Hayat ne garip değil mi? Bazen beğensek de beğenmesek de bazı şeyleri yapmak zorunda kalıyoruz.

Ya da bazı durumlara uymak zorunluluğu hissediyoruz. Her yıl olduğu gibi yine yıl içine yayılmış ve aslına bakarsanız tamamen çıkarsal bir durum yaratmak adına belirlenmiş günlerden birisini kutlamaya hazırlanıyoruz.
Oysaki bu günün hiç adı konulur mu?

Bu gün hiç biter mi? Bu güne özgü kutlamalar yapılabilir mi? En önemlisi de bu günün sınırları çizilebilir mi? 
Elbette ki yukarıda sıralanan konuların hiç birisinin yanıtı evet olamaz. Merak ettiniz değil mi? Bu adam ne demeye çalışıyor?

Ya da ne düşündürmeye çalışıyor? diye.

Evet, merakınızı yavaş yavaş gidermeye çalışayım.

Yukarıda bahsettiğim gün var ya! Anneler Günü. O günü, bir takvime sığdırmaya, bir sınır çizmeye ve çıkarsal bir amaçla ekonomiyi canlandırmaya çalışmaktan söz ediyorum.

O gün, ne takvimlere sığar, ne sınırları çizilebilir ne de öyle bir gün kutlama ya da hediyeleşmeyle geçiştirilebilir. 
Anne-den söz ediyoruz kardeşim anne-den!

Annelik öyle sözle vs. ifade edilebilecek bir olgu değildir.

Annelik yaşanır, yaşatılır. Anne dedin mi, akan sular durur. Anne dedin mi dizlerinin bağı çözülür. Anne dedin mi hayat damarlarında dolaşan kan akışın bile hız kazanır.
Anne, öncesi evreleri geçersek, seni dokuz ay karnında taşıyan ve yaşatabilmek için mücadele edendir. Anne, seni hayata getirendir. Anne, seni hayata bağlayandır.

Anne, seni yaşatan besleyip-büyütendir. Anne, seni yedirip-içiren, yıkayıp-temizleyendir. Anne, sen hasta olduğunda hasta olabilen, mutluluğunla mutlu olabilen, üzüntünle üzülebilen olağanüstü bir canlıdır.

Ne demiş, Peygamber Efendimiz; ‘’Cennet, anaların ayaklarının altındadır.’’ Manevi dünyamızı bir yoklamaya çalışırsak, sanırım anneliğin ne kadar önemli olduğu anlayabilmekte zorlanmayız.
Şöyle de meşhur bir söz vardır ya: Ana gibi yar, vatan gibi diyar olmaz.’’ Bu sözün özü, ananın da tek, vatanın da tek olmasıdır. Aslına bakarsanız, çocukları için ana da bir vatandır diyebiliriz.
Ha şunu da açıklamakta yarar vardır.
Analık olgusu Havva anamızdan başlayan bir süreç, Amineler, Ayşeler, Fatmalar, Haticelerle devam eden, günümüze yaklaşınca Halide Edipler, Kara Fatmalar, Elifler, Nene Hatunlar, Zübeyde Hanımlar ve Türkan Saylanlar gibi nice kadınlarla sürüp giden ve insanlığın yokluğuna kadar da sürecek olan ve tek değişmeyen olgudur.
Bu vatan ve üzerinde yaşayan insanlar, anaların derin çabalarıyla, kimi zaman savaş meydanlarında, kimi zaman tarlada, harmanda, bağda-bahçede, kimi zaman da devlet yönetiminde bulunabilme şansını yakalamışlardır.

O analar ki yukarıda saydığım her yerde, her mekânda ve her ortamda var olmuşlardır. Kimi zaman tek başlarına, kimi zaman eşleriyle, kimi zamanda çocuklarıyla birlikte çalışmış durmuşlardır. 
Ana dediğin kadın, yeri gelmiş bakıcı olmuş, yeri gelmiş, işçi olmuş, yeri gelmiş, her türlü memurluğu yapmıştır. Ana dediğimiz kadın, yar olmuş, yaren olmuş, seven olmuş, sevilen olmuştur.

Anneler öyle bir günle geçiştirilecek, anlık duygularla sevindirilecek, üç beş kuruşluk hediyelerle mutlu edilebilecek varlıklar değildir.

Annelik duygusu öyle bir duygu ki, evladına ne kadar kızarsa kızsın, ne kadar mutsuz olursa olsun yine de her an evladını düşünmek ve onun mutluluğunu sağlayabilmek ve huzurlu yaşamasını tesis edebilmek üzere kurgulanmıştır.

Mademki annelik olgusu ve duygusu sonsuzdur, öyleyse her gün, her yeni gün bir anneler günüdür. Nasıl ki annelik duygusu ölene kadar bitmiyorsa, anneler günü de hiçbir şekilde bitmemeli.

Bir güne sığdırılmış ve tamamen ekonomik bir duruma endekslenmiş bir günün anneler günü olması bana çokta anlamlı gelmiyor.

Ancak, toplumsal refleks ve sürü psikolojisi mantığıyla düşündüğünüzde de kendinizi bu sıkıştırılmış günün bir parçası olarak o durumun içinde buluveriyorsunuz.
İşte şu anda yaptığımız tam da buna denk gelmektedir.

Biz de toplum psikolojisine dayanak sağlayarak yeryüzünde ne kadar anne adayı, anne ve hayata veda etmiş olan tüm annelerimizin anneler gününü kutluyor, önlerinde saygıyla eğiliyoruz.
Anneler Günü’nüz kutlu olsun!
Her günün Anneler Günü olması dileğimizle!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263