“MHP'nin yeri terörle mücadele edilen taraftır“

POLİTİKA

- MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül: - "Türkiye, içeride ve dışarıda terör odaklarının kökünün kazınması amacıyla çok ciddi faaliyet yürütüyor. Terörle bu kadar ciddi mücadele edilen bir dönemde Milliyetçi Hareket Partisi'nin yeri, terörle mücadele edilen taraftır. MHP, bundan başka pozisyonu kendisi için söz konusu edemez" - "(Altay tankı üretimi) Türkiye'nin bu acil ihtiyacını gidermesi milli bir meseledir. Buna milli bir mesele diye bakıyoruz. 'Milli duruş gösteriyorum' diye Türkiye'nin bu tankı üretmesini 5-10 yıl öteye atacak birtakım faaliyetler içerisine girmeyi de gayrimilli bir tavır olarak değerlendiriyoruz"

SAKARYA (AA) - MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, Türkiye'nin içeride ve dışarıda terör odaklarının kökünün kazınması amacıyla çok ciddi faaliyet yürüttüğünü belirterek, "Terörle bu kadar ciddi mücadele edilen bir dönemde Milliyetçi Hareket Partisi'nin yeri, terörle mücadele edilen taraftır. MHP, bundan başka pozisyonu kendisi için söz konusu edemez." dedi.

Bülbül, Sakarya'da bir restoranda düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, şeffaf, aleni ve samimi olan Cumhur İttifakı'nın, düşüncelerini kurulduğu aşamada milletiyle paylaşan, hedeflerini ortaya koyan ve bu faaliyetlerini milletin gözünün önünde yürüten bir hareket olduğunu söyledi.

Bu ittifakın, milletin önüne çıkıp ayrı konuşup arkasından başka bir senaryo üzerinden çalışan bir siyasi hareket olmadığını vurgulayan Bülbül, "Bugün kendisini 'Millet İttifakı' diye tabir eden yapıya bakıldığında, içerisinde neyin ve kimlerin olduğu tam manasıyla belli değildir, fludur. Kimin kimi hangi amaç ve program çerçevesinde desteklediği belli değildir. Hangi siyasi hedefler doğrultusunda bir araya gelindiği de belli değildir. Bu açıdan şeffaf, aleni değildir." diye konuştu.

Bülbül, Millet İttifakı'nın arka plandaki çalışmalarına bakıldığında ahlaki olmayan birçok yönünün olduğunu hep birlikte gördüklerine işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:

"31 Mart seçimleri sonrasında Sayın Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi ve İYİ Parti'ye teşekkür ederken, HDP'ye TBMM'de teşekkür etmedi. Niye? İstanbul seçimlerinin tekrar edilme gibi bir durumu söz konusuydu. O birlikteliğin gizli şekilde devamı gerekiyordu. HDP'ye aleni şekilde teşekkür edildiği takdirde bundan rahatsız olan CHP'li ve İYİ Parti'ye oy verecek seçmenler, bu ikrarı gördükleri zaman farklı bir tavır belirleyebilirler korkusuyla ne yazık ki bu teşekkürler edilemedi. Ne yazık ki diyorum çünkü alenilik burada ortadan kalkıyor. 'Efendim beraber misiniz?' 'Hayır bir ittifakımız yok, beraber değiliz.' Sonra birisi diyor ki 'Demokrasi, İstanbul, Millet İttifakı...' ama nihayetinde 23 Haziran seçimleri sonrasında TBMM Grup Toplantısı'nda HDP'ye ağız dolusu bir teşekkür geldi ve salonda hiçbir partiye yapılmayan alkış o salonda HDP'ye yapılmış oldu.

Peki, 23 Haziran seçimleri sonrası herhangi bir seçim yok. Niye o günü beklediniz? Her yerde, her platformda Sayın Cumhurbaşkanı da Sayın Genel Başkanımız da Cumhur İttifakı'na bağlılıklarını ifade ediyorlar, hedeflerini ortaya koyuyorlar. Bunlar niye milletin gündeminden kaçırıldı? İşte bunlar sorgulanması gereken önemli meseleler. En sonda da kendi aralarındaki çekişmeler dolayısıyla milletin bir şeylere şahit olduğunu görüyoruz."

