Biz Kars’ın Selim ilçesinin Yolgeçmez köyündeniz, Rahmetli babamızın devlet memuru olması münasebeti ile yıllar yılı Anadolu’nun bir köşesinden diğer köşesine savrulduk durduk, kardeşlerimizin her birinin nüfus cüzdanında ayrı doğum yerlerinin olması birazda bu memuriyet dolayısı iledir.
Böylesi bir trafik yüzünden her ne kadar Kars’lı olsak ta bizimde nüfus cüzdanımızda doğum yerimiz Erzincan’ın Kemah ilçesi yazıyor, Biraz ihmallikten birazda son derece yoğun bir tempodan olsa gerek hep doğduğumuz yer olan Kars’ı yeteri kadar görememenin üzüntüsünü yaşayıp durduk.
Geçen dönem Çayıroıva Belediye başkanı Ziyaeettin Akbaş ve bir grup Karslı gazeteci arkadaşımızın birlikte yaptıkları bir organizasyon ile hem Kars’ı görmek hem de Selim ilçesinin Kurtuluş şenliklerine katılmak adına Sabiha gökçen havaalanından uçağa bindikten 2 saat sonra Kars Harakani havaalanına indik.
Her ne kadar etrafımızda kim varsa “Kars’ı kışın kar yağdığında görmek lazım” şeklinde öğüt vermiş olsalar da Selim ilçesinin kurtuluş şenlikleri Eylül ayının sonlarına denk geldiğinden “şimdi bekleyelim kışın gidelim” deme gibi bir lüksümüz olmadı.
Kars Havaalanında bizi bekleyen araçlara binip Merkeze geldiğimizde daha şehir girişinde burnumuza gelen mis gibi kızarmış döner kokusunu alınca yanımızdakilere “Bu güzelliği es geçmek olmaz önce güzel bir döner yiyelim onan sonra otele yerleşiriz” şeklindeki ricamızı sağ olsunlar arkadaşlarımız kırmayınca daha Kars’a iner inmez ilk dönerin tadına bakmış olduk.
İnşaat mühendisleri ve mimarlarımız şehirleşmeyi yada şehir planlamasını yerinde görmek istiyorlarsa mutlaka ama mutlaka Kars’ı görmeleri gerekiyor, biz gitmeden çok kısa bir süre önce hizmete açılan Çeltikov Otele yerleşip eşyalarımızı bıraktıktan sonra ev sahibi olarak bizi karşılayanlara “Hadi bakalım bize kısa bir Kars turu yaptır”” dedikten ve şehrin muhteşem mimarisi arasında dolaşırken neler kaçırdığımızın da farkına varmış olduk.
Akşam saatinin yaklaştığı anlarda kaldığımız otele döndüğümüzde daha önce uzun yıllar MHP’de görev yapmış bugünde İYİ Parti Kars il başkanı olan arkadaşımız Settar Kaya’nın bizi beklediğini görünce çok sevindik, Daha birkaç saat önce Döner yemiş olmamıza rağmen Settar Kaya “ Ben birkaç gündür döner yedirmek için sizi bekliyorum, mazeret kabul etmem” dediğinde gazeteci arkadaşımız Cengiz Yücak ile birlikte Settar Kaya’ya misafir olup bir kez daha tadı muhteşem dönerin başına geçmekte gecikmedik.
Havanın artık iyiden iyiye karardığı saatlerde Settar Kaya bizi otele bıraktıktan sonra daha önce görmediğimiz ancak bizi yazılarımızdan tanıyan Kafkas Üniversitesinde görevli bir grup öğretim görevlisi hemşerimiz ile daldığımız sohbet tavan yapmışken saatine bakan bir Akademisyen hemşerimiz “Yüksel Bey saat gece yarısına geldi hava biraz serinledi ancak bu saatte Kars caddeleri muhteşemdir, isterseniz çıkıp biraz dolaşalım” teklifini yapınca “Daha ne bekliyoruz.?” Cevabını verdik ve gece yarısı Kars caddelerinde dolaşmaya başladık.
