Çoğumuzun bildiği benzetmedir, Adam cinnet geçirmiş 5 kişiyi öldürmüş, Emniyet güçleri şahsı yakalayıp karakola götürmüşler, Şahıs sürekli “Avukatımı istiyorum” diye tekrarlayıp duruyormuş, Güvenlik görevlisinin birisi “-Yahu arkadaş 5 kişiyi öldürmüşsün avukat sana ne yapacak.?” diye sorunca vatandaş ellerini iki yana açarak “-Vallahi bende merak ediyorum ne yapacağını” cevabını vermiş.
Son 3-4 günde meydana gelen ekonomik dalgalanmalar sonrasında ortaya çıkan şaşkınlığın nasıl giderileceği herkesin aklını karıştıran bu karışıklığın nerede ve ne şekilde durdurulacağı konusunda tam bir belirsizliğin hüküm sürdüğü görülüyor.
Kabul etmek gerekiyor ki Türkiye böylesi bir dalgalanmayı çok uzun yıllardır yaşamıyordu, Daha bundan bir yıl önce Hazine ve Maliye bakanı Berat Albayrak’ın görevi bıraktığı günlerde dolar beş lira civarında seyrediyor ve o rakam bile son derece yüksek bir miktar olarak kabul ediliyordu.
Aradan geçen bir yıllık zaman dilimi içerisinde akaryakıta yine zam geldi, başta dolar olmak üzere var olan tüm döviz cinslerinde bir yükselme yaşandı, bu yükselmelere bağlı olarak günlük hayatımızı zorlaştıran temel gıda ürünlerine de zam yapılmaya başlandı.
Ancak son birkaç gün içerisinde yaşanılanları izah edebilecek ifadeler bulma noktasında hemen herkes zorlanıyor, İktidar partisine mensup siyasetçiler durumu kurtarmak adına “bir sorun yok” diyorlar ancak bizim evimizin mutfağındaki sıkıntı ne ise sözünü ettiğimiz siyasetçilerin evlerinde de aynı sorunlar yaşandığını tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yok.
Dövizde meydana gelen yükselmenin ortaya çıkardığı panik bir tarafa bu yükselmenin henüz sosyal ve ticari hayatımıza yansımadığını düşünüyoruz, Bundan bir ay yada daha kısa bir süre içerisinde dövizin yükselmesi sonunda dışarıdan almak zorunda kaldığımız tüm mamullere yapılacak olan zamlar tüm hayatımıza yansıdığında durumun vehameti de bir bir ortaya çıkmış olacak.
Bizim memlekette şartlar ne olursa olsun “Doların yükselmesinden bize ne “ yada “Maaşını dolarla mı alıyorsun..?” ifadesinde hayat bulan bir kitle var, dikkat ediyoruz, son birkaç günde bu şekilde düşünen ve bu düşüncesini de ifade eden kitlelerin sayısında çok önemli bir azalma var.
Türkiye üreten bir ülke olsa ve ürettiği tüm ürünleri dünyada var olan ülkelere satabilse dün yine bu sütunlarda belirttiğimiz gibi doların inmesi yada çıkması bizi hiç ama hiç ilgilendirmeyecek hatta doların yükselmesi bizim işimize bile gelebilir.
Hal böyle olmayınca yani dolarda var olan yükselme sonucunda vücudumuzdan kanın çekilmesi gibi bir durum ile karşı karşıya kalıyoruz, dövizdeki yükselme bakkal-manav-kasap olmak üzere tüm sektörlerde olağanüstü bir dalgalanmanın yaşanmasına vesile oluyor.
Bu kadar olup biten karışıklığa rağmen vatandaşı rahatlatacak “dövizin yükselmesi yöneticilerimizin bilgisi dahilinde o halde fazla endişelenmeye gerek yok” şeklinde hepimizi var olan sıkıntılardan kurtaracak bir çözümde maalesef duyulmuyor.
Bizde Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan sade bir vatandaş olarak işin doğrusu bu sürecin nasıl sonlanacağı sonlanacaksa bunun hayatımızı olumlu yada olumsuz bir şekilde yönlendireceği konusunda tam bir belirsizlik yaşadığımızı söylemek istiyoruz.
Belirsizliğin sona ermesi herkes gibi bizimde en büyük beklentimiz.