- "Milli meselelerde fikir birliği ve kenetlenme şart"

Türkiye'nin içeride ve dışarıda terör odaklarının kökünün kazınması amacıyla çok ciddi faaliyet yürüttüğünün altını çizen Bülbül, "Bu tarihi bir süreçtir. Bu süreçte, Milliyetçi Hareket Partisi'ne 'Siz niye burada duruyorsunuz?' diyen insanın ya Milliyetçi Hareket Partisi'ni tanımamış olması ya da kafayı yemiş olması lazım. Terörle bu kadar ciddi mücadele edilen bir dönemde Milliyetçi Hareket Partisi'nin yeri, terörle mücadele edilen taraftır. Milliyetçi Hareket Partisi, bundan başka pozisyonu kendisi için söz konusu edemez." ifadelerini kullandı.

Bülbül, Türkiye'nin, Doğu ve Güneydoğu'da bu faaliyetlerine devam ederken Doğu Akdeniz'de herhangi bir oldubittiye müsaade etmeyeceğini vurgulayarak, ülkenin temel milli meselelerinde fikir birliğinin oluşmasının ve kenetlenmenin temin edilmesinin şart olduğunu dile getirdi.

Doğu Akdeniz'deki meselelerle alakalı ana muhalefet partisi liderinin "Doğu Akdeniz'de Türkiye nerede?" söylemlerini eleştiren Bülbül, "Kendi grup başkanvekillerinin altında imzası olan bir yazıya rağmen bunun sorgulanması samimi bir yaklaşım değildir. Bu konuda Doğu Akdeniz meselesinde hiçbir tereddüde mahal bırakmaksızın bir birlik ve beraberlik ruhu içerisinde 'Türkiye'nin haklarını kimseye yedirtmeyeceğiz' ifadesi herkesçe söylenmesi lazım. Bizim beklentimiz budur." dedi.

Bülbül, düzensiz göç ve sığınmacılar konusuna da değinerek, "Devletimiz geri dönüşlerin temin edilmesini sağlamalı. Fırat Kalkanı ve Afrin bölgesinde, özellikle oluşturulacak güvenli bölgelerde Suriyelilerin geri dönüşünü temin etmek durumunda." diye konuştu.

- "Türkiye Altay tankıyla alakalı yerli ve milli bir atılım yapmıştır"

Bülbül, bir gazetecinin Tank Palet Fabrikası ile ilgili sorusu üzerine sürecin başından beri işçilerin yanında olduklarını söyledi.

Türkiye'nin, Altay tankını milli ve yerli imkanlarla üretmesi gerektiğine işaret eden Bülbül, bu noktada sermaye olarak birtakım ortaklıklar içerisine girilebileceğini söyledi.

Türkiye'nin F-35 programında Amerika ile çalışmasının sorulmadığını, şimdi tank projesinde niye Katar ile çalıştığının sorulmasını yadırgadığını aktaran MHP Grup Başkanvekili Bülbül, şunları kaydetti:

"Katar, şu an Türkiye'nin Orta Doğu'da stratejik birtakım çalışmalar ve hamleler içerisinde olduğu, Basra Körfezi'nde askeri üslerinin bulunduğu ve ekonomik ticari ilişkilerini geliştirdiği bir ülkedir. Buna başka manalar yüklemenin bir anlamı yoktur. Tankın motorunu üretecek firma da yüzde 100 yerli bir firmadır. Yeni fabrika yapılıncaya kadar, bir tank fabrikası çatısı altında üretime başlanması önemlidir. Türkiye'nin geçirecek zamanı yoktur. Yakın tehditleri, füze tehditlerini giderecek yeni nesil tanka ihtiyaç vardır. Bu konuda Türkiye, Tank Palet Fabrikası'nda üretilecek Altay tankıyla alakalı yerli ve milli bir atılım yapmıştır. Bu konuda hiçbir tereddüt söz konusu değildir. O fabrikanın satıldığını söyleyenler iftira etmektedirler. Mülkiyet ve tezgahlar Milli Savunma Bakanlığı'nın. Bu, fabrikanın BMC'ye ait olduğu gibi bir durumu ortaya çıkarmaz. Özelleştirmenin tamamı satıştan ibaret değildir. Böyle birtakım birlikte üretim metotları denenebilir. Türkiye'nin bu acil ihtiyacını gidermesi milli bir meseledir. Buna milli bir mesele diye bakıyoruz. 'Milli duruş gösteriyorum' diye Türkiye'nin bu tankı üretmesini 5-10 yıl öteye atacak birtakım faaliyetler içerisine girmeyi de gayrimilli bir tavır olarak değerlendiriyoruz."

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.