İSTANBUL (AA) - İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı (İSG), yolcu sayısı ve kargo taşımacılığına göre doğrudan ve dolaylı olarak sağladığı 45 bin istihdamın yanı sıra yaklaşık 23 milyar TL katma değerle gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 1'lik kısmının yaratılmasına katkıda bulunuyor.
İSG'den yapılan açıklamaya göre, güçlü yatırımları sayesinde elde ettiği yolcu artış oranları ve sağladığı istihdamla, sadece Türkiye'de değil, yurt dışında da birçok başarı elde eden İSG, Türkiye ekonomisine de büyük katkı sağlıyor.
Araştırma şirketi İstanbul Ekonomi Danışmanlık tarafından yapılan ekonomik etki analizine göre, İSG 2015 yılı yolcu ve kargo gerçekleşmelerine göre doğrudan ve dolaylı olarak sağladığı 45 bin istihdamın yanı sıra yaklaşık 23 milyar TL katma değerle Türkiye'nin GSYH'sinin yüzde 1'lik kısmının yaratılmasına katkıda bulunuyor.
Avrupa Hava Seyrüsefer Emniyeti Teşkilatı'nın (EUROCONTROL) 2017 yılında yayınladığı uzun vadeli havayolu trafik trendleri raporu esas alınarak yapılan analizler, İSG’nin katkısının 2023 yılında ise 75 bin istihdam ve 44 milyar TL katma değerle GSYH’nin yüzde 1,5'lik kısmına erişeceğini gösteriyor.
Uluslararası alanda kabul görmüş bir araştırma metodolojisiyle gerçekleştirilen ekonomik etki analizi, Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nın işleyişine bağlı doğrudan, dolaylı ve tetikleyici ekonomik etkinin toplamına dayanıyor.
- "200 milyon yolcuyu zorlayacağız"
Açıklamada görüşlerine yer verilen İSG'nin Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı (CFO) Fikret Cömert, yolcu sayısı açısından Türkiye’nin en büyük ikinci, Avrupa'nın ise 13'üncü havalimanı konumunda olan İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nın yeni yatırımlarla birlikte Avrupa’nın önemli havalimanları arasında hızla yükseldiğini belirtti.
İSG olarak gerçekleştirdikleri yatırımların, GSYH'ye yaptığı katkının yanında, ekonomik bütüne çok daha geniş etkileri bulunduğuna işaret eden Cömert, "Örneğin, havacılık ve turizm sektörünü kapasite ve kalite olarak geliştirme, dış ticareti kolaylaştırma yoluyla ülkemizin daha fazla dış yatırım çekmesini de desteklemiş ve hızlandırmış oluyoruz. Tüm etki alanlarımızla yaptığımız katkılarla Türkiye ekonomisine verdiğimiz destek bizim için büyük gurur ve motivasyon kaynağıdır. Ülkemize değer yaratmak üzere bundan sonra da çalışmalarımızı aynı gayret ve inançla sürdüreceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Cömert, Türk sivil havacılığının son 15 yılda kazandığı ivmenin artarak devam edeceğini, bu doğrultuda İSG olarak, İstanbul’u küresel bir hava taşımacılığı bağlantı merkezi haline getirme hedefine katkı sağlamak üzere yatırımlarına devam edeceklerini bildirdi.
Türkiye'deki havalimanlarının bu yıl hedeflediği toplam yolcu sayısına da değinen Cömert, "Geçen sene bu rakam 165 milyonlardaydı, bu sene 200 milyon yolcuyu zorlayacağız. İstanbul Havalimanı'yla birlikte bu büyüme çok daha hızlı bir ivme kazanacak. İSG, halihazırda 34 milyon yolcuya tek pistte, tek terminalde ve tek çatı altında hizmet veriyor. 2019 yılı sonunda ikinci pistin de tamamlanmasıyla hava trafiği kapasitesini ikiye katlayacağız. Mevcut terminalin yanına yapılacak ikinci terminalin inşaatına da 2019’da başlamayı hedefliyoruz. Bu yatırımla birlikte sürdürülebilir büyüme planlarımızı bir adım daha ileriye taşımış olacağız." ifadelerini kullandı.
İstanbul Ekonomi Danışmanlık Yönetici Ortağı Sinan Ülgen ise ekonomik etki analizi çalışmasının sonuçlarına ilişkin, şunları kaydetti:
"Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı, Türkiye’nin ve İstanbul’un hava taşımacılığı alanındaki iddialı hedeflerinin gerçekleştirilmesinde önemli bir role sahiptir. İSG, İstanbul’u Türkiye’nin ilk çok havalimanlı şehri yapmasının yanı sıra kenti küresel bir hava taşımacılığı bağlantı merkezi haline getirme hedefine de katkı sağlamaktadır. Bu haliyle İSG, Atatürk Havalimanı'ndan sonra Türkiye’nin ikinci en yoğun havalimanıdır.
Ancak, hızlı büyüyen pazara hizmet verebilmek için kapasite limiti de göz önüne alındığında İSG’nin genişlemesi de kaçınılmazdır. Nitekim senaryolaşan büyüme tahminlerine bakıldığında, İSG’nın mevcut kapasitesi ekonomik faydaların elde edilmesi açısından yetersiz kalmaktadır. O nedenle ekonomik etki analizinde yer verilen daha iddialı ekonomik artı değerin oluşabilmesi için, bir kapasite artışı gerçekleştirilmesi gerekeceği görülmektedir. Yüksek büyüme senaryosunda bu yatırımın 2020 yılında, baz senaryoda ise 2021 yılında tamamlanması gerekmektedir."