Öne Çıkanlar Turkcell Bilecik öğrenci Bursa ziyaret

İSTANBUL(AA) - Medicana International İstanbul Hastanesi İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Songül Şerefhanoğlu, lösemi hastalığında özellikle çocukluk yaş grubunda tedaviye tam yanıt oranının çok yüksek olduğunu belirterek, "Teşhis konulan 10 hastanın 8’i diyebiliriz. Erişkinlerde ise bizi daha zorlu bir süreç bekliyor." dedi.

Medicana'dan yapılan açıklamada, löseminin erişkinlerde üçüncü en sıklıkta görülen kanser tipi olduğu belirtilerek, çocuklarda tüm kanserlerin yüzde 35’ini oluşturduğu kaydedildi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Songül Şerefhanoğlu, "Dünyada ve Türkiye’de de benzer sıklıkta görülüyor. Her yıl 100 binde 3-4 yeni tanı oluyor. Erişkin yaş grubunda üçüncü en sıklıkta gördüğümüz kanser tipi. Lösemiler özellikle çocukluk yaş grubunda sık görülüyor. Çocukluk yaş grubunda tüm kanserlerin yüzde 35’i gibi bir oranla en sık görülen tipi ve 4 yaş altında daha sık rastlanıyor. Erişkinlerde ise yaşla beraber risk artıyor." değerlendirmelerinde bulundu.

Löseminin erkeklerde daha fazla rastlandığına dikkati çeken Şerefhanoğlu, "Aslında etiyolojisinde açıklanabilen temel bir sebep yok, ama pek çok etken var. Mesela İkinci Dünya Savaşı’nda Japonya’ya atılan kimyasallardan sonra bölgede lösemi sayısı çok artmış. Bu da tüm kanserlerde olduğu gibi löseminin de kimyasalla ilişkili olduğunu gösteriyor. Sigara kullanımı, geçirilen bazı hastalıklar da etkili olabilmektedir." ifadelerini kullandı.

Özellikle çocuk yaşlarda tedaviye cevap verme oranının çok yüksek olduğunu kaydeden Şerefhanoğlu, şöyle devam etti:

"Teşhis konulan 10 hastanın 8’i diyebiliriz. Erişkinlerde ise bizi daha zorlu bir süreç bekliyor. Tedaviye kemoterapiyle başlıyoruz. Kemoterapi de yıllar içerisinde oldukça gelişme gösterdi. Artık daha hedefe yönelik tedaviler kullanılıyor. Lösemi tek tip bir hastalık değil. Akut ya da kronik ayrımının yapılması gerekiyor. Onlar da kendi aralarında gruplara ayrılıyorlar ve her tipe uygulayacağımız ilaç ve dozu farklı oluyor. Tip tayininin ardından bir de risk grubu tayini yapıyoruz. Risk gruplarına bağlı olarak da tedavi tipleri farklı oluyor. Kemoterapinin yanına akıllı ilaçlar da koyabiliyoruz. Sonrasında yine kemoterapiyle devam edebiliyoruz ya da kök hücre nakilleri gündeme gelebiliyor."

- "Tamamen iyileşmek mümkün"

Çocuklarda sadece kemoterapilerle bile çok yüksek başarı oranları olduğunu kaydeden Şerefhanoğlu, "Erişkinlerde de başarı oranlarımız giderek artıyor. Tamamen iyileşmek mümkün ki benim de bu şekilde takip ettiğim eski hastalarım var. Biraz zor ve sıkıntılı bir süreç ama tecrübeli hekimlerle, iyi merkezlerde gayet iyi sonuçlar almak mümkün." ifadelerini kullandı.

Dönör bulma konusunda sıkıntı yaşadıklarını belirten Şerefhanoğlu şunları aktardı:

"Lösemi hastaları nakile çok ihtiyaç duyuyorlar. Çünkü yüzde 60-70’i kötü risk grubundan oluyor ve bunlara da nakil yapmamız gerekiyor. Donör bulmak konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Her bir kardeşin donör olma oranı yüzde 25. Bu durumda bizim akraba dışı gönüllü verici bankalarına, gönüllü vericilere çok ihtiyacımız oluyor. Burada organ bağışlanmıyor, doku bağışlanıyor. Bu doku da tekrar yerine geliyor. Bu konudaki gereksiz korkuları yenmek gerekiyor."


Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263