Özyeğin Üniversitesi 10. yıl etkinlikleri kapsamında, ÖzÜ-Sürdürülebilirlik Platformu tarafından ilki düzenlenen "Sürdürülebilirlik Konuşmaları: Mavi Gezegen mi Plastik Gezegen mi?" başlıklı konferans, canlı yaşamını olumsuz etkileyen plastik atıkların denizlerde yarattığı tehlikeyi gözler önüne serdi.
Özyeğin Üniversitesi açıklamasına göre, Deniz Temiz TURMEPA Derneği Çevre ve Sürdürülebilirlik Koordinatörü Şeyda Dağdeviren Hill’in konuşmacı olarak katıldığı konferansta, makro ve mikroplastikler aracılığıyla insan hayatının ne denli tehdit altında olduğuna rakamlarla dikkati çekildi.
Şeyda Dağdeviren Hill, konuşmasında, kirliliğin boyutlarının yalnızca deniz canlılarını değil insan yaşamını da tehdit edecek seviyeye ulaştığını belirtti. Denizlerdeki plastik atıklar nedeniyle sudaki besin zincirinin bozulduğunu aktaran Hill, “Denizler değişti. Balıklar başta olmak üzere tüm deniz canlıları yoğun bir plastik kirliliğiyle karşı karşıya. Deniz kaplumbağaları denizanası sandıkları plastik poşetleri yiyor. Bu yalnızca denizdeki canlıların yaşamını ilgilendiren bir konu değil artık. Balıkların yediği plastikler ne yazık ki tabağımıza yemek olarak geri dönüyor. Bu kirli zincir nedeniyle biz de farkında olmadan plastik yiyoruz." ifadelerini kullandı.
Hill, insan ve canlı yaşamını tehdit eden bir diğer unsur olan mikroplastiklerin en büyük kaynaklarından birinin, sentetik kumaşlardan üretilen kıyafetler olduğunu dile getirdi. Bu kıyafetlerin çamaşır makinelerinde yıkanırken yıprandığını yani çok küçük boyutlardaki plastik ipliklerini kaybettiğini vurgulayan Hill, bu ipliklerin çamaşır makinesinden kanalizasyona ve oradan da denizlere ulaştığını kaydetti.
Hill, mikroplastikleri atık sudan temizleyecek herhangi bir arıtma yönteminin de olmadığını belirtti.
Plastik kirliliğinin yarattığı problemleri en aza indirgemek için bireysel adımlar atılabileceğini de aktaran Hill "Alışverişlere kendi bez torbalarımızla çıkmak veya suyu tekrar kullanılabilen şişe veya mataralarda tüketmek gibi küçük adımlarla bireysel plastik tüketimimizi azaltabiliriz. Gezegenimiz, geleceğimiz ve çocuklarımız için bu tür adımlar artık tavsiyeden çok bir zorunluluk halini aldı." değerlendirmesinde bulundu.