LUKOIL Batı Avrupa Bölgesi Üst Yöneticisi Bulat Subaev, petrol fiyatlarında yaşanan dramatik düşüşün birçok şirketi zarara uğrattığını belirterek, "Petrolde fahiş fiyatlar da işletme üzerinde olumsuz etki yaratıyor. Fiyat, piyasaya istikrar kazandırmalı ve piyasayı öngörülebilir kılmalı." dedi.
Subaev, bu nedenle baz senaryolarında gelecek 10 yılın bütçesini, petrolün varilini 50 dolar üzerinden hesaplayarak planladıklarını dile getirerek. "Bu tabii ki en karlı olduğumuz fiyat değil ama birçok tarafın üzerinde hemfikir olduğu bir fiyat ve gelecek 10 yılda 100 dolar senaryosunu hiç düşünmedik bile." ifadesini kullandı.
AA muhabirine, petrol fiyatları, Avrupa ve Türkiye'deki akaryakıt piyasası ile elektrikli araçlara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Subaev, Türkiye ve Avrupa'daki akaryakıt istasyonlarını karşılaştırmanın çok güç olduğunu söyledi.
Subaev, aradaki temel farkın iş modeli olduğunu belirterek, Belçika'da istasyonların şirket modelinde olmakla birlikte bayi tarafından işletildiğini, Türkiye'de ise bayinin istasyonun hem sahibi hem de işletmecisi olduğunu aktardı.
Türkiye'deki akaryakıt istasyonlarında kaliteli hizmet tedariğinin dünyanın her yerinden çok daha iyi bilindiğine dikkati çeken Subaev, şöyle konuştu:
"Türkiye'deki istasyonlar hem geniş, ferah hem de göze hitap ediyor. Yerel pazar, müşterileri memnun etmeye büyük önem veriyor. Türkiye'de 13 bin civarında istasyon ve 100 kadar dağıtım şirketi bulunuyor, dolayısıyla piyasa oldukça rekabetçi. Yakıt şirketleri, rekabet edebilmek adına istasyonlarda yeni hizmetler ve ürünler sunmaya gayret ediyor. Türk müşterilerimiz için akaryakıt istasyonu seçimlerini etkileyen en önemli unsur, istasyonun konumu ve sunduğu ürün kalitesi. Belçika'da durum biraz farklı, sadakatin temel unsurunu fiyatlar belirliyor. Türkiye'de, yakıt fiyatları sıkı bir şekilde düzenlendiği için rakamlarla sözüm ona 'oynamak' mümkün değil."
- "Türkiye'deki istasyonlar en iyiler arasında"
Subaev, Benelüks'te çalışan sayısının asgari düzeyde olduğu tam otomatik terminal ve akaryakıt istasyonları bulunduğunu ve sıkı yönetmelikler sebebiyle yakıt ürünlerinde kalite standartlarının çok yüksek olduğunu dile getirdi.
"Türkiye'deki akaryakıt istasyonları hizmet bakımından Avrupa'nın en iyileri arasında." diyen Subaev, Benelüks'teki istasyonların ise verim, otomasyon ve yakıt kalitesi bakımından en iyiler arasında yer aldığını söyledi.
Subaev, LUKOIL olarak her iki bölgede de yüksek kurumsal standartlarını devreye soktuklarını ifade ederek, aktif oldukları 10 Avrupa ülkesinde ham petrol ve petrol ürünleri arz eden başlıca tedarikçilerden biri durumunda bulunduklarını bildirdi.
- "Fiyat piyasayı öngörülebilir kılmalı"
Subaev, petrol fiyatlarını değerlendirirken, fiyatlarda birkaç yıl önce meydana gelen düşüşün endüstri genelinde sürpriz bir etki yarattığını ve çok sayıda şirketin büyük zarara uğradığını söyledi.
LUKOIL'in bu krizin üstesinden gelmesinin kısmen de olsa işletmelerindeki çeşitliliğe bağlı olduğunu belirten Subaev, şöyle devam etti:
"Öte yandan, petrolde fahiş fiyatlar da işletme üzerinde benzer şekilde olumsuz etki yaratıyor. Örneğin, fiyatın 100 doların üzerinde olması ve oldukça değişken kalması işe yaramaz. Bunun yerine fiyat piyasaya istikrar kazandırmalı ve piyasayı öngörülebilir kılmalı. Bu yüzden baz senaryomuzda gelecek 10 yılın bütçesini, petrolün varilini 50 dolar üzerinden planladık. Bu tabii ki en karlı olduğumuz fiyat değil ama birçok tarafın üzerinde hemfikir olduğu bir fiyat ve gelecek 10 yılda 100 dolar senaryosunu hiç düşünmedik bile. Tabii ki bu parametrelerde gelişmelere göre düzenlemeler yapılabilir ama şu anda öngörümüz bu yönde."
- "Elektrikli araçlara geçişte de yakıt ihtiyacı olacak"
Avrupa'da Hollanda, Fransa ve Birleşik Krallık gibi ülkelerin kısa vadede içten yanmalı yeni araçların kullanımına yasak getirebileceği yönünde açıklamalar yapıldığını anımsatan Subaev, bunun 2030'dan önce gerçekleşmesini öngörmediklerini söyledi.
Subaev, alternatif güçle çalışan araçların satışında artış yaşanacağını fakat bunların pazara girmesi zaman alacağından, geçiş sürecinde likit yakıtlara olan ihtiyacın süreceğini ifade etti.
LUKOIL olarak özellikle AB ülkelerinde bu araçların yaygınlaşmasını için gösterilen siyasi iradeyi ve eğilimi dikkate aldıklarını belirten Subaev, şunları kaydetti:
"Avrupa Birliği'nin 2021'e kıyasla 2030'da kara yolu taşımacılığından kaynaklanan emisyonu yüzde 35 azaltma hedefini belirlemesi, yüksek bir ihtimal olarak görülüyor. Bu, 2020 ile 2030 yılları arasında satılan 3 yeni araçtan birinin çoğunlukla alternatif kaynaklarla, elektrikle çalışacağı veya hibrit özellikte olacağı anlamına geliyor. Bu eğilimin farkındayız ancak likit yakıtlar, bu tarihten sonra bile karışımın bir parçası olmaya devam edecek."