Edirne Emniyet Müdürü Ali Kemal Kurt, okullarda görevli özel güvenlik elemanlarına ilişkin, "Sorumlu oldukları yerlerde polis yetkisini haizler." dedi.
Kurt, Devecihan Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Güvenli Okul Güvenli Gelecek" programı kapsamında, Toplum Yararına Program Uygulamaları ile Güvenli Okul Bilgilendirme ve Değerlendirme toplantısında yaptığı konuşmada, okulların güvenliği ve işleyişinden okul müdürlerinin sorumlu olduğunu söyledi.
Kurt, okul müdürlerinin okullarında vuku bulan olaylarda idari ve adli işlem için gerekli tutanakları mutlaka tutmaları gerektiğinin altını çizdi.
-Okullardaki özel güvenlikler
Okullarda özel güvenliklerin istihdam edildiğini aktaran Kurt, şunları kaydetti:
"Özel güvenlik arkadaşlarımız, onlar bizim meslektaşımız. Sorumlu oldukları yerlerde polis yetkisini haizler. Yani dışarıda genel olarak sorumluluklarımız dahilinde ne yapıyorsak özel güvenlik personeli arkadaşımız da o yerde o yetkiyi haiz. İkaz edebilir, güç kullanabilir, silah yetkileri yok ama bazı özel güvenlikçilerimize silah da verebiliyoruz yerine göre. Yeri geldikçe özel güvenlik arkadaşımızın silah kullanma yetkisi var. Bunu öncelikle bilmenizi isterim. Dolayısıyla okullarda görev alacak personelimiz, bir polis gibi düşünün bunu. Aldığımız kuralları uygulayacağız. Uygulamayanlar varsa bunları caydıracaklar, hatta güç de kullanacak. Cop kullanabilir, kelepçe takabilir, her şeyi yapabilir. Okul güvenliklerini sorumluluklarını anlatacak tarzda eğiteceğiz."
Özel güvenliklerin okulda cereyan eden olaylara doğrudan müdahil olması gerektiğini vurgulayan Kurt, özel güvenliklerin konu mankeni değil, güvenlik için istihdam edilen kişiler olduğunu dile getirdi.
Ali Kemal Kurt, Edirne'de tüm il merkez ve ilçelerdeki okulların güvenli olduğuna vurgu yaparak, geçen haftalarda bir okuldan çocuk kaçırıldığına ilişkin yayılan söylentinin de aslının olmadığını ifade etti.
Olayın çocuk kaçırma ile ilgisi bulunmadığını ifade eden Kurt, şöyle konuştu:
"Geçen hafta okulumuzda olan hadise çok abartıldı. Yani insanlar nasıl bir psikolojiye geldi onu anlamakta imkansızlaşıyor. Artık bir çocuğu kucağımıza almaya şefkat göstermeye korkar hale geldik. Toplum psikolojisi açısından incelenmesi gereken bir travma diyelim. O zamanki olayda da zihinsel engelli bir genç fakat hiçbir olumsuz kaydı yok, olumsuz hiçbir davranışı yok. Bizde de kaydı olan birisi de değil. Tamamen iyi niyetli olarak safiyane bir niyetle, annesi çocuğu yolun karşısına bırakmış, karşıya geçirmemiş. Ondan sonra anne giderken, çocuk onu görüyor iyilik yapıyor.
Çocuk karşıdan karşıya geçerken güvensiz olmasın diye çocuğu kucağına alıp bir ağabey, bir anne baba şefkatiyle karşıdan karşıya geçiriyor. 'Okulunu seviyor musun?' 'öğretmenlerini seviyor musun?' diye soruyor gayet masumane. Orası tenha, karanlık ya da ıssız bir yer de değil. Öğle saatine yakın bir saat. Hiçbir velinin dikkatini çeken olumsuzluk yok. Anne uzaktan çocuğunun yolun karşısına geçirildiğini görünce anne geliyor, çocuk hala orada zihinsel engelli genç. Anne 'seni polise şikayet edeceğim, şunu yapacağım, bunu yapacağım' diye korkutunca şahıs oradan uzaklaşıyor, kaçmıyor yine. Anne de orada ama. Anne bağırsa ses çıkarsa yine yakalanacak ama olumsuzluk olmadığı için kaçma eğilimi göstermiyor. Fakat biz bu olayı çok ciddiye aldık ve o bölgedeki kameraları araştırdık. Şahsı bulduk, raporuna baktık, etrafında araştırdık, GBT kayıtlarına baktık hiçbir olumsuzluk yok. Masumane bir olay. Ama neredeyse Edirne ayağa kalktı, okullara dilekçeler veriliyor. İnsanımız da maalesef paranoya olma durumuna geçiyor."
Toplantıya, Edirne Milli Eğitim Müdürü Hakan Cırıt, Edirne Jandarma Komutan Yardımcısı Albay Seyit Ali Arslan, milli eğitim ve emniyet müdür yardımcıları ile okul müdürleri katıldı.