31 Mart tarihinde yapılacak yerel seçime henüz bir aydan fazla bir zaman var, Meclis üyelerinin de Seçim kurullarına verilmesi ve listelerde var olan eksikliklerin giderilmesi ile bir eşik daha aşılacak.
Yurt genelinde seçime katılacak olan siyasi partilerin adaylarının büyük bir çoğunluğu Ocak ayı içerisinde ilan edildi, AK Parti belediye başkan adaylarını 13 ocak tarihinde belirledi, Diğer siyasi partilerde aşağı yukarı o tarihlerde adaylarını ilan ederek seçimi resmen başlattılar.
Biz daha o günlerde Adayın belirlendiği tarih ile seçimin yapılacağı tarih arasında oldukça uzun bir zaman dilimi olduğunu bu uzun sayılabilecek zaman dilimin adaylar açısından kolay geçmeyeceğini seçmeninde bu uzun zaman dilimi içersinde siyasete fazla zaman ayırmasının mümkün olamayacağını dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışmıştık.
Kocaeli genelinde bilindiği gibi Büyükşehir Belediye başkanı daha önce belirlenmişti, 13 Ocak tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ında katılımı ile 12 ilçe belediye başkanı açıklanmış, Başkan adayı olacakları kesinleşen ve bir gün önce adaylıkları kendilerine tebliğ edilen siyasetçilerde daha salondan çıkar çıkmaz seçim çalışmalarına başlamışlardı.
AK Parti dışında kalan partilerin çoğu da o tarihlerde adaylarını belirlediler, her ne kadar meclis listeleri o günlerde netleşmemiş olsa da adaylar kendi eksenleri etrafında oluşturdukları “dar çerçeveli” ekiple sahada dolaşmaya başladılar.
Seçim çalışmalarının 13 Ocak tarihinde başladığını varsaydığımızda o tarihin üzerinden nerede ise 45 gün geçtiği ortaya çıkıyor, 31 Mart tarihinde yapılacak olan seçime de henüz 35 gün kaldığı düşünüldüğünde başkan adaylarının içerisinde bulundukları zor durum çok net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Bizde nerede ise gelenektir, Adaylığı ilan edilen siyasetçi,Önce eğer yaşıyorlarsa anne ve babalarının elini öper hayır dualarını alır, Sonra şehitlik ve mezarlık ziyareti yapılır, arkasından o yerleşim merkezinde var olan Medya kuruluşlarına ilk ziyaretler gerçekleştirilir.
Arkasından STK’lar, Köy dernekleri, Düğünler, Asker uğurlamaları, Mahallelerde yaşları 80’in üzerinde bulunan ve çevreleri tarafından “Kanaat önderi” olarak tanımlanan amcalara ziyaretler derken bu aşamada kısa bir sürede geçilir.
Sonrası partilerin SKM’leri tarafından hazırlanan ev ziyaretleri de tamamlanınca başkan adayları ajandalarına bakıp “ Gidebileceğimiz, ziyaret edebileceğimiz hemen her yere gittik, şimdi ne yapacağız.?” sorusunu yakın çevresine yöneltmeye başlar.
Nüfusu kalabalık olan seçim merkezlerine adaylar için durum biraz daha iyidir, Nüfusu yoğunluğu olan bölgelerde başta Medya kuruluşları olmak üzere adayın kendisini ifade edeceği ziyaret merkezleri de fazla olduğundan aday birazda idareli ziyaret yapabilirse dengeyi sağlayabiliyor.
Ancak asıl sıkıntı nüfusu az olan yerleşim merkezinde yaşanıyor, Bu yerleşim merkezinde nüfus az , fazla bir medya kuruluşu yada STK yok vatandaş ekonomik sıkıntılar dolayısı ile zaten bunalmış durumda, İşte böyle bir süreçte daha bir hafta önce ağırladığı belediye başkan adayını sabahın erken saatinde işyerinin camını tıklatıp “Selamın aleyküm hayırlı işleriniz olsun sizi tekrar bir ziyaret edip sorunlarınızı dinlemek ve belediye başkanı olduğumuzda bu sorunlarımızı nasıl çözeceğimizi anlatmaya geldik” dediğinde işler iyiden iyiye karışıyor.
Seçim bölgelerinde vaziyet tamda bizim anlatmaya çalıştığımız gibidir, Başkan adayları için bir taraftan zaman olabildiğine uzun, İkinci gidişinde yanına mevcut belediye başkanını alsa daha “Merhaba” demeden, Seçmen mevcut belediye başkanını yerden yere vuracağı için aday belediye başkanı ile gezmeyi de göze alamıyor.
Muhalefete mensup partinin belediye başkan adayı da seçime zaten son derece dar hatta olmayan bütçe ile girdiğinden seçmene ekonomik olarak herhangi bir vaatte de bulunamıyor, “Başkan olursam mevcut başkanın yaptığı tahribatı ortadan kaldıracağım” demekten başka da zaten yapacağı başka bir şey de yok.
Esnafın yada ticaret yapan diğer kitlenin işleri zaten bozuk, Kendisini ziyarete gelen heyetin içerisinde ki bir yada birkaç kişinin dün ekmeye muhtaç iken parti vesilesi ile bugün çok zengin olduğunu esnafın o andan itibaren bırakın ziyaretçilere iyi gözle bakmayı “benim durumum her geçen gün kötüye giderken siz partinin üzerinden zengin oldunuz” diye bilendiği de çok görülen bir hadisedir.
Yazdıklarımızdan da anlaşılacağı gibi seçim takviminin uzunluğu hem seçmen açısından hem aday açısından yüzlerce olumsuzluğa yol açacak bir mecraya doğru gidiyor, Hayat pahalı, Adaylar eskisi gibi her akşam yüzlerce binlerce seçmeni mükellef lokantalarda ağırlayabilmek gibi bir lüksleri de kalmadı.
Düşünebiliyormusunuz 13 Ocak tarihinden 31 Mart tarihine kadar var olan sürede adaylar ne kadar idareli olurlarsa olsunlar günde en azından 500 lira çay parası vermek zorunda kalacaklar, Bu rakamın adaylar için nasıl bir yıkım olduğunu galiba en iyi adaylar biliyorlar an be an yaşıyorlar.
Bu dönem artık yetişmez ancak gelecek dönemlerde adayın açıklanması ile seçim tarihine kadar olan süre olabildiğince kısa tutulmadığı takdirde işin doğrusu biz partilerin özellikle muhalefet partilerinin belediye başkan adayı bulmakta zorlanacaklarını düşünüyoruz.
Süreç uzun, Adaylar yorgun, seçmen ilgisiz, bu kadar olumsuzluğa birde ekonomik sıkıntılar eklendiğinde adayların nasıl perişan bir durumda olduğu da daha net bir şekilde anlaşılacaktır.