2019-07-21 21:24:44

Tahir Büyükakın’ın elindeki malzeme.!!

YÜKSEL ERCAN

yukselercanmedyagrup@gmail.com 21 Temmuz 2019, 21:24

Geçtiğimiz hafta Kocaeli Büyükşehir belediye başkanı Tahir Büyükakın’ın bir gazeteci ile son derece insani ve iki kişi arasında kalması gereken bir görüşme için 31 Mart tarihinde Büyükşehirden istifa etmek zorunda kalan Ömer Polat’ı aracı olarak kullanması, görüşmeye gelen gazetecinin de yukarıda belirttiğimiz gibi bu son derece “samimi ve naif”  dost sohbetini olduğu gibi kamuoyu ile paylaşması sonrası bizi arayanlar  “Yüksel Ercan yaz bunları,  Tahir Büyükakın aradan aylar geçmesine rağmen kadrosunu oluşturamadı, Yine Ömer Polat'tan medet umdu, demekki Basın danışmanlığı gibi son derece önemli bir noktaya bile kadro yapamıyor, gerisini sen hesapla” şeklinde eleştirilerin ayyuka çıkmasına sebep oldu.

Bu nahoş hadise sonrası bizde Tahir Büyükakın’a sohbete aracı olandan tutunda sohbet konusunun tamamen acemilik olduğunu ve yarın sabah itibarı ile işten çıkartılan ne kadar gazeteci varsa tamamının “Sayın başkanım çalıştığım yayın kuruluşu beni de işten çıkardı, siz benimde belediye başkanımsınız, maaşınızın yarısı olmasa da bir bölümünü eve ekmek götürebilmek amacı ile sizden rica ediyorum” demek gibi bir haklılığa kavuştuklarını anlatmaya çalıştık.

Bizim daha önce birkaç deneme yapmamıza rağmen 1989 yılında Nevzat Coşkun ile birlikte ilk kez bir gazete patronu olduğumuzu bir taraftan gazete yaparken diğer taraftan da rahmetliMuhsin Yazıcıoğlu’nun talimatı ile o dönem bütün yazarları cezaevinde bulunan BİZİM DERGAH  dergisini basıp bütün Türkiye’ye dağıttığımızı bilende var bilmeyende.

Burada kimseye gazetecilik yada siyaset dersi verecek değiliz, özellikle siyaseten “Başarısızlık”kavramının tarifi yapıldığında karşısına Yüksel Ercan yazılması gerektiğini de hemen her platformda açık açık ifade ettiğimizi de bilmeyen yoktur.

Ancak siyaseten bu kadar başarısızlığa rağmen 1989 yılı ile birlikte Kocaeli’de, Köseköy’den, Çayırova’ya kadar aradan geçen 30 yılda bu kentte görev yapan siyasetçileri, bürokratları, STK temsilcilerini de tek tek sayacak, sayarken de başarılarını yada başarısızlıklarını noktasına, virgülüne kadar tasnif edecek bir arşiv ve hafızaya sahip olduğumuzu hemen herkes bilir.

31 Mart tarihinden sonra Kocaeli genelindeki 12 İlçe belediye başkanı “Hayırlı olsuncu” misafir sayısının en aza inmesi ile birlikte belediye bünyesinde başta özel kalem ve başkan yardımcıları olmak üzere birim müdürlerinin nerede ise tamamını değiştirirlerken Tahir Büyükakın’ın  şu saate kadar Kocaeli geneline “Vay be” dedirtecek şekilde bir değişim yapamaması il genelindeki gazetecilere sorulduğu gibi bize de soruluyor, yorum isteniyor.

Dikkat ediyoruz Kocaeli genelindeki 12 ilçede 31 Martta seçilen belediye başkanları nerede ise bütün yönetim birimini değiştirmelerine rağmen hiç kimsenin bu değiştirmeler ile ilgili olarak en ufak bir serzenişte bulunmadıkları aksine “ Vatandaş 31 Mart tarihinde bu adaylara oy verdi, belediye başkanı seçti, dolayısı ile 5 yılın sonunda hesap verebilmek adına seçilen başkanların kendi ekipleri ile çalışmasından daha doğal bir şey olamaz” diyerek bir anlamda başkanları bu değişimlerde cesaretlendirecek desteği de vermiş oldular.

Biz kenti yönetmesi noktasında Tahir Büyükakın’a yada başka bir belediye başkanına akıl verecek durumda değiliz, böyle bir durum haddimizi de aşar, ancak 31 Mart tarihinde yapılan seçim öncesi Gebze’yi yönetmek adına belediye başkan aday adayı olmuş, Seçim öncesi ve seçim sonrası Tahir Büyükakın lehine  nerede ise iki günde bir yazı yazmış bir gazeteci ama ondan da önemlisi kendisini uzun yıllardır tanıyan bir dostu olarak sokaktan gelen olumlu ve olumsuz ifadeleri de aktarmak gibi bir mecburiyetimiz olduğunu düşünüyoruz.

31 Mart tarihinde yapılan seçimin üzerinden henüz 110 gün geçti, dolayısı ile 13 yılın hesabını aradan geçen bu 110 günde sormak zaten insafsızlık olacaktır, Ancak 31 Mart tarihinde AK Partinin yurt genelinde siyaseten çok büyük kayıplara uğramasına rağmen Kocaeli’de Tahir Büyükakın’ın olağanüstü bir oy farkı ile belediye başkanı seçilmesi elinin rahat olmasını sağlayan en büyük etken olsa gerek.

