her adımda belediyeler ile yürümek durumundadırlar, para kazanmak yada istihdam yaratmak adına herhangi bir projeye başlamak isteyen işadamı İmar durumu için, İnşaat ruhsatı için, kat artışı için, Hafriyat ruhsatı için, Otopark ruhsatı için, en sonunda da yapı ruhsatı (İskan) için mecburi bir şekilde belediye yönetimi iyi yol yürümek daha da açık bir ifade ile Belediye yönetimleri ile iyi geçinmek durumundadırlar.
Geçtiğimiz yıllarda yapılan değişikler sonucu yerelde bütün yetkilerin nerede ise Büyükşehir belediyelerine verilmiş ilçe belediyeleri de adeta işlevsiz bir hale getirilmişti, o günlerde AK Partinin yerelde olan mutlak üstünlüğü ile işler yolunda gidiyordu ancak 31 Mart tarihinde Büyükşehir belediyelerinin önemli bir kısmı AK Partinin elinden çıkınca işler bu noktaya kadar geldi dayandı.
Önümüzdeki günlerde kamuoyunda AK Partili kimlikleri ile özdeşleşmiş çok sayıda işadamının Millet İttifakına mensup siyasi partilere yönelmesi hiç kimse için sürpriz sayılmamalıdır, zira yukarıda da belirttiğimiz gibi hayat devam ediyor ve ihtiyaçlarda sonsuz.
Bu şekildeki gidişleri son derece normal karşılamak gerektiğine inanıyoruz, 1995 yılında Refah Partili olan çok sayıda iş insanı 1999 yılında MHP’li, ANAP’lı hatta DSP’li oldu, aynı kitle 03 Kasım 2002 yılı itibarı ile günler içerisinde yani çok kısa bir sürede AK Partili oldular ve hayatlarını devam ettirdiler.
Şimdi işadamlarının yolculuğu başka bir mecraya doğru devem ediyor, Özellikle millet ittifakına mensup siyasi partilere doğru başlayan bu yönelmenin önümüzdeki günlerde Büyükşehirlerde daha da belirginleşeceğini siyaseti az çok okuyan herkes tarafından çok net bir şekilde görülüyor.
23 Haziran tarihinde İstanbul’da meydana gelen 800 binlik oy farkının tekrar tekrar analiz edilmesi gerekiyor.