Aşağı yukarı 25 yıldır her gün aksatmadan köşe yazısı yazıyoruz, Dünya gündemini, Türkiye ile ilgili gelişmeleri,yerel noktadaki sorunları elimizden geldiği, dilimizin döndüğü oranda yazmaya var olan sıkıntıları çözülsün diye yöneticilere aktarmaya çalışıyoruz.
Fikirlerimizin basılı yayın kuruluşlarında ve o yayın kuruluşlarının digital platformlarında da yazılması ile yazılarımıza muhatap olan herkesin ilgi göstermesi sonrada eğer varsa çözüm önerileri sunması duyarlı bir medya mensubu olarak bizi ayrıca sevindiriyor.
Zaman zaman bizi yurt içinden yurt dışından arayan medya kuruluşlarının temsilcileri “Yüksel Bey izniniz olursa yazınızı bizim yayın kuruluşlarında da kullanmak istiyoruz “ yada “ Uygun görürseniz Haber portalımıza sizi de köşe yazarı olarak eklemek istiyoruz” şeklindeki taleplerine de elimizden geldiği kadar katkı sunmaya çalışıyoruz.
Bizim yazılarımıza ve fikirlerimize değer veren böylesi taleplerde bulunan kişi ve kurumlara saygımız sonsuz,Neticede her yayın gurubu kendi gazetesinin daha çok okunmasını daha fazla takip edilmesini istiyor ki bununda son derece saygı duyulacak bir karar olduğunu biliyoruz.
Bizi de kendi aralarında gören ve ismi “Bizim mahalle “olarak kabul edilen Muhafazakar kesimde ise kendimizi bildik bileli bu şekilde bir incelik ve narinlik göremediğimizi üzülerek beyan ediyoruz, Kişinin hakkına, hukukuna, emeğine asla değer verilmeyen bir mahallenin daha açık ifade ile anlayışın arasında bulunmanın neresinin keyifli olduğunu da anlamanın mümkün olmadığını düşünüyoruz.
Geçtiğimiz günlerde sekreterimiz bize “Yüksel Bey sizin adınıza Google arama motorunda bir tarama yaptım,dini bir haber portalında köşe yazarı olarak görünüyorsunuz,bilginiz varmıdır.?” diye sorduğunda “haberimiz yok” cevabını verdik.
Bizi habersiz bir şekilde kendi haber sitesine “Köşe yazarı” olarak ekleyen site yönetimine sitenin iletişim bölümünde var olan bütün telefon numaralarını aramamıza rağmen ulaşamayınca sıkıntımız bir kat daha arttı.
15 Temmuz sonrası Türkiye’nin nasıl büyük sorunlar yaşadığını sürekli takip eden birisi olarak, bizi haber sitesine “Köşe yazarı” olarak ekleyen kişilerin dünya görüşlerini , hayat nizamlarını da bilemediğimizden ancak daha da önemlisi “bizim iznimiz ve bilgimiz dışında” böyle bir iş yapmalarının da hiçbir ahlaki ölçüye sığmadığını söylemek adına muhatapları bulmaya çalıştık.
İlgili haber sitesini yaklaşık iki gün aradıktan sonra ulaşabildiğimiz bir görevliye “Beyefendi ben Yüksel Ercan” dediğimiz de muhatabımız “Buyurun ne istiyorsunuz “ karşı sorusuna “Ben sizin köşe yazarınızmışım , tanımadınızmı beni” dediğimizde işin hangi boyutlarda olduğunu bir kez daha anladık.
Site sahibi “Yüksel Bey bu kadar alınacak ne var, sizde bizim mahalledensiniz, Aşağı yukarı aynı dünya görüşlerine sahibiz, yazınızı aldık kullandık, Size de söyleyecektik ancak arkadaşlarımız size ulaşamamışlar,nasıl isterseniz öyle yapalım” cevabını verdi.
Yaptığı yanlışlığı kendisine göre haklı gören muhatabımıza” Sizin şahsınıza bir diyeceğimiz yok ancak bizde emek veriyoruz, yazılarımızın daha geniş kitleler tarafından takip edilmesi bize de keyif verir ancak işin doğru olan tarafı yazılarımızı kullanmak istediğinizde bunun bizim bilgimiz dahilinde olmasıdır, Hepimiz için çok daha önemli olan hak hukuk kavramı Maalesef bizim mahallede pek önemli değil, Bu anlayışın değişmesi lazım, lütfen benim yazılarımı kullanmayın” dedik ve konuşmayı bitirdik.
Bizim başımıza gelen bu üzücü hadise kendisini “köşe yazarı” olarak tanımlayan ve istikrarlı bir şekilde her gün yazı yazan pek çok meslektaşımızın başına gelmiştir, Bir köşe yazısı yazmadan önce işleyeceğimiz konu ile ilgili harcadığımız zaman, yaptığımız araştırmaları bilen ancak bunu kabul etmeyen çok sayıda kuruluş temsilcisi yüzünden maalesef sektör her geçen günü daha büyük yara alıyor.
Bu saygısızlığın “Hak Hukuk-Din-iman” diyen ve bu mevhumları savunan kişilerden gelmesi ise işin daha acı tarafı, Bir nevi emek hırsızlılığı denilebilecek bu yanlışlığın düzeltilmesi adına verilen ve bundan sonra da verilecek mücadelenin daha üst seviyelerde yapılması gerekiyor.
Hangi sektörde olursa olsun herkesin emeğe saygı göstermesi gerektiğine inanıyoruz, Bir başkasının işini iyi yapmak adına verdiği emeği yok sayıp kendi menfaati uğruna değerlendirmesi kesinlikle kabul edilecek bir davranış olmasa gerek.
Toplumu yönlendirmede, var olan sorunların giderilmesine birinci derecede önemli olan Medya sektöründe görev yapanların “Hak-Hukuk” kavramları ile ilgili daha dikkatli davranmasını beklemek hem bir vatandaş hem de Medya sektöründe yıllardır emek veren bir yazar olarak bizimde en temel beklentimiz.
Muhafazakar kesimin yoğunlukta olduğu “Bizim Mahallede” bu tür detaylara daha fazla dikkat edilmesi pek çok sıkıntıların da ortadan kaldırılmasına vesile olacaktır, Kendimizi düzeltmeden memleketi yada dünyayı düzelmeye kalkmanın aslında boşuna bir çaba olduğunun da anlaşılması adına düzeltmeye önce kendimizden başlamak en akıllıca yol olacaktır.
Lütfen emeğe saygı…