MÇP’de  (Milliyetçi Çalışma Partisi) Gebze ilçe başkanlığı yaptığımız günler, yaşımız henüz 29, O günlerde ANAP İktidar, Bizde o günlerin meşhur bir süt ve süt ürünlerinin Gebze bayisi olarak evimize ekmek götürmenin çabasını taşıyan idealist bir Ülkücü olarak gece gündüz çalışıyoruz.

Öğlen saatlerinde o zamanlar MÇP Gebze İlçe teşkilatının bulunduğu AKBANK üzerindeki iş merkezinin önünden içerisinde sür ve süt ürünlerin bulunduğu servis aracımız ile geçerken kafamızı  kaldırdığımızda “Yukarıda yani partide mutlaka arkadaşlarımız vardır “ diye düşündükten sonra  araçtan aldığımız zeytin-peynir-yoğurt ile birlikte hemen yanı başımızdaki manavdan aldığımız domates-salatalık ile birlikte fırından aldığımız mis gibi sıcak ekmekle yediğimiz öğle yemeğinin tadını geçen yıllar içerisinde “bir kere daha aldınızmı” şeklinde bir soru yöneltilse vereceğimiz cevap kesinlikle “Hayır” olacaktır.

O zor zamanların üzerinden nerede ise 25-30 yıl geçti, Geçen bu zaman zarfında “Asla yıkılmaz” denilen Sovyet İmparatorluğu “Kağıttan kuleler” gibi paramparça oldu, Dağılan Sovyet imparatorluğunun içinden pırıl pırıl genç Türk Cumhuriyetleri çıktı, Asla bir araya gelemezler denilen Doğu ve Batı Almanya arasındaki duvar yıkılınca ortaya bugün “Ekonominin Devi” diyebileceğimiz tek Almanya çıktı.

O günlerin üzerinden kabul etmek gerekir ki çok uzun bir zaman geçti, Geçen yıllar içerisinde hepimiz yaşlandık, Simsiyah saçları olanların saçları döküldü, dökülmeyenlerin saçına aklar düştü, gözleri daha az görür, kulakları daha as işitir oldu.

12Eylül 1980 tarihinde ABD destekli Kenan Evren komutasındaki “Beşli Cunta” tarafından yapılan Askeri darbe bilindiği gibi Türk siyasetini de tamamen değiştirdi, 1983 yılında yapılan seçimde kendisine şans tanınmayan ANAP Genel başkanı Turgut Özal başbakan oldu ve Türkiye o günden sonra siyaseten bambaşka bir noktaya doğru ilerlemeye başladı.

O günlerden içerisinde bulunduğumuz zamana kadar çok uzun bir süre geçti, İnsanlar değişti iktidarlar değişti, Değişen dünya ve dengeler ile birlikte alışkanlıklarımız, hayata bakışımız, olaylar karşısındaki davranışlarımızda değişti.

İçerisinde bulunduğumuz şu günlerde değişen siyasi yapı ve dünya görüşleri dolayısı ile bir zamanlar birbirleri için ölüme gitmekten çekinmeyen insanlar bugün birbirlerinin yüzünü görmemek, karşı karşıya gelmemek, aynı mekanlarda buluşmamak adına yemin etmişcesine bir davranış sergiliyorlar.

Bu anlaşılmaz süreçten herkes gibi bizde payımıza düşeni almak zorunda kaldık, Herkesin başka bir noktaya doğru savrulduğu bir dünyada bizimde bir nokta durmamız elbette ki çok zordu, Dolayısı ile bizde diğer arkadaşlarımız gibi rüzgarın bizi savurduğu yere gitmek zorunda kaldık.

Hiç kimsenin hoşuna gitmeyen ancak mecburiyetten ortaya çıkan bu durum dolayısı ile şimdi en yakın dostlar bile birbirine yabancı, bir zamanlar arkadaşı için ölümlere atılmaktan bir an bile geri durmayan kim varsa şimdi can düşmanı halinde.

Bu anlaşılmaz durumdan hiç kimsenin memnun olmadığı gerçeği orta yerde iken değişen dünya dengeleri dolayısı ile birbirlerini asla görmek istemeyen kitleler dün beraber oldukları arkadaşlarının birisinin babasının-annesinin yada bir yakınının cenazesinde bir araya geldiklerinde birbirlerine sarıldıkları anlarda muhataplarına yönelttikleri ilk ve tek soru “Neden bu haldeyiz” oluyor.

Bu anlaşılmaz ve hoşa gitmeyen sürecin ne zaman sona ereceği ile ilgili en ufak bir bilgimiz yok, işin doğrusu umudumuz da yok, bütün dostlukların yerle yeksan olduğu, doğruların yanlış, yanlışların doğru olarak kabul gördüğü bir süreçte bizim söylediklerimizde ister istemez suya yazılan yazılar olarak arada kaybolup gidiyor.

Bu duygular içerisindeki herkes geçmişi özlüyor, herkes bundan 25-30 yıl önce MÇP Gebze ilçe teşkilatında yediğimiz ve tadını asla unutmadığımız domates-peynir-yoğurt-sıcak ekmeğin tadını unutamıyor, o günlerdeki arkadaşlığı halen daha arıyor ama bulamamanın sıkıntısını yaşıyor.

Rahmetli Sanatçı Yıldırım Gürses böylesi durumlar için “Dönmez o günler/dönmez o günler7Mazide kaldı hey” şeklinde muhteşem bir eser seslendiriyordu.

Bizde şimdi o günleri özlüyor bir taraftan da “Dönmez o günler/Dönmez o günler/Mazide kaldı hey” diye hayıflanıyoruz ancak sadece ve sadece hayıflandığımızla kalıyoruz.

Zira zaman son derece acımasız.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263