Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nce "Göç, Mültecilik ve İnsanlık" temasıyla bu yıl ikincisi düzenlenen Kartepe Zirvesi, yurt içinden ve dışından çok sayıda akademisyenin katılımıyla başladı.
The Green Park Kartepe Otel'de düzenlenen zirvenin açılışında konuşan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, "Göç, Mültecilik ve İnsanlık" konusunda dünyanın dört bir yanında yüzlerce kurumun binlerce toplantı yaptığını söyledi.
Buna rağmen bu temayı tercih ettiklerini çünkü yangının hala devam ettiğini vurgulayan Karaosmanoğlu, "Alevler üstümüze üstümüze geliyor. Bu yangını söndürme seferberliğine entelektüel katkı sunmak istedik. Bu nedenle göç konusunu seçtik. Gayretimiz Aylan bebeklerin, Rawda Nurların, Ümranların hayatta kalması, insanlık vicdanı ve gücünün kendini göstermesi içindir." diye konuştu.
Göçün insanın köklerinden kopması, koparılması olduğunu dile getiren Karaosmanoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Göç, yüz yıldır, bin yıldır toprağına kök salmış insanın, bilmediği bir toprakta yeniden var olma çabasıdır. Göç, insanlık tarihi boyunca hep vardı. Hepimiz yeryüzünde göçmeniz. Bugün Suriye, Meksika, Honduras, Filistin ve Afganistan'dan dünyaya yayılan göç dalgası, salgın hastalıklar nedeniyle yaşadığımız göçlere benziyor. Veba, verem, kızıl, kolera, cüzzam... Belki bunları artık yaşamıyoruz, belki bunları yendik ancak yerlerine kendi elimizle yenilerini yerleştirdik. Bugün yaşanan zorunlu göçün gerçek sebebi olanlar, emzikli göçmen bebekleri annelerinden koparma vicdansızlığını, göçe karşı bir tedbir olarak sunabiliyorlar.
Vicdansızlığın cüzzamdan ne farkı var? Irkçılığın vebadan, terörizmin kızıldan, sömürünün koleradan, darbelerin veremden ne farkı var? Bence bu hastalıklar daha acımasız, bilakis daha ölümcül. Bilmeliyiz ki yurdundan sürülen, köklerinden koparılan, sakat kalan, tecavüze uğrayan, insanlık onuru incitilen, hayatını kaybeden göçmenlerin karşılaştığı her durumun hesabı, onlarla aynı havayı soluyan ve konfor içinde yaşayan bizlerden sorulacak. İnsanlığın kaderini bu meseleyi çözmekte göstereceği başarı belirleyecek."
Karaosmanoğlu, göç doğuran bölgelerdeki salgın hastalıkların doğru teşhis edilmesi ve tedavi edilmesi, göçe neden olan şartların ortadan kaldırılmasının insanlık borcu olduğunu vurgulayarak, mazlumlar için "Nuh'un Gemisi" olan Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde bu görevi medeniyet bilinciyle yapmaya çalıştığını kaydetti.
Asıl sorunu çözünceye kadar can havliyle Türkiye'ye sığınan insanlara kucaklarını açmak zorunda olduklarını belirten Karaosmanoğlu, "Türkiye olarak bu anlayışla tarih boyunca bütün mazlumlara kucak açtık. Afganistan, Irak, Suriye göçlerinde de insanlığın ve insanların sığınağı olduk. Bu insanlık meselesini kendisine mesele edinmiş entelektüellerden, siyasetçilerden, sivil toplum mensuplarından, gazetecilerden, sanatçılardan teşhis ve çözüm önerilerini dinleyeceğiz. Ortak akılla ürettiklerimizi Kartepe Zirvesi 2018 deklarasyonu ile dünyaya ilan edeceğiz." şeklinde konuştu.
Zirvenin açılışına, Dışişleri Bakanı ve Zirve 2018 Onursal Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, eski Yunanistan Başbakanı George Papandreou, BM Türkiye Mukim Koordinatörü Irena Vojackova Sollorano, Yunanistan Göç Politikaları Bakanı Dimitris Vitsas, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Christian Berger, Kocaeli Valisi Hüseyin Aksoy ile öteki ilgililer katıldı.
- Kartepe Zirvesi
Kartepe Zirvesi, göç ve mültecilik ekseninde şekillenecek ve her biri konuyu farklı bir boyuttan derinlemesine ele alacak olan 2 konferans, 2 açılış panel toplantısı, 2 çalıştay, 22 panel, 11 akademik oturum ve etkinliklerden oluşuyor.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde üniversite, sivil toplum kuruluşu, uluslararası kurum ve kuruluşlardan 22 paydaşın ortaklığında gerçekleştirilen Kartepe Zirvesi'nde bu yıl 31 ülke, 184 kurum temsil edilecek. Yurt içinden 62, yurt dışından 31 üniversiteden akademisyen görüş ve düşüncelerini dünya kamuoyuyla paylaşacak.
Göç ve mültecilik kavramlarının Türkiye ve dünya açısından çok yönlü bir perspektifle değerlendirileceği Kartepe Zirvesi'nde elde edilen sonuçlar, bir önceki yılda olduğu gibi bildirgeye dönüştürülerek başta Birleşmiş Milletler olmak üzere dünyadaki pek çok politika yapıcı ve karar alıcı kurumla resmi olarak paylaşılacak.