Dini duyguları istismarla dolandırıcılık şüphelileri hakkında iddianame

GENEL

- Kocaeli'de kendisini "Hızır Aleyhisselam" olarak tanıttığı ve gruba katılanlardan "sadaka" adı altında para, ev ve otomobil alıp dini duyguları istismar ederek dolandırıcılık yaptığı ileri sürülen örgüt elebaşının da aralarında bulunduğu 9'u tutuklu 15 sanık hakkında 2'şer yıldan 14'er yıla kadar hapis cezası istendi

KOCAELİ (AA) - Kocaeli'de dini duyguları istismar ederek dolandırıcılık yapıldığına ilişkin suç örgütüne yönelik soruşturma kapsamında aralarında örgüt elebaşının da bulunduğu 9'u tutuklu 15 sanık hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi.

Savcılık tarafından hazırlanan 89 sayfalık iddianamede, kendisini "Hızır Aleyhisselam" olarak tanıttığı ve gruba katılanlardan "sadaka" adı altında para, ev ve otomobil alıp dini duyguları istismar ederek dolandırıcılık yaptığı öne sürülen örgüt elebaşı "Rafet efendi" kod isimli Şaban Özdil'in de aralarında bulunduğu 15 sanığın, "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "dini inanç ve duygularının istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçundan 2'şer yıldan 14'er yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.

Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianame, incelemenin ardından kabul edildi.

İddianamede, F.K. ve İ.K. isimli kişilerin CİMER'e yaptığı ihbar üzerine başlatılan soruşturma kapsamında şu ana kadar söz konusu örgütten 27 kişinin mağdur ve 11 kişinin de müşteki olduğu belirtildi.

Özdil'in, "Fırkayi Naciye" olarak bahsettiği örgütün, yardımda bulunmayanları "cehennem azabı"yla korkutup, bu durumdan kurtulmaları için maaşlarının bir bölümünü vermelerini istediği aktarılan iddianamede, şunlar kaydedildi:

"Sanıklar Y.D. ve E.Ş. isimli müritlerin, konuşmalarında tarikat liderleri olan Şaban Özdil'in veli ve mübarek (Evliya, üstün özellikli) sıfatında gördükleri ve Müslümanların mutlaka bir velisinin olması gerektiğini belirttikleri, veliyi bulduktan sonra insanların mallarını sadaka olarak bu veli ve tarikatına vermeleri gerektiğini söyleyerek, şeriat kurallarına bağlı tarikat olduklarını açıklamaya çalıştıkları görülmüştür. Taraflar arasındaki konuşmalara bakıldığında tarikat lideri ve üyelerinin dergaha katılan şahıslara öncelikle liderlerinin 'Evliya', 'Şeyh' olduğunu, Allah ile görüştüğünü, ondan aldığı ilhamlar ile hareket ettiklerini söyleyerek inandırdıkları, insanların dini duygularını istismar ederek sadaka adı altında para ve mallarını alarak dolandırdıkları anlaşılmaktadır."

Şaban Özdil'in iddianamede yer alan beyanında şu ifadelerine yer verildi:

"Bu beyanların hiçbirini kabul etmiyorum. Müslüman ve mümin olarak kesinlikle ayrım yapmıyorum. Kimseye karşı bu şekilde bir söylemim olmadı. İnfak olarak kimseden para istemedim ve almadım. Sohbet toplantısına katılan kişiler Allah rızası için ihtiyacı olan kişilere vermek üzere yardım amaçlı imkanları dahilinde bana para verirler. Ben de bunları ihtiyacı olanlara veririm. Cennet vadettiğim kesinlikle yalandır. Bu şekilde bir söylemim kesinlikle olmadı. Ben, 'Hızır Aleyhisselam vasıtasıyla direkt Allah'tan ilham alıyorum, Allah bana ilham veriyor. Hac diye bir şey yok, Kabe taştan ibarettir. Peygamber hac yapmamıştır.' şeklinde kimseye bir beyanda bulunmadım."

Müşteki Ş.T.K. ifadesinde, "Çalışmış olduğum firmada 2 bin 700 lira civarında maaş almaktayım. Almış olduğum maaşın bir bölümünü, ortalama 500 ile 1000 lira arasında bir miktarı Rafet Efendi olarak Şaban Özdil'e nakit olarak, ihtiyaç sahiplerine sadaka vermesi için elden verirdim. Rafet Efendi de benim adıma ihtiyaç sahiplerine bu parayı dağıtırdı." şeklinde beyanda bulundu.

İddianamede, İ.P. ve sanık Şaban Özdil arasında geçen konuşmaya ilişkin ses kaydında ise İ.P'nin bankadan kredi kullandığını söylemesi üzerine Şaban Özdil'in söz konusu kişiye, bankadan kredi kullanmasından dolayı günaha girdiğini belirterek, sözde günahlarının affedilmesi ve cennete girebilmesi gibi vaatlerle şahıstan evini devretmesini istediği ve evini üzerine aldığı kaydediliyor.

İddinamede, Şaban Özdil'in müritlerine, "Cennetin anahtarı bizim tarikatımızda, kurtuluş bizdedir. Bizden olmayanlar sapkındırlar. Ben ledün ilmine (Allah tarafından verilen ilim - Peygamberlerimize has özelliklerden biri) vakıfım. İstanbul'da Peygamber Efendimizle karşılaşıyorum. Sizi de bu yola davet ediyorum. Bizim tarikatımızın adı 'Fırka-ı Naciye' tarikatıdır." gibi söylemlerde bulduğu belirtiliyor.

Haklarında, "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "dini inanç ve duygularının istismarı suretiyle dolandırıcılık" suçundan 2'şer yıldan 14'er yıla kadar hapis cezası istenen 9'u tutuklu 15 sanığın yargılanmasına gelecek günlerde Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinde başlanacak.


Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.