TEKİRDAĞ (AA) - ÖMER URAL - Cem Vakfı Genel Başkanı Erdoğan Döner, Türkiye'de cemevi sayının 2000'li yıllardan sonra arttığını, bu durumunun devletin hoşgörüsünden kaynaklı olduğunu söyledi.
Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi tarafından Şarköy ilçesinde yaptırılan "Şarköy cemevi" açılışı için kente gelen Döner, burada AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de son yıllarda demokrasi ortamının daha da geliştiğini ve buna bağlı olarak insana verilen değerin arttığını söyledi.
Son yıllarda cemevi sayılarında da artış olduğunu ifade eden Döner, "2000'li yıllardan sonra cemevlerinin sayısında belirgin bir artış oldu. Bu, devletimizin ve devleti yönetenlerin yaklaşımıyla alakalı bir durum. Ülkede barışı, kardeşliği, hoşgörüyü temsil eden cemevlerinin yapımının artması devletin hoşgörüsüyle alakalı bir durum. Yaklaşık 3 bin 500-4 bin civarında cemevimiz var. Cemevlerinin sayısının artmasının yanında içlerinin doldurulması da çok önemli. Son zamanlarda 4-5 tane daha cemevi açılışı yaptık." diye konuştu.
Eşitlik ilkesi konusunda Türkiye'de daha da mesafe katedildiğini vurgulayan Döner, bu gelişimde en önemli etkenin hoşgörü olduğunu söyledi.
İnsanlara hoşgörü ile yaklaştıktan sonra her türlü problemin çözüleceğini dile getiren Döner, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Din ve vicdan hürriyeti konusunda eşit vatandaşlık eşit yurttaşlık konusunda adım adım gidiyoruz. Biz bu sorunu hep beraber çözeceğiz. Türkiye'deki insanlarla çözeceğiz. Biz Cem Vakfı olarak çözümden yana ne fedakarlık varsa yapmaya hazırız. Biz cemevlerine, Alevilere özel bir ayrımcılık yapılmasını istemiyoruz. Kurucu değerlere inanan insanlardanız. Kendi insanımıza sahip çıkmalıyız, dış güçlerin oyuncağı yapmamalıyız."
Türkiye'nin çok büyük bir ülke olduğunu, bu yüzden de sürekli bir dış saldırıya maruz kaldığını anlatan Döner, bu saldırılara karşı milletçe dimdik durarak karşı konulması gerektiğini vurguladı.
- "Hoşgörü bizim mayamızda var"
Türkiye'de yaşayan herkesin vatandaşlık bilinciyle hareket etmesi gerektiğini belirten Döner, ülkenin çok bereketli topraklara sahip olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
"Bütün dağlarına, bütün ovalarına hoşgörüyü ektiğimiz zaman bizi hiç kimse yıkamayacaktır. Bütün insanlar kardeş olarak birbirine bakıyor. Hoşgörü bizim mayamızda var. İnancımızdan dolayı hoşgörü var. İslam'ın özü hoşgörüdür, sevgi dinidir İslam. Bunun çevresinde odaklanacağız. Yapmamız gereken bu. Biz o değerlerimizi kaybetmeyeceğiz.
Her vatandaşın kendine ait bir inancı taşıması lazım. Bu nedir? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı. Bu toplumda yaşayan herkes inancı ne olursa olsun, hangi milletten olursa olsun, hangi ırktan, hangi cinsiyetten olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma bilincini pekiştirmesi lazım. Dilimiz ortak, söylemimiz ortak, gönül birliğimiz ortak. Bizim aşamayacağımız hiçbir engel yok. Anadolu'nun her köşesine, her dağına, her şehrine, her ilçesine kardeşlik, barış, hoşgörü, tohumlarını ekeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti'ni hep beraber kucaklayacağız."