Bilecik'in Bozüyük ilçesinde 8'i evinde beslediği yavru olmak üzere 25 sokak köpeğinin bakımını üstlenen 50 yaşındaki hayvansever Sülbiye Mumcu, emekli maaşının büyük bölümünü bu hayvanlar için harcıyor.
Şehir merkezindeki evinde komşularının şikayetleri üzerine çok sevdiği köpekleri için merkeze bağlı Saraycık köyünde iki katlı ev kiralayan Mumcu, özel işleri dışında zamanının neredeyse tamamını köpekleriyle geçiriyor.
Köpekler için günlük 40 ekmek, kemik ve tavuk eti temin eden, her akşam düzenli olarak yemek pişiren, kendisinden önce köpeklerini doyuran Mumcu, farklı isimler verdiği hayvanlarını tek tek tanıyor.
Bulgaristan göçmeni bir ailenin çocuğu olduğunu belirten Mumcu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hayvanlara eziyet edenlerin her zaman şiddetle karşısında olduğunu söyledi.
Fabrikalarda çalıştığını, çobanlık ve sekreterlik yaptığını, birkaç yıl önce de emekli olduğunu dile getiren Mumcu, "İlk hayvanım kuyruğuna teneke bağlanmış bir sokak köpeğiydi. Çok üzülmüştüm. Başka birini zehirlemişlerdi, onu sarımsaklı yoğurtla iyileştirdim. Başladım onları tek tek toplamaya, kıyamıyorum onlara. Biz insanlar onlara iyi davranmamız gerekirken kötülük yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
"Ne ekersen onu biçersin." diyen Mumcu, şöyle devam etti:
"Sevgiyle davrandığınız zaman size aynı şekilde yaklaşıyorlar. Yıllardır sokak köpeklerine bakıyorum. Bu çocuklarıma bakabilmek için köye geldim ve kiralık ev tuttum. Hepsi sokak köpeği. Hiçbiri cins değil. Lider, kartal, kaplan, vakar, doğan, zümrüt, yakut, gümüş gibi isimleri var. Onlara ev olsun diye bir konteyner aldım. Konteyneri 6 bin liraya aldım, 450 lira yol parası verdim. 500 lira da indirme parası verdim. Evini etrafını tellerle çevirdim. Bunlar için toplamda 10 bin lira para harcadım."
- Tabaklarını yıkıyor, kirli tabağa yemek koymuyor
Mumcu, 17 sokak köpeğinin bu konteynerde, 8 yavrunun ise kendisiyle beraber evde yaşadığını belirterek, "Konteynerde yataklar var, çarşaflarını değiştiriyorum. Her akşam onlar için yemek yapıyorum. Her akşam saat 18.00 gibi yemeklerini pişiriyorum. 40 ekmek doğruyorum. Kemik suyu veya tavuk suyunu üzerine döküyorum. Balkondan aşağıya ip ile sarkıtıyorum. Ertesi sabah mıntıka temizliği başlıyor. Sonra bulaşıkları yıkanıyor. Her gün tabaklarını yıkarım. Aynı tabağa tekrar yemek koymam." diye konuştu.
Masrafların altından kalkamadığını dile getiren Mumcu, "Önceden tek başıma uğraşıyordum. İstanbul'da bir iş insanı beni duymuş. O bana ayda bir yardım gönderiyor. Bir senedir gönderiyor. Zaten emekli maaşımın büyük bölümünü bunlar için harcıyorum. Onları doyurmadan kendi karnımı doyuramıyorum. Seviyoruz birbirimizi." dedi.
Köpeklerine olan sevgisi nedeniyle normal yaşamından vazgeçtiğini ve bunun kelimelerle anlatılacak bir durum olmadığını aktaran Mumcu, şunları söyledi:
"Ben her akşam yatarken tek bir dua ediyorum. Allah'ım önce beni al sonra onları. Allah bana sağlık sıhhat verdiği sürece, çalıştığım sürece onlarla beraberim. Bütün günümü onlarla geçiriyorum. İnsan gibi değiller, dedikodu yapmıyorlar, ihanet etmiyorlar, beni niye doyurmadın demiyorlar. Ne varsa yiyoruz."