31 Mart tarihinde yapılan yerel seçim sonrası sandıktan çıkan belediye başkanları ve meclis üyeleri mazbatalarını aldıktan sonra başkanlık koltuklarına oturdular, kendileri ile birlikte seçilen meclis üyelerinden katkıları ile beldelerini beş yıl süre ile yönetecekler.

Seçim öncesi kazandıkları takdirde hayata geçirecekleri projeleri halkın görüşüne sunup yapacakları ile ilgili geri dönüş beklemeye başlamışlardı, ancak her yerel seçim öncesi olduğu gibi 31 Mart seçimleri de adeta bir genel seçim havasında geçince seçmenin de belediye başkanlarının projelerini öğrenme imkanı kalmadı.

31 Mart tarihinde kazanan belediye başkanlarının partileri yada dünya görüşleri birbirlerine pek benzemese de memleketin her yerine yaşayan vatandaşların yerel yönetimlerden beklentileri aşağı yukarı aynı olduğundan belediye başkanları da şimdi “söz verdiğimiz hizmetleri yerine getirebilmek için ne yapacağız.?” sorusuna cevap bulmaya çalışıyorlar.

Türkiye’nin bir ucundan diğer bir ucuna kadar olan yerleşim merkezlerinde seçim kazanan belediye başkanlarının bir kısmı daha belediyeye gelir gelmez makam odalarının kapılarının kaldırılması talimatı verdi, bir kısmı kullandığı cep telefonlarını medya vasıtası ile seçmenlere iletti, birkaç belediye başkanı da görevlerine Kuran-ı Kerimi öperek başladılar.

İçerisinde bulunduğumuz günlerde belediye başkanları bir taraftan ilk meclisleri yapmanın telaşındalar, bir taraftan da beş yıl süre ile kendilerine yardımcı olacak yardımcıları, belediye bünyesinde görev alacak komisyon üyelerini  belirlemek gibi hiç değişmeyen görevleri tamamlamaya çalışıyorlar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim öncesi “ Türkiye'nin ekonomisini belediye başkanlarının düzeltme şansı var mı? Ekonomide belediye başkanının etkisi var mı? Belediyelerin çoğu şu anda batık. Türkiye'nin ekonomisinin sorumlusu benim. Yerel yöneticilerin yapacağı hiçbir şey yok" şeklinde açıklaması şu sıralarda gözlerin bir anda belediyelerin Gelir/Hesap işleri sorumlularına çevrilmesine vesile oldu.

Bize göre de şu sıralarda  belediye başkanlarının “sakın yanımdan ayrılma” diyebileceği kişiler belediyelerin Mali işler sorumlularıdır, Seçimde aday gösterilmeyen belediye başkanlarının “benden sonra tufan” anlayışı ile seçilecek belediye yönetimlerine “boş kasa” bırakmak gibi bir gelenekleri bulunduğundan şu anda belediyelerin gelir-gider durumları tam bir “dipsiz kuyu” durumundadır.

31 Mart tarihinde seçilen belediye başkanları  aşağı yukarı 20 gün sonra bünyelerindeki personele maaş ödeyecekler, Dolayısı ile halen iş başında bulunan Muhasebe sorumlularına çok sık aralıklarla “bak bakalım mali tablomuz ne alemde.?” sorusunu yönetmekle meşguller.

Halk 31 Mart tarihinde oy verdiği ve kazanmasına vesile olduğu  belediye başkanlarına “Ben diğer başkanın yaptığı hizmetleri yeterli görmedim,o yüzden onu değiştirip seni başkan yaptık, hadi görelim bakalım ne maharetin varsa gönder” diyerek hizmet bekliyor, 31 Mart öncesindeki belediye başkanlarının bilinen yada bilinmeyen sebeplerden dolayı maaş ödeyememesinden bunalan yüzlerce-binlerce- on binlerce personel de ellerini açmış “Başkanım seni çok seviyoruz, bizim maaşlarımıza zam yap, Eğer zam yapamıyorsan hiç değilse bize zamanında ödeme yap, aylarca maaş alamamanın endişesinden bizi kurtar” diye bekliyorlar.

Böylesi bir noktada an itibarı ile belediye başkanlarının kendisine yük olan ne kadar angarya iş varsa hepsini bir tarafa bırakıp en azından yardımcılarına ve danışmanlarına devrettikten sonra önce personel maaşını ödeyebilmek sonra da seçim öncesi söz verdiği projeleri hayata geçirebilmek için gece gündüz demeden para bulmak adına çalışma yapmalıdırlar.

Türkiye’nin içerisinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar ister istemez belediyeleri de sarıp sarmalıyor, Belediyelerin pek çoğu gelirlerini o yerleşim merkezlerine yapılacak olan yatırımlardan alacakları ruhsat harçlarından elde ediyorlar, Mesela bir müteşebbis turizm yatırımı yapacak, Belediye de o projeden ruhsat harcı alacak, Hafriyat harcı alacak, İşletme ruhsatı harcı alacak, aldığı bu harçları da başta personel giderleri olmak üzere o yerleşim merkezlerinin ihtiyacı olan yatırımlara kullanacak.

Şu sıralar ekonomik sıkıntılar dolayısı ile yatırımların en alt noktada olduğu günlerdeyiz, yatırım olmayınca, belediyeler harç alamıyor, bu gelirlerden de mahrum olunca 4-5 ay maaş veremeyecek duruma geliyorlar.

Belediye başkanları toplunun hoşuna gidecek hamaset dolu çalışmalar yapmak yerine aklı başında çalışmalara yönelmek zorundadır, Personelin maaşlarının geciktiğinde hele he bu gecikme aylar boyu sürdüğünde daha koltuğa oturmadan söktürülen makam odası kapıları da işte o andan itibaren yeniden yerine takılmak zorunda kalınabilir.

Seçim bitti, Belediye başkanları da çözmek zorunda oldukları problemler ile karşı karşıya kaldılar, Birkaç gün daha dalga dalga devam edecek olan “Hayırlı olsun-Tebrik ederiz” ziyaretlerinden sonra başkanlar bütün mesailerini Mali işler sorumlusu ile geçirmek zorunda kalacaklar.

Bundan sonra başka bir çözüm görünmüyor.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263