Daha çok Mevlana’nın söylediğine inanılan "Bir delille kırk alimi yendim...Kırk delille bir cahili yenemedim..." ifadesi işin doğrusu tamda şu aşamada hayatımızın her alanında bire bir yaşanıyor, yaşatılıyor.
Bir medya mensubu olarak “Kırk deliller bir cahili yenemedim” ifadesini kendisine hayat nizamı olarak kabul eden çok sayıda aklı evvel ile karşılaşıyoruz.
Bu tür her şeyi bilenler ile bir arada vakit geçirmeyi çoktan bıraktığımız bizi yakından tanıyanlar çok iyi biliyorlar, günün koşuşturmacası içerisinde bire bir yakalandığımız bu “keramet ehli” vatandaşlar daha ağızlarını açar açmaz “-Hocam kendini fazla yorma şimdiden her söylediğine evet diyorum, şimdi işim var daha sonra görüşürüz” diyerek uzaklaşmayı artık olmazsa olmazımız olarak kabul ediyoruz.
Ancak bazı zamanlarda bu “kerameti kendisinden menkul” beyefendilerden öyle sanıldığı gibi kolay kolay kurtulma imkanımız olmuyor, Kendisine göre olduğunu düşündüğü ve bir gün öncesinden kafasında oluşturduğu bir kurguyu yüzde yüz doğru imiş gibi anlatan anlatırken de oradan ayrılmayalım diye kolumuza, vücudumuza sıkı sıkıya sarılanlar var.
Normal şartlarda bu tür insanların sadece bize denk geldiklerini düşünüyorduk ancak detaylı bir araştırma yapınca farkına vardık ki nerede ise her yüz kişiden birisine bu tür “kuru inat” sahibi insan denk geliyormuş.
Kendisinin doğruluğuna inandığı andan doğruluk ile uzaktan yakından asla ilgisi olmayan bu “kuru inat” sahiplerine ne derseniz deyin, hangi delili getirirseniz getirin, karşısına onlarca belge, ansiklopedi koyarsanız koyun, muhatabınız “nuh” diyor “peygamber” demiyor.
Önceki gün yine böyle birisi ile bir toplantıda karşılaştık birkaç ortak dostumuz ile şahane bir Fenerbahçe-Beşiktaş muhabbetine girmişken aşağı yukarı yarım saat önce tanıştığımız bir vatandaş durduk yerde başladı siyaset yapmaya yaparken de aslı astarı olmayan ithamlarda bulunmaya.
Böylesi durumlarda sohbet başladıktan en çok yedi-sekiz dakika sonra siz esir alan aklı evvellerin tamamı bizim gazeteci olduğumuzu öğrenir öğrenmez “Ben gazeteci değilim amma” geldiği için saatimize bakmaya başladığımızı hatırlıyoruz.
Vatandaş tarihini bilmediği bir hadise ile anlatmaya başladığında kendisine “-Hocam yorma bizi işimize bakalım zaten kafamız karışık birde aslını astarını bilmediğin bir mevzuda kafamızı şişirme” dediğimizde iş nerede ise kavga noktasına kadar gelip dayanmıştı ki arkadaşlarımız vatandaşı yanımızdan uzaklaştırdılar.
Bizim bu tür insanlara artık tahammülümüz kalmadı, yarım yamalak bilgileri ile fikirleri çürütüldüğünde ortaya çıkan tartışmalar sonucu karakolluk olan çok sayıda hadise bildiğimizden bu güne kadar olduğu bibi bu tür “kuru inat” sahiplerine “bizden uzak durun” ikazımızı sohbetin başlamasından bir dakika sonra yapmaya devam edeceğiz.
Yorulduk artık..