Türkiye’nin pek çok yerinde 31 Mart tarihinde yapılan seçimde AK Parti belediye başkan adaylarının belli bir kısmını o yerleşim merkezinde ikamet etmeyen, o memleketli olmasına rağmen bölgeden uzun süre ayrı kalan isimleri aday yaptı, Seçimi kazanan adaylar da “madem seçimi ben kazandım, o halde çalışacağım ekibi de ben seçeceğim” diyerek daha ilk günden itibaren kadrolarını şekillendirmeye başladılar.

Bu pencereden bakıldığında da Tahir Büyükakın’ın kadrolaşmaya gitmesi adına elinin pek çok belediye başkanının aksine çok daha rahat olduğu bu rahatlığında şimdi belediye başkanı olarak oturduğu koltukta daha önce danışmanlık , genel sekreter yardımcılığı ve genel sekreterlik yapması münasebeti ile iyi tanıdığı bir belediyede kadrolaşmayı daha çabuk yapabileceği kanaati hakimdi.

Bir kurumda Belediye başkanının değişmesi ile oradaki anlayışın değişmeyeceği, başkanın da beş yıllık süre içerisinde kendisi tarafından oluşturulan ekibi ile varlığını hissettireceği  siyaset yapan herkes tarafından bilinen bir gerçektir, biz bu yazıya başlamadan önce Kocaeli genelinde siyaset yapan, siyaseti seven yaklaşık 20 kişiye “Tahir Büyükakın’ın 31 Mart itibarı ile yaptığı kadrolaşmadan aklınızda kim kaldı.?” şeklindeki sorumuza çok büyük bir çoğunluk “Özel kalem müdürü Serhan Çatal” cevabını verdi.

Aslında kadrolaşma ile ilgili çalışma iyi gidiyordu, Ancak Basın-Yayın ile ilgili gazeteci dostumuzAdem Turgut noktasında yaşanılan başarısızlık muhtemelen Büyükakın’ın gardını bir miktar düşürmüş olmalı ki “ Serhan ara bakalım  gazeteci dostumuzu bir çay içelim hatta kendin git nerede ise al misafirimiz olsun” demek gibi son derece pratik bir yol varken araya Ömer Polat’ı koymak gibi yanlış bir tercih yapmak durumunda kaldı.

Biz Tahir Büyükakın’ı severiz, dolaysısı ile her Türk seçmeni gibi oy verdiğimiz kişi yada kurumun başarılı olmasını isteriz, büyükakın 31 Mart sonrası ortaya çıkan neticeler dolayısı ile şu an Kocaeli’nin tek hakimi, hatta İstanbul’un CHP’ye kaptırılması, Bursa ve Balıkesir seçimlerinin kafa kafaya gitmesi, kendisini AK Parti açısından bırakın Kocaeli’de tüm Marmara bölgesinde en önemli bir siyasi figür haline getirmiş bulunuyor.

2004 yılı itibarı ile Kocaeli Büyükşehir kadrolarında fazla bir değişiklik olmadığından hantallaşan, enerjisini kaybetmiş bir ekibin olduğu AK Partinin en tepe yöneticileri tarafından da kabul edilen bir gerçek, 31 Mart sonrası sözünü ettiğimiz bu kadronun Tahir Büyükakın’a yakın durarak bir 5 yıl daha varlıklarını devam ettirmeleri kendi açılarından makul sayılabilir ancak kendisine oy veren seçmen kitlesinin de “Değişim “ denilen o sihirli kelimenin bir an önce hayata geçirilmesini beklediklerini çok iyi biliyoruz.

Geçmiş yıllarda bir dönem başkanlık yapan bir siyasetçi çay içerken ” Yüksel kardeşim seçimi kazandım, belediye başkanı oldum, kesilen kurbanın kanını alnıma sürdükten ve sabah 09.00’dan itibaren gece yarısına kadar devam eden “ Başkanım senin için bütün sülale gece gündüz demeden çalıştık” diyen seçmenleri tek tek kucakladıktan sonra gece 23.00 sıralarında bir ara makam odası boşalınca koltuğa oturdum geriye yaslandım, gözlerimi kapattım “Oğlum…….Bu beş yıl yüz yıl gibidir, nasıl olsa kolay kolay bitmez” diye düşündüm ve bir gün beş yıllık zamanımın su gibi akıp gittiğini, yeni seçim döneminin geldiğini, seçimi kaybedip görevi yeni başkana devrettiğim gün anladım” demişti.

Önümüzdeki günler görev verilen Koordinatörler toplumun hoşuna gidecek hizmetler yapamazlarsa Tahir Büyükakın tarafından son derece iyi niyetle hayata geçirilmeye çalışılan “Koordinatörlük” kurumu da vatandaş tarafından “Boşta kalan belediye başkanlarına makam vermek” şeklinde anlaşılacak gibi duruyor.

Bizde “Yeni süpürge he zaman daha iyi süpürür” şeklinde bir söz var, Seçmen yeni olduğu içinTahir Büyükakın’ı sevdi inandı, kendisine yeni olduğu için kredi açılan 2 milyon nüfuslu bir kentin belediye başkanı “ Yola eski isimlerle devam edeceğim” diyorsa  kendisine oy vermiş bir seçmen olarak  “Tasarruflarınıza saygı duyuyoruz ancak katılmıyoruz” demek düşer.

Dostluk ve arkadaşlıkta zaten bunu gerektirir, bunun dışında da AK Partiye en son katılan birisi olarak bize Sevgili Büyükakın’dan “Sanamı kaldı bu işler dün geldin bugün partinin iç işlerine karışıyorsun” itirazı geldiğinde de cevabımız “Eyvallah” olacaktır.

Her hal ve şartta doğruyu söylemek durumunda bulunan bir Ülkücü olarak elimizden gelen budur.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.