24 Haziran 2018 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili genel seçimi sonrası 31 mart 2019 yılında yerel seçim yapılmıştı, bu iki tarihten sonra siyasetçilerin er meydanına çıktığı sınav tarihi de bilindiği gibi 14 mayıs Pazar günü olmuştu.
Seçmen 14 mayıs tarihinde gittiği sandıkta TBMM’de bulunan 600 milletvekilinin dağılımını verdiği oylarla belirledi ancak yüzde ellinin üzerinde oy alınması gibi bir mecburiyetin bulunduğu Cumhurbaşkanlığı seçiminde seçmen her iki tarafa da seçilmek için gerekli oy oranını vermeyince sonuç 28 mayıs tarihindeki ikinci tura kaldı.
Dolayısı ile 28 mayıs tarihinde yani yarın yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimi için “final” demek son derece doğru bir tanımlama olacaktır, zira 24 haziran 2018 yılından bu tarihe kadar olan zaman dilimi içerisinde seçmen çok net bir karar vermek durumunda olacak.
Geçen bunca yıllık zaman dilimi içerisinde bir taraf Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin iyi olduğundan diğer taraf ise güçlendirilmiş parlamenter sistemin milletimiz için daha iyi sonuçlar getirdiğini savundu durdu.
Seçimler çok büyük oranda mevcut iktidarın göreve geldiği andan içerisinde bulunduğumuz zaman dilimi içerisindeki ana kadar geçen sürede vatandaşın sosyo-ekonomik durumunun ileriye yada geriye gittiğinin tayini için yapılıyor.
Özellikle son 2 yıldır Türkiye’de herkesin kabul edeceği müthiş bir hayat pahalılığı var, yerinde durmayan fiyatlar, olağan üstü artan konut fiyatları, alınması mümkün olmayan araçlar ve yerinde duran maaşlar herkese çok zor anlar yaşatıyor.
Ancak mevcut iktidar sürekli belirttiğimiz gibi geçtiğimiz mart ayında başlayan seçim süreci boyunca bir gün bile olsun gündemin ekonomiye gelmesine asla imkan tanımadı bunun yerine millet ittifakını terör örgütleri ile bir arada göstermeye, gösterirken de ekonomiden çok terörün konuşulmasını sağladı.
İşte Türkiye böylesine birbiri ile alakasız pek çok gündem maddesi ile 28 mayıs tarihinde sandık başına gidecek, 14 mayıs tarihinde yarım kalan seçimi tamamlayacak.
Seçimin sonucu ne olursa biz hayatımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz, Ancak 29 mayıs sabahı itibarı ile bizi nasıl bir ekonomik tablonun beklediğini, mevcut yapı devam ederse hangi zorluklar ile karşı karşıya kalacağımızı bilemiyoruz.
Temennimiz sağduyunun hakim olduğu, kavgasız, tartışmasız bir seçimin gerçekleşmesi, Bu kadar gerginlik içerisinde sanıyoruz ki en büyük kazancımız sağlıklı bir seçimin gerçekleşmesidir.
Demokrasilerde sandık esastır, bize de düşen me olursa olsun sandıktan çıkan neticelere saygı duymak ve seçmene inanmaktır.
28 mayıs tarihinde sandıktan çıkan netice milletimize hayırlı olsun.
Demokrasinin gereği seçmenin kararına saygı duymaktır.