Özellikle Cuma günleri valiliklerde, kaymakamlıklarda, belediye başkanlıklarında yada diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapanları şöyle bir göz ucu ile takip edin.
Namaz saatinin yaklaşması ile birlikte koltuğunun altına bir seccade alan İl merkezinin Valisini, İlçe merkezinin Kaymakamını, İl/İlçe yada Beldelerde ilgili belediye başkanlarını göz hapsine alıp, onların namaz kılacakları camilere hücum ediyor mümkünse de aynı safta olmaya azami gayret sarf ediyorlar.
Aynı ekip Ramazan ayında oruç tutup tutmasınlar yine aynı kurumların başındaki yöneticiler ile İftar masalarına kurulmak için nerede ise birbirlerini eze eze yöneticilere yakın olmanın savaşını veriyorlar.
Belediye başkanlarının moda olan sabah yürüyüşlerinde hayatının herhangi bir bölümünde spor yapmamış çok sayıda görevli mesai saati dışında da başkana yakın olabilmek spor esnasında belki başkanlar ile göz göze gelebilmek adına birbirlerinin üzerine basa basa basa yakın temas kurmak istiyorlar.
Bu saydığımız yakınlaşmalara son dönemlerde Belediye başkanlarının önderliğinde yapılan Umre ziyaretleri de eklendi, İktidarda bulunan AK Partinin ideolojisine yada dünya görüşüne hiçbir şekilde inanmayan daha çok işadamı ve bürokratlar belediye başkanları ile umreye gitmek onlarla beraber kameralara poz vermek sonunda da “Bende buradayım beni de fark edin” diyebilmek için şekilden şekile giriyorlar.
Biz Türkiye’de yaşayan ve “Ben Müslümanım” diyen vatandaşlarımızın Namaz kılmalarına, Umreye gitmelerine yada diğer dini vecibelerini yerine getirmelerine asla karşı değiliz ancak son dönemlerde inanmadıkları halde “Sırf iktidar partisinin yöneticilerine yakın olmak adına”gördüğümüz ve şahit olduğumuz “atraksiyonları” gördükçe “bu kadarda olmaz” demekten kendimizi alamıyoruz.
Artık “Vıcık vıcık” yağ kokan bu hareketleri bizim kadar garipseyen Eski bir Diyanet işleri Başkanı da geçenlerde “Türkiye’de İslamiyet artmıyor, gösterişe dayalı ibadet artıyor”şeklinde yerine son derece iyi oturan bir açıklama yaptı.
Türkiye’nin bu hale gelmesi ibadetini yapan, Son derece düzgün bir hayat yaşayan muhafazakar kesimi de derin üzüntü bir o kadarda endişe içerisinde bırakıyor, dini argümanlar ile uzaktan yakından ilgisi olmayan ancak menfaatleri uğruna hemen her kılığa giren insanlar yüzünden kimin ne yaptığı belli olmayan bir süreç yaşıyoruz.
Adam dün ANAP’ın en önde giden siyasetçisiydi, sonra DYP’li oldu, İktidar değişti RP’li oldu, MHP iktidar ortağı oldu bu adam 40 yıllık Ülkücü gibi davrandı aynı adam 03 Kasım 2002 yılından beri de herkesten daha çok AK Partili olmuş durumda.
Etrafımıza baktığımızda bu halde çok sayıda insan görebiliriz, “Yağmur nerede tarla orada”deyimini kendisine rehber edinen bu kesim için cebine koyacağı para dinden, imandan daha önemli bir şey yoktur ve bu insanlar hiçbir şey yokmuş gibi hayatlarına devam etmektedirler.
AK Partili üst düzey yöneticiler bu tür şekilden şekile giren vatandaşları çok iyi biliyor, görüyorlar, Ancak siyasette her vatandaş “bir oy” olarak göründüğünden “Allah bunları ıslah etsin bunların nasıl bir yapıda oldukları belli hiç değilse belki bu sayede partimize oy verirler”diye düşündüklerinden olsa gerek böylesi bir yanlışlığa rıza gösteriyorlar.
Türkiye bu anlayış ile artık yoluna devam edemez, bu kadar dejenere edilmiş bir kitlenin İslam dini adına yaptıkları yanlışlardan “daha rahat bir yaşam “adına dönmeleri mümkün değildir gibi görünüyor. “Gösterişe dayalı ibadetin” artık tavan yaptığı bir noktada yöneticilerin daha da dikkatli olması gerekmektedir.
Biz yaşadıkları sefil hayata rağmen sırf iktidara yakın görünmek adına takla üzerine takla atan bu insanları gördükçe “nereye gidecek bu işin sonu” diye kendi kendimize sorup duruyoruz, bizim kadar kendi halinde bir hayat yaşayan çok sayıda vatandaşımızın da aynı soruları sorduklarını ama cevap alamadıklarını da çok iyi biliyoruz.
Bu durum artık ötelenebilir geriye atılabilir bir süreç değildir, dolayısı ile vatandaşların bu zafiyetleri yöneticiler tarafından engellenmeli iş yapma önceliğinin iktidara yakın olmaktan değil işe uygunluktan geldiği anlatılmalıdır.
Aksi takdirde gelecek dönemlerde bu günleri de arayacağımızı çok iyi biliyoruz.