Türkiye bir taraftan sınırlarımız dışında meydana gelen ve hepimizi iyiden iyiye tehdit eden olumsuzluklar ile mücadele ederken bir taraftan da artık kelimenin tem anlamı ile kapımıza dayanan 2019 yılında yapılacak seçimlere hazırlanıyor.
2019 yılında her ne kadar 3 seçim yapılacak olsa bile herkesin kolayca tahmin edebileceği gibi asıl mücadele 2019 yılının Kasım ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi için olacak, Son yapılan referandum ile Cumhurbaşkanı seçilebilmek için 50.1 oranında oy almak gerekeceğinden Cumhurbaşkanı adayı olmak isteyenler bu 50.1 oranındaki oy yüzdesini elde edebilmek hatta biraz daha yukarılara çıkarabilmek adına ellerindeki bütün imkanları kullanmaktan çekinmiyorlar.
2019 yılının Kasım ayında yapılacak olan seçimde mevcut Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile birlikte İYİ Parti Genel başkanı Meral Akşener’in de aday olacağı MHP’nin aday göstermeyip Tayyip Erdoğan’ı destekleyeceği biliniyor,Geriye de bir tek CHP’nin seçimde nasıl bir yol izleyeceği kalıyor.
MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli’nin aylar önce medya mensupları ile bir araya geldiği bir basın toplantısında “ 2019 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde MHP aday çıkarmayacak ve Sayın Tayyip Erdoğan’ı destekleyecek” şeklindeki açıklamasının hemen ardında bulabildikleri her medya kuruluşunda boy gösteren yorumcular “Bu iş seçimde Cumhurbaşkanı Erdoğan MHP’nin de vereceği destek ile ilk turda en az yüzde 65 oy alarak bu işi bitirir” tamam şeklinde görüş açıklamaya başladılar.
Zaman geçip ortadaki toz bulutu yavaş yavaş dağıldığında 2019 yılının Kasım ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminin aslında geçen yıl yapılan ve sonucun kıl payı ile belli olduğu EVET-HAYIR kampanyasından hiçbir farkının olmayacağı, seçmenin EVET-HAYIR kampanyasında sandığa hangi duygu ve ruh hali ile gitmişse gelecek yıl yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimine de aynı vaziyette gideceği fikri biraz daha ağır basmaya başladı.
Bu durumun farkına varan AK Parti Genel merkezi yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendilerini destekleyen MHP’nin oylarının seçim kazanmaya yeterli gelmeyebileceğini daha da önemlisi MHP’nin verdiği desteğin Güneydoğu’da AK Parti için büyük sıkıntılar yaşatacağını görmüş olacaklar ki son dönemlerde İttifak arayışını MHP dışındaki partiler genelinde de aramaya başlamış durumdalar.
CHP’nin bu konularda sessizliğini muhafaza etmesi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi için göstereceği adaylar noktasında biraz yavaş davranması kamuoyunda “EVET-HAYIR Kampanyasından çok önemli dersler çıkartan CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun böylesi önemli bir seçimde de kişisel hırslarını geriye bırakarak İYİ Parti Genel başkanı Meral Akşener’i bile destekleyebilecek bir duruş sergileyebilir” sesleri her geçen gün biraz daha yükselmektedir.
Gelecek yıl yapılacak olan seçimde AK Partinin yanında yer alabilmek için çok büyük bir gayret sarf etmesine rağmen MHP’nin soğuk davranması yüzünden ittifaka girmeyen BBP’nin bu isteğine rağmen asıl ittifakı Saadet Partisi ile yapmak düşüncesinde bulunan AK Partinin bu talebine de şu ana kadar Saadet Partisinin Evet demediği de düşünülürse sıkıntıların halen daha devam etiği gerçeği ortadadır.
Geriye dönme imkanı olsa biz bugün Cumhurbaşkanı seçilebilmek için Devlet Bahçeli tarafından önerilen ve ilk anda “Bal-Börek” gibi görülerek hemen Evet denilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modelinden AK Partinin bugün “yanlış oldu” diye vazgeçeceğini çok iyi biliyoruz, AK Parti zaten yıllardır iktidarda, Tayyip Erdoğan gibi güçlü bir liderde Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyor, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin, Devlet Bahçeli’nin de MHP’nin başında olduğu bir siyasi iklimde Tayyip Erdoğan “artık istemiyorum” diyene kadar Cumhurbaşkanı AK Partinin de iktidar olacağını bu memlekette yaşayan hemen herkes zaten biliyor.
Böylesi bir süreçte yani Cumhurbaşkanını halkın seçtiği bir sistemde Devlet Bahçeli’nin önerdiği “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” kabul edilmese Zaten Tayyip Erdoğan girdiği her seçimde en az yüzde 40 oy alarak Cumhurbaşkanı seçilecekti.
Bizim Yüksel Ercan olarak oyumuz ortada , Seçim tarihi yaklaştığında şartlara bakacağız, Liderlerin performanslarını inceleyeceğiz, Adayların durumuna bakacağız ve ondan sonra kafamızın yattığı siyaseti kimin uygulayacağına inanıyorsak oyumuzu oraya atacağız, Ancak bugün itibarı ile estirilen bahar havasına rağmen AK Parti-MHP cenahının işinin hiçte umulan kadar iyi olmadığını çok iyi biliyoruz.
Seçmen zamanı geldiğinde oy atacağı yeri belirlemek için Güvenlik ve Ekonomiye bakacak, Seçime henüz 1,5 yıldan fazla var, Bugün gündemin birinci maddesi olan ve bu gündemle yatıp ertesi gün aynı gündem ile uyandığımız Sınır Ötesi Harekatında çok uzun yıllar sürmeyeceği gerçeği orta yerde iken seçmen tercihinin seçim gününe kadar daha pek çok kez değişeceğini düşünüyoruz.
Durumun farkına varan ve siyaseti en iyi bilen liderlerin başında gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu yüzden sadece MHP ile olan birlikteliğin seçilmek için yeterli olmayacağını gördüğünden olsa gerek başta Saadet Partisi olmak üzere yüzde bir yüzde iki demeden ne kadar oyu olan partiler var ise tamamını kendi yanına çekmek adına son derece haklı bir çalışma yapıyor.
Biz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sabahtan akşama kadar Televizyon ekranlarına çıkıp “ Netice yüzde 70 çıkacak hatta yüzde 80 çıkacak, Anketler böyle çıkıyor ben de öyle hissediyorum” diye atıp tutan yorumculara da inandığını kesinlikle düşünmüyorum, Bu yüzden dikkat edin Cumhurbaşkanı Erdoğan “Artık Anket firmalarına inanmıyorum” şeklinde açıklama yapmak ihtiyacı hissediyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimin kaderini AK Parti-MHP birlikteliğinden çok “CHP-İYİ Parti ve Saadet Partisinin alacağı yada alamayacağı kararların tayin edeceğini” söyleyenlerin bugünlerde daha fazla olduğunu da artık görmek-hissetmek ve anlamak lazım.