İSTANBUL (AA) - Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, "Finansman maliyetleri bu kadar yüksek olmasına rağmen gerek içeride iş dünyasında gerekse yabancı yatırımcılarda güçlü yatırım yapma iştahı var." dedi.
Bilecik, Anadolu Ajansı (AA) Finans Masası'na konuk oldu.
Uzlaşmanın asla yenilgi olmadığını belirten Bilecik, ABD ile olumlu ilişkilerin gelişmesinin, ekonominin parametrelerinin rahatlaması açısından yüzde 100 avantaj olduğunu söyledi.
Geçmiş dönemlere de bakıldığında Türkiye'nin yönünün hep batıya döndüğünü anlatan Bilecik, elbette komşu ülkelerden tutun dünyanın her ülkesine, her yönüyle çok olumlu ilişkiler ve ticareti yükseltebilecek her türlü çabanın sonuna kadar içinde olunması gerektiğini dile getirdi.
Bilecik, Türkiye'nin ana yönünün batı ve transatlantik olması gerektiğini, ilişkilerin düzgün olmasının her zaman Türkiye'nin elini kuvvetlendireceğini kaydetti.
Özellikle ABD ile ilişkilerin olumlu çizgide olduğuna işaret eden Bilecik, "90 yıllık bir müttefiklikten bahsediyoruz. Ülkeler arasındaki ilişkilere bakıldığında ana tema genellikle menfaat, çıkar ilişkisidir. Bu yanlış bir tespit değildir. Ülkemizin milli menfaatleri doğrultusunda bu çizgi dahilinde olumlu ilişkileri köpürterek devam etmemiz gerekir. Sosyal ve ekonomik refahımız için bunlar gereklidir." ifadelerini kullandı.
- "Yatırım yapma iştahı kabardı"
TÜSİAD Başkanı Bilecik, iş dünyası için en önemli tehdidin yüksek enflasyon olduğunu belirtti. Yüksek enflasyonun bir çıktısı olarak da yüksek faizin beraberinde geldiğini söyleyen Bilecik, bununla beraber yapısal sorunların da altının çizilmesi gerektiğini ve bunların kendi içlerinde birbirinden kopuk olmadığını ifade etti.
Finansman maliyetlerinin bu kadar yüksek olmasına rağmen gerek içeride iş dünyasında gerekse yabancı yatırımcılarda güçlü yatırım yapma iştahı olduğunu vurgulayan Bilecik, "Yatırım yapma iştahımız yükseliyor. 2018 sonu itibarıyla iş dünyasının nabzını tutsanız; herkeste yatırım yapma iştahı kabarmış durumda. Bunun içinde iş yapabilme ortamının biraz daha düzeltilmesi gerekir." diye konuştu.
Bilecik, Türkiye'nin borcunu ödeme konusunda her zaman için karnesinin son derece sağlam olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin daha öngörülebilir ve güven verici bir yapıya ihtiyacı olduğunun altını çizen Bilecikgeçtik, "Özellikle 2001 yılı sonrasında yapılan bütün reformlarda özellikle denetim ve düzenlemeden sorumlu olan kurumların şeffaf ve kural bazlı yönetimiyle Türkiye'ye muazzam sermaye rallisi olmuştu. Önümüzde böyle bir pratik var." ifadelerini kullandı.
Bilecik, bugün yatırımların önündeki en büyük engelin belirsizlik olduğunu, ekonominin güven üzerine kurulan bir yapı olduğunun tekrardan netleştirilmesi gerektiğini belirtti.
Halihazırda Türkiye'de yatırım yapmış yabancı yatırımcıların memnun olmasının ve yatırımlarını genişletmesinin de önemli göstergelerden olduğunu anlatan Bilecik, "Özellikle mevcut yatırımcıları kati surette ürkütmememiz gerekir. Çünkü onlar eldeki kuş. Eldeki kuşu kaybetmiyor olmamız gerekir." dedi.
- "Kredi daralması reel sektörün en büyük sorunu"
TÜSİAD Başkanı Bilecik, iş dünyasının bankaların zaman zaman kredi musluklarını kapattığına yönelik eleştirilere hakkında, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İş dünyası kendi objektifliğini kaybetmemeli. Her zaman empati kabiliyeti yukarıda olmalı. Bir şey talep ederken, bir miktar da olsa kendinizi karşı tarafın yerine koymalısınız. Bankacılık sistemindeki sıkıntıların tespitini yapmamızda fayda görüyorum. Bugün iş dünyasının en çok sıkıntıda olduğu ana gündem maddesi krediye sağlıklı bir şekilde ulaşamamak. Kredinin maliyetinden çok krediye ulaşmadaki sıkıntılar öne çıkmış durumda."
Bilecik, bugün TL kredi tarafında kredi/mevduat oranının yüzde 150 seviyelerine bulunduğunu, bugün bu oranın dünya ortalamalarının yüzde 80 civarında olduğunu söyledi.
Bankaların bilançolarına bakıldığında 100 liralık mevduatına karşılık 150 liralık kredi verdiğini belirten Bilecik, "Aslında bankalarımız sıkıntının içindeler. Bunun normalleşmesi gerekir. Kredi daralması reel sektörün en büyük sorunu. Burada ister istemez yeteri kadar kredi bulamamak kredi faiz oranlarının da dengelenmesini sağladı. Gönül böyle arzu etmezdi ama tespitimiz bu yönde. Banka bilançolarındaki sıkıntılı kredilerinin temizlenmesine ilişkin belki arka tarafta çalışılıyordur ama biz kamuoyu olarak bunu daha işitmedik. Banka bilançolarındaki sıkıntılı kredilerin mümkün olduğunca hızlıca normale döndürülmeli. Bu dünyanın her yerinde defalarca yapıldı. Bu gerçekleşirse reel sektör de daha rahat finansmana erişebilir."
- "Kurda seviyeden ziyade istikrarlı seyir önemli"
Erol Bilecik, döviz kurunda seviyeden ziyade kurun istikrarlı seyrinin daha önemli olduğunu vurguladı. Dolar/TL'de açısından şu an içinde bulunulan 5,30-5,40 bandının fevkalade memnun edici olduğunu söyleyen Bilecik, "7 TL sınırlarına gelmiş bir dolardan bu seviyeleri görmek son derece olumlu. Asıl değerli olan kurun seviyesinden çok nasıl bir istikrarda devam ettiğidir." dedi.
"Yüksek dalgalar geldiği zaman kumdan kale olmamak lazım" diyen Bilecik, şunları kaydetti:
"Finansa erişebilirlikte ana formül öngörülebilirlik. İnsanlar öngörülebilir bir piyasayı hissetmeye başladılar ve bunu görüyorlar ise o zaman finansal istikrara erişim de kurun seviyesi de kendi içinde bir dengeye kavuşur. Şu anda bunun emarelerini alıyoruz. İş dünyası olarak bizim iki gözümüzün biri ekonomide, diğeri dış politikadadır.
Daha iyi olmaya çalışmayan daha iyi de olamaz. Bizim daha iyi olmamız gerekir. İş dünyası ile kamunun daha iç içe olması gerekir. Şu anki gidişattan memnunuz. 2019 yılının hayırlara vesile olmasını dilerim. 2019'un çok olumlu çizgide başlayarak, keyifli bir umuda yolculuğun yapıldığı, pozitif sürprizlerin olduğu, negatif sürprizlerin olmadığı bir yıl olmasını dilerim."
(Bitti)