Bizim yıllar yılı "Gerçek bir Kahraman" olarak kabul ettiğimiz Şampiyonlar şampiyonu Naim Süleymanoğlu'nun 23 Ocak 1967 yılında dünyaya geldiği Bulgaristan'daki yaşamı Olimpiyat ve dünya şampiyonu eski milli halterci Naim Süleymanoğlu'nun yaşamı 18 Kasım 2017 cumartesi günü İstanbul'da sona erdi.
Siroza bağlı karaciğer yetmezliğine bağlı olarak 28 Eylül'den bu yana Memorial Ataşehir Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi'nde tedavi gören ve 6 Ekim'de de Memorial Ataşehir Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Yalçın Polat ile ekibinin gerçekleştirdiği ameliyatla karaciğer nakli olan Süleymanoğlu, son olarak beyindeki kanama ve buna bağlı artan ödem nedeniyle 11 Kasım'da acil ameliyata alınmıştı.
1984, 1985 ve 1986'da dünyada, yılın haltercisi seçilen Naim Süleymanoğlu 1984 Los Angeles Olimpiyatları'na, Bulgaristan'ın da Sovyetler Birliği'nin yanında boykota katılması nedeniyle katılamayan ülkesindeki baskılardan kurtulmak için, 1986 senesinde, Melbourne, Avustralya'da düzenlenen Dünya Halter Şampiyonası'nda bir süre ortadan kaybolmuş ve daha sonra 11 Aralık'ta ortaya çıktığında, Türk Büyükelçiliği'ne sığınarak, Türkiye'de yaşama, ve Türk Milli Takımı adına karşılaşmalara çıkma talebinde bulunmuş, talebinin kabul edilmesinin ardından, Naim Süleymanoğlu adını almıştı.
Biz bu yazıda Naim Süleymanoğlu’nun Bulgaristan’da yaşadığı sporculuk serüveninden sonra Türk topraklarına ulaşmak adına verilen mücadeleyi anlatmayacağız, kendisinin sporda kazandığı olağanüstü başarılardan da bahsetmeyeceğiz, zira onun nasıl büyük bir sporcu olduğunu dost-düşman herkes biliyor ve takdir ediyor.
Rahmetli Şampiyonun Pazar günü kılınan cenaze namazında meydana gelen bir hadise aslında insanoğlunun birbirini sevmekten başka hiçbir çaresinin olmadığını, siyasetçilerin istedikleri takdirde şu an cehennem haline getirdikleri dünyayı nasıl bir cennete çevirebileceklerini de gözler önüne serdi.
Naim Süleymanoğlu’nun aktif sporculuğunda en büyük rakibi olan Yunan Halterci Valerios Leonidis de Cenaze namazının kılındığı caminin avlusundaydı , Leonidis, Naim Süleymanoğlu’nun Türk bayrağına sarılı tabutu öperek saygısını gösterirken “Ben bir yunan vatandaşı ve bir hıristiyan olarak Türk bayrağına sarılı bir Müslümanın tabutunu öpebiliyorsam, Ülkelerini bir savaştan diğer savaşa koşturmakta hiçbir sakınca görmeyen liderlerinde artık akıllarını başlarına almaları gerekmektedir” mesajını veriyordu.
Yıllar içerisinde Naim Süleymanoğlu gibi kahramanlarda, çevrelerinde hiç sevilmeyenlerde bu dünyaya veda edecek, Ahirete intikal eden kim varsa cenaze namazlarına az yada çok cemaat katılacak, ancak bir Türk bayrağına sarılı bir Müslümanın tabutunun önünde saygı ile eğilip, gözyaşı döken ve tabutu öpen Yunan Leonidis’in bu davranışı aradan yüzyıllar geçse de ders kitaplarında okutulacak bir davranış olarak hayatımızdan hiç çıkmayacak.
Rekabet sporun ve sporcunun bütün hayatında var, Hangi spor karşılaşmasında olursa olsun yükselen adrenalin sayesinde sporcuların normal karşılaşmalar sırasında birbirleri ile kıyasıya kavga ettikleri, kan-revan içerisinde kaldıkları hemen her devirde görülmüştür.
Dikkat edilirse Yunan Leonidis spor yaptığı zamanlarda Rahmetli Naim Süleymanoğlu’nun en büyük rakibi olarak biliniyor, her iki sporcunun birlikte girdikleri yarışmalarda nasıl kıran kırana bir mücadele yürüttükleri, kendilerinin kazanmaları dolayısı ile rakibinin kaybetmesi adına ne kadar fazla dua ettikleri de bütün sporseverler tarafından bilindiğinden Leonidis’in cenaze namazında Naim’in Türk bayrağına sarılı tabutuna sarılıp öpmesi ayrı bir anlam ifade ediyor.
Yazılarımızı takip eden okuyucularımız yada çevremizde bulunan dostlarımız bizim bu konulardaki hassasiyetimizi çok iyi bilirler, Biz içerisinde yaşadığımız dünyanın herkese yeteceğini, siyasetçilerimiz istediği takdirde dünyanın daha yaşanabilir bir gezegen olabileceğini düşünüyoruz, Dostluğun, arkadaşlığın sınır tanımadığını özellikle de aynı coğrafyada yaşamak zorunda bulunduğumuz dostlarımızla da daha iyi münasebetler kurmamız gerektiğine inanıyoruz, yeter ki bu coğrafyada yaşayanlarda bize sorun yaşatmasın.
Yunan sporcu Leonidis’in ,Şampiyon Naim Süleymanoğlu’nun cenazesinde verdiği ders hemen herkes tarafından çok iyi yorumlanmalıdır, Leonidis’in bize anlatmaya çalıştığı “Sınır-Din-dil-Milliyet” tanımayan dostluk, umuyoruz ve diliyoruz ki bundan sonra dünyada birbirini boğazlamaya çalışan milyarlara insana örnek oldu.
Bizde Türk bayrağına sarılı bir Müslümanın tabutuna sarılarak öpen Leonidis’in önünde saygı ile eğiliyor, yanaklarından öpüyoruz.Artık unutulmaya çalışan “Dostluk” gibi son derece yüksek bir duyguyu vücudumuzdaki bütün kılcal damarlara kadar hatırlattığı için.