Çok partili hayata geçtiğimiz 1950 yılı itibar ile nerede ise aldığımız nefesi bile tayin eden siyasi partilerin bugünlerde yaşadıkları kan kaybını bir türlü durdurmamaları pek çok kişi yada kurum tarafından “Siyasi partilere ihtiyaç kaldı mı?” sorusu daha fazla seslendirilmeye başlandı.
2018 yılında “merhaba” dediğimiz Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi gereği o zamana kadar altın çağını yaşayan siyasi partilerin önce duraklamasına sonra da büyük bir hızla gerilemesine vesile oldu.
2018 ve 2023 yıllarında iki kez yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde kamuoyunda biraz tanınan bir isim çıksa “ben yapılacak seçimde Cumhurbaşkanı adayı olmak istiyorum, hiçbir siyasi partiye angaje değilim” şeklinde bir söylem geliştirse ve projelerini kamuoyu ile paylaşma imkanı bulsa nasıl bir netice alabilirdi diye gerçekten çok merak ediyoruz.
Şu an 600 milletvekilinin bulunduğu TBMM’nin hiçbir fonksiyonun kalmadığını hele hele muhalefete mensup milletvekillerinin bırakın seçmene kendilerine bile bir faydalarının olmadıklarını cümle alem biliyor, görüyor.
Milletin faydasına yada zararına olan tüm kararların bir gece yarısı imzası ille hayat bulduğu, Tayinlerin, atamaların TBMM tarafından değil sadece Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanına yakın çevredeki bürokratlar tarafından yapıldığı bir süreçte milletvekillerinin fonksiyonlarının sıfıra inmesi zaten kaçınılmazdı maalesef öyle oldu.
Söz konusu siyasi partilerin il-ilçe –belde teşkilatları her ay kira-elektrik-su-doğalgaz-internet ve personel giderlerini karşılamaktan başka bir görevlerinin olmadığını artık çok net bir şekilde görüyoruz.
2 kez sandık başına gittiğimiz Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi seçiminde yukarıda anlatmaya çalıştığımız karizma bir isim çıktığı an seçmenin gözü milletvekili adaylarını değil sadece Cumhurbaşkanı adayını görüyor.
14 mayıs ve 28 mayıs tarihlerinde yapılan seçimlerin üzerinden 1,5 yıl geçti, Seçim yapılalı fazla bir zaman olmamasına rağmen şu sıralar “Erken seçim yapılsın” talebi pek çok noktadan dillendiriliyor.
Zamanında yada erken yapılacak bir seçimde muhalefet 31 mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimi ölçü alarak “ 14 mayıs ve 28 mayıs 2023 tarihinde yapılan seçimlerde aynı hatayı tekrarlamayacağız, bu sefer biz kazanacağız, kazandıktan sonra da tekrar güçlendirilmiş parlamenter sisteme geri döneceğiz” umudunu taşıyor.
Söz konusu yüzde elliye yakın seçmenin taşıdığı bu kitle “belki ilk seçimde gerçekleşebilir ve tekrar parlamenter sisteme geri dönülebilir” umudunu taşıdığından parti teşkilatları ite kaka görevlerini yerine getirmeye çalışıyorlar.
Cumhurbaşkanlığı seçimi bir kez daha iş başındaki Cumhur ittifakına mensup aday tarafından kazanıldığı takdirde hiç kimsenin şüphesi olmasın şu an var olan partilerin yüzde 99’luk bir bölümü siyasi hayatına son vermek zorunda kalacaktır.
Her seçim elbette ki önemlidir ancak erken yada zamanında yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimi sonrası hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağını sağır sultan bile biliyor.
O seçimden sonra partiler ya yeninden siyasi kimliklerine kavuşacaklar yada tarihin tozlu sahifelerindeki yerlerini alacaklardır.
Bunun kararını verecek olanda her zamanki gibi seçmen olacaktır.