İSTANBUL (AA) - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Projeler Genel Müdür Vekili Halil İbrahim Dere, nükleer enerjinin birçok açıdan Türkiye için bir seçenek değil zorunluluk olduğunu belirterek, "Türkiye sadece kendi elektrik ihtiyacını karşılamak üzere nükleer projeleri hayatan geçiren bir ülke değil, diğer ülkeler için de bu alanda tedarikçi olabilecek, her türlü ürün ve hizmeti sunabilecek potansiyele, şirketlere ve sanayi kuruluşlarına sahip bir ülkedir." dedi.
Dere, 2. Nükleer Santraller Fuarı ve 6. Nükleer Santraller Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, geçen yıl temeli atılan Akkuyu Nükleer Güç Santrali ile Türkiye'de çok önemli bir adımın tamamlandığını anımsattı.
Sinop Nükleer Güç Santrali projesi kapsamındaki fizibilite çalışmalarının da tamamlandığını kaydeden Dere, çalışmanın değerlendirilmek üzere bakanlığa sunulduğunu ifade etti.
Dere, Türkiye'nin enerjideki büyüme hızının yüksek olduğunu ancak dışa bağımlılığının da fazla olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Bütün parametreler, makro ekonomik dengeler ve iklim değişikliğiyle mücadele bakımından nükleer enerji Türkiye için seçenek olmaktan ziyade bir zorunluluk. Türkiye 2010'da hükümetler arası anlaşmalarla nükleer projelerini gerçekleştirme politikasına geçtikten bu yana, nükleer alandaki adımlarına hız verdi. Türkiye sadece kendi elektrik ihtiyacını karşılamak üzere nükleer projeleri hayatan geçiren bir ülke değil, diğer ülkeler için de bu alanda tedarikçi olabilecek, her türlü ürün ve hizmeti sunabilecek potansiyele, şirketlere ve sanayi kuruluşlarına sahip bir ülkedir. Bu anlamda Türkiye, bölgesinde bir cazibe merkezi konumundadır."
- "Ankara nükleerde üretim kapasitesine sahip"
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir de Türkiye'nin 2002'den beri yıllık ortalama 11 milyar dolar düzeyinde yabancı sermaye çektiğini söyledi.
Bu gelişmeye bağlı olarak Türkiye’nin bölgesinde sanayi merkezi konumuna geldiğini belirten Özdebir, "2018'de Cumhuriyet tarihimizin ihracat rekorunu kırarak, yıllık yüzde 7’nin üzerinde bir artışla 168 milyar doları geçen bir rakama imza atıldı. Bu ihracatın temelinde imalat sanayi yatmaktadır. Üreten ve ihraç eden Türk imalat sanayisi küresel kriz sonrası yüzde 8,3, küresel krizin de içinde yer aldığı son 10 yılda yüzde 5,8 büyüyerek, genel Türkiye ortalamasının üzerinde bir performans sergiledi." değerlendirmesinde bulundu.
Özdebir, ASO olarak uzun bir süredir nükleer enerji konusuyla ilgilendiklerini ve Ankara'nın bu alanda üretim yapabilecek bilgi, birikim ve kapasiteye sahip bir kent olduğunu söyledi.
Bu nedenle Türk sanayisine, nükleer sektöre hizmet edebilecek kabiliyetleri kazandırabilmek için yola çıktıklarını vurgulayan Özdebir, şunları kaydetti:
"Geliştirilecek olan kapasite sadece nükleer alanında değil, katma değeri yüksek diğer sanayi kollarında da kullanılabilir. Aynı zamanda, geniş yelpazede iş imkanı sunması ile yerli sanayiye ve ekonomiye dinamizm kazandıracak olan nükleer santral projeleri, kalifiye personele ihtiyaç duyan yeni istihdam alanlarını da ortaya çıkacaktır. Bu konuda ASO olarak Enerji Bakanlığı, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ve kurucu şirketlerle iş birliklerimiz son derece önemli ve başarılı bir koordinasyon yürütüyoruz. Bu çerçevede Rusya, Fransa ve Çekya’dan önemli kuruluşlarla anlaşmalar imzaladık. Japonya ile çok güçlü temaslar ve ortak çalışmalar yürütüyoruz. Sanayicimizin tüm ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir uluslararası iş ağı oluşturduk. Hedefimiz, Türkiye’de kurulması planlanan nükleer santral projelerinde ve bu projelerin altyapılarında yerlileşmenin en yüksek oranda sağlanmasıdır."