Gelecek yıl bu ay yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği genel seçimi yaklaştıkça siyasetin zaten yüksek olan ateşi de her gün biraz daha fazla tavan yapıyor, Geçmiş dönemlerde siyasetçilerin birbirlerine gün aşırı verdikleri cevaplar şimdilerde önce saat başlarında sonrada nerede ise dakikalar içerisinde yapılmaya başlandı.
Tansiyon bu kadar yükselince siyasetin dili de olabildiğince gerginleşti, Medyada boy gösteren siyasetçiler sabahtan akşama kadar bir birlerine olmadık hakaretleri savuruyor, bu siyasi partilere gönül veren vatandaşlarda durumdan vazife çıkartarak siyasetçilerden daha sert ifadeler kullanıyorlar, hatta iş bilindiği gibi kavga boyutuna kadar gidiyor
Arabesk müziğin tavan yaptığı dönemlerde bestesini Burhan Bayar’ın yaptığı ve sanatçı İbrahim Tatlıses’in seslendirdiği
“Ne yapalım demekle olmuyor dostum
Artık çaresini bulmamız gerek
Bizi bize düşman eden ülkeyi
İçimizden çıkarıp atmamız gerek
Duygumuz aynıdır inan ki dostum
Katıla katıla gülmemiz gerek
Bitsin artık yasımız bitsin acımız
Bambaşka yarınlar kurmamız gerek
Bize bizden başkası dost olmaz dostum
Var olan gerçeği görmemiz gerek”
Şeklindeki eseri nerede ise bilmeyenimiz yok gibidir.
Aynı duyguları paylaşan, aynı secdeye yönelen, Aynı bayrağın altında toplanan, aynı İstiklal marşı ile heyecanlanan 83 milyon Türk insanı nasıl oldu da adeta birbirini boğazlayacak hale geldi işin doğrusu bizde anlayabilmiş değiliz.
Hepimizin kabul edeceği gibi geldiğimiz nokta hiç te iç açıcı değil, Pandemi dolayısı ile evlerimiz kendimize ceza evi gibi olmuşken, Dün çok kudretli bildiğimiz iş yerleri tek tek iflas noktasına gelmişken içerisine düştüğümüz bu sinir harbi de işin tuzu biberi oldu.
Batı ülkelerinin aksine siyaset bizim olmazsa olmazımız haline geldi,
Aldığımız nefes siyaset
Yürüdüğümüz yol siyaset
Yediğimiz yemek siyaset
İçtiğimiz su siyaset
Seyrettiğimiz televizyon siyaset
Kısacası hayatımızın her noktasında siyaset bizi esir almış durumda.
Bizi perişan eden bu gerginlik siyasetinin bir an önce sona ermesi en büyük dileğimiz, bunun yanında yukarıda birkaç dizesini yazdığımız “Bulmamız gerek” eserde olduğu gibi “Bize bizden başkası dost olmaz” gerçeğini özümsediğimiz anda bu gerginlikten de kısmen kurtulabileceğimizi düşünüyoruz.
Bize Türkiye’den başka vatan yok, Yurt edinmeye çalıştığımız bu topraklarda sevgi dilinin hakim kılınması, Var olan kırgınlıkların ortadan kaldırılması, Yeniden aynı hedeflere doğru yönelebilmek adına gerekli adımların atılması noktasında
“Ne yapalım demekle olmuyor dostum
Artık çaresini bulmamız gerek”
Sözlerine daha fazla kulak vermek zorundayız.
Yoksa bu gerginlik hepimizin psikolojisini iyiden iyiye yok edecek.