Havada kuru bir ayaz var, caddeler muhteşem, bütün bu güzelliklere birde Kars Kalesini harika ışıklandırması ile birlikte görünce yanımızdakilere “ mutluluk dedikleri galiba tamda budur” dediğimizde saatinde gece yarısını çoktan geçip 03.00’e kadar geldiğini gördük ve gittiğimiz yollardan tekrar geri dönüp uykuya otelde daldık.
Sabah saatlerinde gazeteci olmamız münasebeti ile bir taraftan bizim için birazda özel olarak hazırlanmış kahvaltının içerisindeki Kars’ın kara balını, ketesini, fesellesini, bişisini, katmerini, çeçil peynirini adeta soluksuz midemize indirirken bir taraftan da “Büyük Allah’ım bu kadar mübarek yiyeceği bize nasip ettiğin için sana şükürler olsun” diye dua ettiğimizi hatırlıyoruz.
Kahvaltı sonrası bizi aracında hazır bekleyen Selim Belediyesi görevlisi Zafer Yaşartürk kardeşimizin eşliğinde Kars merkezden çıkıp Selim ilçesine doğru gelirken o muhteşem güzellikleri de görünce dudaklarımızdan Yavuz Bülent Bakiler’in “Bizim Türkümüz” isimli eserindeki “Bizim türkümüzde gurbet var artık./Hasret var, yürek var, toprak var balam/Gönlümüzü sımsıcak alan topraklar/Tiyan-Şan, Kadır-Gan Dağları'na dek uzar/Kim demiş vatanımız Edirne'den Kars'a kadar.” dizelerinin döküldüğüne şahit olduk.
Selim ilçesinin kurtuluş törenlerinin yapıldığı meydana girdiğimizde bütün bölgenin çok iyi tanıdığı Ozan Yener Yılmazoğlu’nun “Geldim kabristana ana, hasret özümde Uyanda balana layla de ana.Yorulup bedenim uyku gözümde,Uyanda balana layla de ana. Layla layla, layla layla balama layla,Bir zamanlar bana diyerdin layla Şimdi ben diyerim anama layla.”şeklindeki türküsünü soluksuz dinlediğimizi hatırlıyoruz.
Tören alanında bir miktar kaldıktan sonra köyümüz olan Yolgeçmez’e iki saatlik bir yolculuk yaptık, Bütün Anadolu’nun sorunu olan göçün bizim köyümüzü de pençesine aldığını ve köyümüzde nerede ise tek bir akrabamızın kalmadığını görünce kalbimizin sıkışmaya başladığını hissettik ve Yolgeçmez köyünden ayrıldık.
Selim’de akşam yemeği, Belediye başkanını, kaymakamı ziyaret derken vaktin gece yarısına yaklaştığı söylenince aracımıza binip tekrar Kars merkezdeki otelimizin yolunu tuttuk, gece güzel bir uyku ertesi sabah yine muhteşem yöresel kahvaltıdan sonra bizi ağırlamak için ellerinden gelen gayreti kat be kat sarf eden dostlarımızı ile kucaklaştık, helalleştik ve uçağa binip eve dönüş yaptık.
Bugünlerde Türkiye’nin dört bir yanından bulunan tüm araçlar ile Kars iline yolculuk yapılıyor, Anadolu Ekspresinde yer bulmak nerede ise imkansız, Bizim amcaoğlu Ümit Kabay Sarıkamış ilçesinde White Park isminde güzel bir otel hizmete açtı, geçen gün baktık orada da yer yok, Özellikle yarı yıl tatili dolayısı ile Kars ve ilçelerindeki otellerin nerede ise hiç birinde yer yok.
Kars gerçekten gezilmesi, görülmesi gereken dünya harikası bir yer, Kars’ın muhteşem mimarisi ile bezenmiş caddelerinde dolaşmak, Kars kalesinin eteklerine oturmak, Ani harabelerinde geçmişe dalmak, mevsim uygun ise Kaz eti yemek, yine zaman darlığı yoksa Çıldır gölünde keyif yapmak, Allah’ın bir lütfu olarak gördüğümüz mübarek yöresel yemeklerden tatmak bize göre insanın ömrüne ömür katan değerler.
Kars’ı görmek lazım vesselam…