KOCAELİ (AA) - Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Bayraktutan, ağustos ayı işsizlik verilerine ilişkin "İş gücüne katılım oranındaki artış göz önünde bulundurulmadan sadece işsizlik oranına bakmak eksik bir değerlendirme olur." dedi.
Prof. Dr. Bayraktutan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de işsizlik oranının ağustosta geçen yılın aynı ayına göre 0,5 puan artarak yüzde 11,1 olduğunu anımsattı.
Mevsimsel açıdan değerlendirildiğinde özellikle tarım, inşaat ve turizm gibi sektörlerde artan istihdam potansiyeli dolayısıyla işsizlik oranının ağustosta daha düşük değerleri görmesini beklediklerini belirten Bayraktutan, bu yıl ağustos ayında yaşanan döviz piyasasındaki yüksek dalgalanmalar ve ekonominin bütününe ilişkin beklentilerin bozulmasının istihdamın önünde baskı oluşturduğunu söyledi.
Bayraktutan, ağustosun özellikle 2018'in en elverişsiz koşullarının yaşandığı bir ay olduğunu dile getirerek, mevsimsel anlamda beklentiyi karşılamasa da içinden geçilen olağanüstü süreç ve iş gücüne katılım oranı ve demografik dönüşüm gibi diğer değişkenlerle beraber değerlendirildiğinde istihdamdaki artışın beklentilerin gerisinde kalmasının makul görülebileceğini kaydetti.
Ağustos ayında yüzde 54,3 olarak gerçekleşen iş gücüne katılma oranında tarihin en yüksek seviyelerinin görüldüğüne işaret eden Bayraktutan, "İş gücüne katılım oranındaki artış göz önünde bulundurulmadan sadece işsizlik oranına bakmak eksik bir değerlendirme olur. Türkiye sadece yeni iş gücüne istihdam sağlamış olsa bile işsizlik oranını indiremiyor. İş gücüne 756 bin insanın katılımı söz konusu. Dolayısıyla bu 756 bin insan istihdam edildiğinde bile işsizlik oranı aynı kalıyor." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Bayraktutan, iş gücü oranının artmasının özellikle istihdam kaynaklı üretim potansiyelinin artması anlamına geldiğini vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Dolayısıyla bu daha çok sayıda insanın üretimin parçası olma arayışı içinde olduğunu gösteriyor ki bu uygun koşullarda artan istihdamla beraber ekonomiyi, üretimi, büyümeyi destekleyici bir kaynak oluşturacaktır. Ekonominin üretim kabiliyeti sahip olduğu faktörlerin miktarıyla ve onun değişimiyle de alakalı. Teknolojik gelişme ve verimliliğin artışı yanında iş gücü ve sermaye birikimi gibi diğer faktörel gelişmeler de ülkenin büyüme performansı açısından önem arz ediyor. Dolayısıyla artan iş gücüne katılım oranı daha fazla insanın iş araması ve iş bulursa istihdam edilmesi anlamına geliyor. Bu zaten yeni bir durum değil, devam eden bir süreç. Kentsel nüfus arttıkça ve kadınlar ev hanımı olmak yerine iş bulup çalışma çabasında olunca iş gücüne katılım oranında da artış oluyor. Bu olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmelidir."