Birisi bize “Yüksel Ercan gazeteciliğe başlamadan önce ne yapıyordun ,nasıl bir hayatın vardı.?” diye sorsa hiç düşünmeden vereceğimiz cevap “-İnanın hatırlamıyorum” olacaktır.
Gazeteciler bilindiği gibi sürekli kamuoyunun gözünün önünde bulunan insanlardır, Yerleşim merkezlerinde bulunan ve mesleği gazeteci olan kim varsa o bölgede yaşayan hemen herkesin ortak akrabası, ortak arkadaşı olarak değer bulur.
Toplumun haber almak ihtiyacından kaynaklanan bu durum dolaysı ile gazeteciler ister sevilsin ister sevilmesin devamlı ilgi odağıdırlar, Vatandaş çözüm bulamadığı yada neticelendiremediği her noktada mutlaka bir gazeteci bularak “-Sen gazetecisin haberin vardır bu konuda yorumun nasıldır.?” diye sormadan edemezler.
Son dönemlerde medya sektörü de diğer alanlarda olduğu gibi büyük bir değişim geçirdi, Kağıt gazeteciliğin yerini internet medyası aldı, Çizgisini değiştirmeyen toplumu yanılmayan ve güvenilir olan bir gazetecinin internet üzerinden kendi adına açtığı kanal herkesin son derece büyük olarak bildiği televizyon kanallarından daha fazla talep görüyor, takip ediliyor.
Bizde yazımızın başında belirtiğimiz gibi kendimizi bildik bileli gazetecilik yapıyoruz, Gazetecilik mesleği ile birlikte hiç yorulmadan yüksünmeden hemen her gün kaleme aldığımız köşe yazıları ile toplumda gördüğümüz aksaklıkları muhataplarına ulaştırmanın mücadelesini veriyoruz.
Bir bakarsınız belli zamanlarda birden bire çok sayıda kendisini gazeteci olarak gören ancak dünya görüşüne uyan siyasi partinin adeta sözcüsü gibi kayıtsız şartsız o partiyi destekleyen medya mensupları görürsünüz.
“Bu arkadaşlar nereden çıktı ne ara gazeteci oldular.?” sorusu henüz gündemde iken bir kaç yıl içerisinde söz konusu gazetecilerin yerinde yeller estiğini ve bu kısa zaman içerisinde parlayan gazetecileri iktidar sayesinde ya bir kamu kurumunun basın danışmanlığında ya bir belediyenin haber merkezinde aylık maaş alan bürokratlar olarak görebilirsiniz.
Geçen yıllar içerisinde sözünü ettiğimiz kamu kurum ve kuruluşlarından herkesin büyüklüğünü kabul edeceği yerel yönetimlerden bize de pek çok defa “-Gel şu işin başına geç, kurumun medya planlamasını yap sayende bizde sorun yaşamadan siyaset yapalım” teklifleri gelmesine rağmen “-Gazetecilik bizim için yaşam felsefesi, bizimde topluma karşı görevlerimiz var, bu görevlerimizi ancak ve ancak yazarak yerine getirebiliriz” diyerek kabul etmediğimizi yakın çevremizde olanlar çok net bir şekilde biliyorlar.
İşini düzgün ve tarafsız yapan medya kuruluşlarına, toplumdaki aksaklıkları olduğu gibi taraf tutmadan yazan köşe yazarlarına dünde ihtiyaç vardı bugünde var yarında olacak.
Toplumun haber almasına katkıda bulunmak, var olan sorunları işin muhatabına ulaştırmak adına gece gündüz, yağmur çamur demeden koşturan gazetecilerin hakkının hukukunun tam olarak teslim edildiği noktasında tüm toplumun endişesi var.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen biz gücümüz yettiği oranda mesleğimizi tarafsız bir şekilde iktidarlara göre değil insanların ihtiyaçlarına göre yerine getirmenin çabası içerisinde olacağız.
Çalışan gazeteciler günü kutlu olsun.