2019-09-20 20:37:00

İYİ Partinin bundan sonrası

YÜKSEL ERCAN

yukselercanmedyagrup@gmail.com 20 Eylül 2019, 20:37

24 Haziran 2018 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi İYİ Partinin Cumhurbaşkanı adayı olarak seçime katılan Meral  Akşener’in o tarihte aldığı oydan daha fazla bir oy alacağını düşünenlerden birisi de bizdik, Tansu Çiller hükümetinde destansı bir İçişleri bakanlığı yapan Meral Akşener’in seçmen nezdinde daha fazla oy alacağı düşünülürken belki konjonktür gereği belki de AK Parti dışında kalan oyların CHP adayı Muharrem İnce etrafında toplanması Akşener’in daha fazla oy almasını engellemişti.

Hatırlatmakta fayda var 03 Kasım 2002 tarihinden itibaren yapılan bütün genel ve yerel seçimden birinci olarak çıkan AK Partinin karşısında başarılı olmaya çalışan CHP’nin bütün emekleri boşa gidiyor, dolayısı ile AK Parti girdiği her seçimde fazla zorlanmadan CHP karşısında mutlak bir üstünlük kuruyordu.

24 Haziran 2018 tarihide yapılan seçimde İYİ Partinin kazandığı 49 milletvekili o zamana kadar var olan dengeleri bir anda değiştirmiş ve AK Partinin 295 sayıda kalmasına vesile olmuştu, O günlerde yada ondan sonra gelen günlerde kime sorulsa “ Eğer seçime İYİ Parti katılmamış olsa kazandığı 49 milletvekilinin nerede ise tamamı AK Parti’ye gidecek ve 2002 yılından beri süren gelenek yine devam edecekti” cevabı alınacaktı.

O gün yani 24Haziran 2018 tarihinde CHP ile İYİ Parti arasında hayata geçirilen “Millet İttifakı” devam ettirilip 31 Mart tarihinde de sürdürülünce İYİ Partin de büyük katkısı ile başta İstanbul-Ankara-Antalya-Adana ve Mersin olmak üzere pek çok belediye CHP’li adaylar tarafından kazanılmış, İYİ Parti “Budur” denilecek belediye kazanmamasına rağmen verdiği destek  ile CHP’li adayların başarılı olmasında birinci derecede rol oynamıştı.

Siyaset ile uğraşan pek çok yazar-çizer yada düşünürün aksine biz İYİ Partinin siyaseten son derece başarılı bir grafik çizdiğine inananlardanız, Yukarıda da belirttiğimiz gibi 2018 yılına kadar CHP karşısında mutlak üstünlük kuran AK Parti’nin önce 24 Haziranda istediği neticeyi alamaması, arkasından 31 Mart tarihinde yerel yönetimler noktasında sıkıntı yaşamasının yegane sebebi bize göre İYİ Partidir.

Bu kadar iyimser bir tablo çizmemize rağmen biz teşkilatlanma noktasında daha da önemlisi “Bundan sonra Türk siyasetinde bizde varız, Önümüzdeki dönem yada dönemler İYİ Partili yıllar olarak anılacaktır” şeklinde seçmene güven veren bir yapılanmayı henüz hayata geçirmediğine inanıyoruz.

25 Ekim 2017 tarihinde kurulan ve henüz iki yaşını bile doldurmamasına rağmen 2018 yılı itibarı ile Türkiye’de siyasetin akışını değiştiren bir partiye de haksızlık yapmak istemeyiz ancak tüm iyi niyetimize rağmen yukarıda da belirttiğimiz gibi İYİ Partinin seçmen tarafından “İşte benim Partim” denilecek noktada olmadığı da hemen herkes tarafından kabul edilen bir gerçek.

Önümüzdeki günlerde İYİ Partinin kongre süreci başlıyor, Kurulduğu günden itibaren daha çok “MHP’den ayrılanların kurduğu bir siyasi oluşum” olarak değerlendirilen Partinin kendisini, bu görüntüden ve etiketlemeden süratle kurtarması ve sadece bir kesimden değil toplumun tüm kesimlerinden oy almaya aday bir “Merkez Parti” olduğunu topluma kabul ettirmesi gerekiyor.

İYİ Partinin kendisini topluma kabul ettirmesi ve gelecek dönemler için umut olması adına en başta partinin genel merkez yöneticilerinin bir arada olması tek ses tek nefes görüntüsü vermesi  gerekiyor, İYİ Parti Genel merkezinin daha çok geçmişte MHP’de görev yapan siyasetçilerden oluşması ve bu siyasetçilerinde kabul edelim etmeyelim MHP’deki yarışı İYİ Partiye taşımaları bir taraftan Genel başkan Meral Akşener’i zor durumda bırakırken bir taraftan da seçmenin arzu ettiği “Birlik-bütünlük” görüntüsünü sağlayamıyor.

Önümüzdeki günlerde başlayacak olan Kongre süreci İYİ Partinin  bundan sonraki siyaseti açısından da çok büyük önem arz etmektedir, Pek çok zorluğa rağmen girdiği ilk seçimde 49 milletvekili kazanması, 31 Mart tarihinde CHP’nin kazandığı belediyelerde en büyük rolü oynaması partinin zaten var olduğuna en büyük işaret ,işte bütün mesele yapılacak kongrelerden topluma umut verecek teşkilatların  hayata geçirilmesidir.

Biz olabildiğince seyahat eden, dolaşırken de siyasetin nabzını tutmaya çalışan bir gazeteciyiz, Gittiğimiz her yerleşim merkezinde vatandaşlarımıza bütün siyasi partiler gibi İYİ Partinin bugününü ve yarınını ilgilendiren sorular yöneltiyor not tutuyoruz, Mesela İYİ Parti mensupları Ankara- İzmir-Adana-Mersin ve  Kocaeli gibi yerleşim merkezlerinin İl başkanlarını çok başarılı bulurken başta İstanbul ve birkaç şehirde görev yapan İl başkanlarını ise “Ulaşılmaz” görüyorlar.

Türkiye’nin pek çok sıkıntısı var, siyasi partilerde var olan sıkıntıların aşılmasında ve vatandaşın daha rahat bir yaşam sürmesinde var olan kurumlar, dolayısı ile bugün muhalefette bulunan siyasi partilerin yarın iktidarda olması bir taraftan genel merkezlerin çabası ile olurken diğer taraftan da teşkilatların göstereceği performansa bağlıdır.

“Siyasi partileri kişiler kurar ancak yaşayıp yaşamayacakları ile ilgili kararı seçmen verir” şeklindeki görüşü hepimiz biliyoruz, Bu nedenle kuruluş aşamasındaki olağanüstü zorlukları bir şekilde aşan İYİ Partinin bundan sonraki gücünün daha da yukarılara çıkması adına Kongreler son derece önemli bir fırsattır, Kongreler sürecinde toplumun önüne çıkartılacak teşkilatlar İYİ Partiyi bundan sonraki süreçte umut yapabileceği gibi sergilenecek dağınık görüntü de maalesef partinin erimesine yol açabilecektir.

Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra Türk siyasetinde “Karizma lider” profiline uyan tek siyasetçinin de Meral Akşener olduğu toplumun tüm kesimleri tarafından kabul edilmişken İYİ Partinin önümüzdeki günlerde başlayacak kongrelerinde “Hizipçilikten-Adamcılıktan” uzak bir şekilde yapılması hem Akşener’in işini kolaylaştıracak hem de İYİ Partinin yolunu açacaktır.

Karar kendilerinin…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.