Öne Çıkanlar EDİRNE Gelibolu Çanakkale Tekirdağ Turkcell

İSTANBUL (AA) - Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikoloğu Leyla Arslan, tabletle aşırı oynamanın fiziksel aktivitelerin azalmasına, motor becerilerinin yetersiz gelişmesine neden olduğunu belirterek, "Elbette aile tablet izlemek ile trambolinde zıplamak ve bisiklet sürme arasında bir denge kurmak zorundadır." dedi.

Arslan, yaptığı açıklamada, oyuncağın algı, beden, beyin, toplum, kişilik bağlantılarını kuran eğlenceli bir eğitim aracı olduğunu söyledi.

Hayatı tanımanın, anlam katmanın, başkalarını, kendini tanımanın, duyguları yönetmenin ve anlatmanın oyuncak ve oyun tarzıyla ilgili olduğunu dile getiren Arslan, oyuncağın tarihinin insanoğlunun var oluşu kadar eskiye dayandığını aktardı.

Leyla Arslan, tarihte bilinen ilk oyuncağın tekerleğin icadı gibi Mısırlılara ait olduğunu ifade ederek, oyuncağın çocuğun, hayatla bağlarını kurduğu, ciddi ve hoş bir etkileşimi sağladığını anlattı.

"Bir oyuncağı kullanmayı bilmeyen çocuk, zihinsel süreçlerini de kullanamıyor anlamına gelir." diyen Arslan, şu bilgileri verdi:

"Oyun türleri sosyalleşme ve öğrenmeyle de yakından ilgilidir. Oyuncaklar çocuğun gelişim aşamasına uygun seçilmelidir. İlk oyuncak olan çıngırak, el göz koordinasyonunu sağlarken, banyo yaparken hayvan maketleri, diş çıkarırken pırasa, havuç gibi diş yerinin kaşınmasına engel olacak temiz malzemelerden imal edilmiş oyuncaklar tercih edilmelidir. 2-3 yaş civarında sesli ve renkli geometrik şekilli etkileşim içinde oynanabilecek oyuncaklar tercih edilmelidir. Amaç çocuğun dil gelişimini, ses-nesne bağlantısını desteklemek ve sosyal zekaya geçişi sağlamak olmalıdır. Yaşa göre oyuncak seçimi ve etkileşimli oyunlar çocukları yönlendirici olmalıdır. 6 yaş öncesi her şeyi somut algılayan çocuklar korkuya da yatkın olurlar. Şiddet içeren yüksek sesli ve garip tasarımlar ters etki oluşturabilir, mutluluk yerine mutsuzluk ve korku meydana getirebilir."

- "Oyuncaklar ilaçlar gibidir"

Oyun ve oyuncakların dijitalleşmesine ilişkin de bilgi veren Arslan, ''Aile çocukla nasıl oynayacağını bilirse ve çocukla eğlenmeyi başarırsa, dijitalleşmeyi de yeni bir boyut olarak çocuğun hayatına dahil edebilir. Ama bunu kontrollü yapmalı ve diğer oyuncaklardan daha çok zaman vermemelidir." dedi.

Arslan, dijital oyun ve oyuncaklar nedeniyle bağımlılık gelişebileceğini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Oyuncaklar ilaçlar gibidir. Bozuk ve gelişmemiş davranışları düzeltirken, yanlış oyuncaklar, korku ve kaygı duygularının gelişmesine neden olur. Tabletle aşırı oynamak fiziksel aktivitelerin azalmasına, motor becerilerinin yetersiz gelişmesine neden olur. Elbette aile tablet kullanmak ile trambolinde zıplamak ve bisiklet sürmek arasında bir denge kurmak zorundadır. Her oyunun çocukta geliştirdiği zeka türü farklıdır. Sanal oyunlar da çocuğu somut oyunlar gibi aynı şekilde etkiler. Bazı oyunlar türüne göre çoklu zekayı geliştirirken, sanal oyunlar bedensel zekayı eksik bırakabilir. Aileler geliştirmesi gereken zeka türünü bilmeli ve çocukta tüm zeka türlerini oyunla destekleyebilmelidir. İlk geliştirilmesi gereken bedensel zekadır. İster somut, ister sanal olsun, oyuncakları ilaçlara, oynama tarzımızı da tedavilere benzetebiliriz.''

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263