EDİRNE (AA) - Trakya Üniversitesi (TÜ) Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, "Verem, bu milletin hafızasında 'ince hastalık' diye yer etmiştir. Verem, bizim edebiyatımıza, şiirimize, filmlerimize girmiş, geçmişte hayatımızı etkilemiş bir hastalık. Tıptaki gelişmeler ve veremle mücadeleyle büyük yol alındı. Verem hastalığı artık mazide ve filmlerde kaldı." dedi.
Edirne Sağlık Müdürlüğünce, 72. Verem Eğitim ve Propaganda Haftası etkinlikleri kapsamında Edirne Halk Eğitim Merkezi'nde toplantı düzenlendi.
Vatandaşların verem hastalığı ve hastalıkla mücadele konusunda bilinçlendirilmesi amacıyla düzenlenen toplantıda konuşan TÜ Rektörü Prof. Dr. Tabakoğlu, 20. yüzyılda Türk insanının hafızasında 'ince hastalık' olarak yer edinen veremin, eski Türk filmlerinde bir anı olarak kaldığını söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla birlikte veremle mücadelenin etkin bir şekilde başladığını ve başarılar elde edildiğini ifade eden Tabakoğlu, "Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda, verem ölümcül bir hastalık ve neredeyse her evden bir veremli var. Cumhuriyet kurulduktan sonra bu ülke insanı yaşasın, bu hastalıklardan kurtulsun diye veremle savaş başlıyor ve bu amaçla dernekler kuruluyor. O dönem çok yaygın olan hastalıkla önemli bir mücadele yapılıyor ve başarı elde edilmeye başlıyor. Günümüzde çok başarılı metotlar kullanarak Türkiye'de verem hastalığında büyük başarılar elde edildi ve veremden ölümleri dünya ortalamasının altına düşürdük." şeklinde konuştu.
Veremin toplumların gelişmişlik düzeyiyle bağlantılı bir hastalık olduğunu belirten Tabakoğlu, şöyle devam etti:
"Verem bu milletin hafızasında 'ince hastalık' diye yer etmiştir. Eski Türk filmlerinde bunu çok iyi görürüz. Filmlerde verem hastalığı 'ince hastalık' olarak anlatılırdı ve narin bir hastalık olarak anlatırdı. Filmde senaryo gereği sevgili çaresiz bir aşka düşmüştür, durum gittikçe kötüleşir. Öksürmeler devam eder ve bir gün mendilinde kan görür. Orada bir dram sahnesi, bir gerilim sahnesi olur ve birkaç sahne sonra mezarlık sahnesi görülür. Verem, bizim edebiyatımıza, şiirimize, filmlerimize girmiş, geçmişte hayatımızı etkilemiş bir hastalık. Tıptaki gelişmeler ve veremle mücadeleyle büyük yol alındı. Verem hastalığı artık mazide ve filmlerde kaldı."
Veremin bir sosyal belirteç olduğunu ifade eden Tabakoğlu, "Tüm toplumun ne kadar iyi olduğunu ya da olmadığını gösterir. Verem hastalığınız fazla ise toplum olarak çok iyi yerde değilsinizdir. Bunun yanına uyuşturucu ve alkol kullanımını da koymak lazım. Fakirliğin olduğu yerlerde yaşayan bir hastalıktır." dedi.
- "Her yıl vereme bağlı olarak 1 milyon 600 bin insan ölüyor"
TÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Karlıkaya ise küreselleşmenin etkisiyle veremin dünya genelinde etkili olmaya başladığını ve Dünya Sağlık Örgütü'nün buna karşı önlemler aldığını ifade etti.
Veremle mücadelenin önemine vurgu yapan Karlıkaya, "Dünya Sağlık Örgütü, 1993 yılında küreselleşmenin etkisini görerek verem hastalığı için acil durum planını devreye soktu. Çünkü küreselleşmeyle insanların dolaşımı yaygınlaştı, göçler arttı ve HIV salgınıyla birlikte ve verem tekrardan etkisini göstermeye başladı. Gözlem altında tedavi tekniğiyle hastaları iyileşene kadar tedavi ederek bir sistem ortaya koydu ve geliştirdiği strateji planlarıyla veremle mücadele etti. Şu anda her yıl vereme bağlı olarak 1 milyon 600 bin insan ölüyor. Ölenlerin çoğunu ise çocuklar ve kadınlar oluşturuyor." diye konuştu.
Edirne Sağlık Müdürü Ali Cengiz Kalkan da, Türkiye'nin veremle mücadelede dünyanın önde gelen ülkelerinden olduğunu belirterek, veremden ölüm oranının yüz binde birin altında olduğunu dile getirdi.
Üniversitenin Devlet Konservatuvarı Bölümü öğrencilerinin müzik dinletisi sunduğu toplantıya, kurum müdürleri, sağlık çalışanları ve vatandaşlar da katıldı.