BURSA (AA) - Citibank Üst Yöneticisi (CEO) Serra Akçaoğlu, "Biz yatırımcılara sürekli olarak Türkiye'ye gelin bizzat yerinde görün çağrısında bulunuyoruz." dedi.
Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde moderatörlüğünü Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın'ın üstlendiği "Büyüme Dostu Bankacılık" oturumunda konuşma yapan Akçaoğlu, Citibank olarak 100 ülkede var olduklarını söyledi.
Türkiye'yi yurt dışından okumanın çok zor olduğunu ifade eden Akçaoğlu, "Biz yatırımcılara sürekli olarak Türkiye'ye gelin bizzat yerinde görün çağrısında bulunuyoruz. Bizzat kamu, özel sektör, firmalar ve bankacılık sektörü ile görüşün, direkt şeffaf bir şekilde sorularınızı sorun. Daha önceki yıllarda ülkemizde yaşadığımız bir takım konulardan sonra özellikle bankacılık sektörü çok kuvvetli bir hale geldi. 2000'li yıllarda konsolidasyondan sonra şu an Türkiye'de çok kuvvetli bir bankacılık sektörü var. Bizim Türk bankalarımız son derece kuvvetli bilanço yapıları ile burada." diye konuştu.
Akçaoğlu, Citibank olarak 100 ülkede bankacılık sektörünü incelediklerini anlatarak, çok az ülkedeki bankaların yüzde 70'inin mevduat ile sonlandığını aktardı.
Bunun çok kuvvetli bir yapı olduğunu vurgulayan Akçaoğlu, şunları kaydetti:
"Birçok ülkede bankalar yurt dışı finansmanla finanse ediliyor. Evet bizler Türkiye'de de sendikasyon kredilerini veriyoruz. Ama sendikasyon kredileri dediğimiz fonlamanın yüzde 5'i civarında bir oran. Yüzde 70'i bizlerin, sizlerin, firmaların mevduatları ile fonlanan bir sistem. Dolayısıyla son derece likit bir bankacılık sistemi var. Türkiye'ye baktığımızda yıllar önce bizler döviz kredisi alamıyoruz. Mevzuat izin vermiyor. Aslında bu işi o zamanlar pek yorumlayamadık ama bugünde baktığımızda ne kadar doğru bir mevzuat olduğunu görüyoruz. Çünkü bireyler döviz kazanmıyor, döviz kredisi almamaları çok doğru bir karar. Dolayısıyla özellikle bakıldığında Türkiye gibi çok çeşitli koşullardan geçmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeler birçok şey yaşıyorlar. Bu yaşadıklarından da çok ciddi bir takım alıntılarla mevzuat gelişiyor, o mevzuatlarda da çok sağlıklı bir yapıya gidildiğini düşünüyorum."
Akçaoğlu, dünya sermaye piyasalarından 2019 başı itibariyle Türkiye'ye 11 milyar doların üzerinde finansman geldiğini hatırlatarak, "Hazineye, bankacılık sistemine ve birçok firmalara geldi. Çok değişik yapılarla geldi. Artık şunu söylüyoruz; kelimelerle değil de rakamlarla konuşmak lazım." değerlendirmesinde bulundu.
- "2018 çok enteresan bir yıl oldu"
HSBC Bank Üst Yöneticisi (CEO) Selim Kervancı ise dünyanın, 2008'den bu yana çok enteresan bir dönemden geçtiğini dile getirdi.
Dünyanın farklı coğrafyalarında farklı uygulamaların devreye girdiğine şahit olunduğunu belirten Kervancı, "Bankacılık Türkiye'de 2013'ten 2018'e kadar olan süreçte çok meşakkatli bir dönemden geçiyor. 2018 o nedenle çok enteresan bir yıl oldu. Ancak hükümetimiz, Merkez Bankası, BDDK ve diğer kurum ve kuruluşlarla aldığı önlemler sayesinde bu dönemi atlatmamızı sağladı." şeklinde konuştu.
Kervancı, bankacılık sektörünün özellikle şirketlerle olan ilişkisinde, güven faktörüne çok daha fazla önem vermesi gerektiğini vurgulayarak, bunun için HSBC olarak, "piyasaların sağlıklı işleyişini bozmadan, müşteriye her zaman doğruyu yapmak" şeklinde tanımladıklarını yeni bir anlayış geliştirdiklerini kaydetti.
Bunun gerçekten çok önemli olduğunu vurgulayan Kervancı, şöyle devam etti:
"Müşterinin bilgisizliğinden faydalanmamak gerekiyor. Ve banka müşteri ilişkisinden dolayı bunu daha fazla, banka şirket ortaklık kültürü olarak geliştirmemiz gerekiyor diye düşünüyorum. Her iki taraf birbirini ne kadar iyi tanırsa, o ilişki daha sağlıklı bir zeminde oluşuyor. Türkiye'de bazen bakıyoruz, 20-30 milyon dolar cirosu olan şirketin portföyünde 20-30 banka olabiliyor. Bu böyle olduğu zaman ne banka şirketi, ne de şirket bankayı iyi tanıyabiliyor. Dolayısıyla bankanın şirketi destekleme, yatırımlarının önünü açma ve finanse etme konusu çok kolay olmuyor. Bu da güvenin önüne bir engel olarak çıkıyor.
Kervancı, bankacılık sektörünün reel sektörü destekleme konusunda üzerine düşen görevi yapmış gibi durduğunu ancak Türkiye'deki finansal aracılığın en fazla bankacılık sektörü üzerinde olduğuna değindi.
Bankacılık ve reel sektörün el ele vererek bu konulara yönelmesi gerektiğine işaret eden Kervancı, "İki sektör, 'sermaye piyasalarını daha nasıl ileriye taşıyabilir' buna odaklanılması lazım. Bu konuda bence her iki tarafın da açık fikirli olması gerekir. Türk milleti olarak moralimizi bozmamamız, kendimize güvenmemiz lazım. Çünkü bizim farklı yapabileceğimiz çok şey var. En önemlisi inanılmaz potansiyeli olan topraklarda yaşıyoruz. İnanılmaz insan gücümüz var." ifadesini kullandı.