Genç Türkiye Cumhuriyetinin 29 Ekim 1923 yılında ilen edilmesinin üzerinden 95 yıl geçti, Cumhuriyetin ilanından sonra hayata veda ettiği 1938 yılına kadar Gazi Mustafa Kemal Atatürk, sonrasında İsmet İnönü’nün yönetimi üstlendiği Türkiye’de 1950 yılında çok partili seçime geçilinceye kadar bir taraftan Savaştan çıkmış yorgun bir milletin normal hayata adapte edilmesi düşünülürken diğer taraftan da Demokrasiye geçiş süreci başlatılmıştı.
Türkiye’nin çok partili sisteme geçmesi elbette ki kolay olmadı, siyasi hayatı boyunca Serbest Cumhuriyet Fırkası, Cumhuriyet Halk Partisi ve Demokrat Parti'sinde yer alan Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın bir kolunu kısa bir süre organize eden Adnan Menderes, partinin kendini feshetmesinden sonra Cumhuriyet Halk Partisi'ne geçmişti.
Daha sonra 1931 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi'nden Aydın milletvekili seçilen Adnan Menderes ,7 Aralık 1945'te, CHP'den birlikte ihraç edilen arkadaşları Celâl Bayar, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan ile birlikte Demokrat Parti'yi kurdu.
14 mayıs 1950 seçimlerinde DP oyların 53,5’ini alarak iktidar oldu. TBMM başkanlığına Refik Koraltan, Cumhurbaşkanlığına DP genel başkanı Celâl Bayar seçildi. Yeni cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Adnan Menderes'i başbakan olarak görevlendi.
1950 yılında Türkiye’nin çok partili hayata geçmesi ile birlikte, Türkiye başta Süleyman Demirel’i, Bülent Ecevit’i, Necmettin Erbakan’ı, Alparslan Türkeş’i, Turgut Özal’ı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere burada isimlerini saymakta zorlanacağımız çok sayıda siyasetçiyi tanıdı, Bu siyasetçiler yazımızın başında belirttiğimiz gibi Çok büyük savaşlardan çıkmış, Genç Türkiye Cumhuriyetini imar etmek, Vatandaşı içerisinde bulundukları zor durumdan kurtarmak adına ellerinden gelen tüm çabayı gösterdiler, milletten yaptıkları ile ilgili takdir aldılar, yapamadıkları ile de tenkit etiler.
Biz zaman zaman “Türkiye’de lider yetişmiyor” sözünü son derece gereksiz ve lüzumsuz hiçbir anlamı olmayan ve gelişigüzel kullanıldığına inandığımız bir ifade tarzı olarak görüyoruz, toplam 95 yıllık süre içerisinde bir şekilde memlekete hizmet eden bu kadar yönetici dururken “Türkiye’de lider yetişmiyor” sözü bize gerçekten çok saçma geliyor.
Adnan Menderes’in iktidarı döneminde “Menderes’ten sonra lider gelmez” ifadeleri sarf ediliyordu, Süleyman Demirel geldi bu kez “Barajlar kralı” olarak tanımlanan Süleyman Demirel sonrası Türkiye’nin çok zorlanacağı ve lidersiz kalınacağı sözleri söylenmeye başladı, 1980 İhtilali sonrası iktidara gelen Turgut Özal’ın icraatları karşısında “Türkiye gerçekten lidersiz kalmış ve Turgut Özal gibi bir Devlet adamı bekleniyormuş” övgüleri ayyuka çıkmıştı.
Arada 1974 yılında rahmetli Necmettin Erbakan ile yapılan koalisyon yaptığı dönemlerde Dış politikada kendimizi en çok ifade edebildiğimiz Kıbrıs Barış Harekatını gerçekleştiren ve “Kıbrıs fatihi Karaoğlan” şeklinde anılan Bülent Ecevit bu millet tarafından bir anda efsane haline getirilmişti.
Siyaset ile az çok ilgilenenlerin bildiği “Lideri şartlar doğurur” şeklinde çok güzel bir tanım vardır, bunun en açık şekilde ifadesi şartlar ne olursa olsun ülkelerin gidişatını değiştirecek milleti peşinden sürükleyecek liderler bir şekilde ortaya çıkıyor seçmeninde gönlünü kazanıp çok uzun bir zaman dilimi boyunca iktidarda kalabiliyor.
24 Haziran tarihinde yapılacak olan seçimde nasıl bir sonuç çıkacağını şimdiden bilmek zor, Seçimi bir kez daha Recep Tayyip Erdoğan kazanabilir, Erdoğan’ın karşısına Cumhurbaşkanı adayı olarak çıkan rakiplerden birisi de seçimi kazanabilir, bu şimdiye kadar dünyanın sonu olmadı bundan sonra da dünyanın sonu olmaz.
1923 Yılından itibaren bu milletin bağrından nasıl ki son derece önemli liderler çıktı, Milleti peşinden sürükledi hiç şüpheniz olmasın bundan sonrada bu millet kendisine yeni ufuklar açacak liderler bulacaktır, Zaten Demokrasi dediğinizde halkın tercihleri sonucunda aday olan siyasetçilerin halk tarafından iş başına getirilmesi değilmidir.?
Seçimden korkmamak lazım, seçimleri kaybetmekten de korkmamak lazım, Neticede muhalefette bulunan bir siyasi partiyi de iktidara getiren bu seçmen, kendisini iktidara getiren seçmene “Aferin” dedikten sonra iktidar yolunu kapatan seçmene “Bunlar demokrasiden nasibini almamış” demenin de hiçbir geçerli tarafı yoktur.
Yeter ki dünya durdukça Türkiye yaşasın, bu milletin kaderini değiştirecek liderler dün vardı, bugünde var yarınlarda da mutlaka olacak.