TEKİRDAĞ (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Siyaset hizmet yarışıdır ama hizmet yarışını bir yere atıp kin ve öfkeyle yola çıkıp insanları karalayarak, kötüleyerek naylon bir sürü suçlamalar bularak insanları 'siyasetin dışına nasıl atarım?' diye çaba harcayarak, siyaset yapamazsınız, ülkeyi aydınlığa çıkaramazsınız." dedi.
Kılıçdaroğlu, Yeni Zelanda'da iki camiye düzenlenen terör saldırısı nedeniyle propaganda müziklerinin çalınmadığı Cumhuriyet Meydanı'ndaki mitingde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin her alanda büyük sorunlar yaşadığını savunarak, huzurun yeniden tesis edilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye'yi hep birlikte aydınlığa çıkarmak zorunda olduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, kavgadan, kinden hiçbir şey çıkmayacağını vurguladı.
Kılıçdaroğlu, bütün mücadelesinin ülkede yaşayan vatandaşlar için olduğunu belirterek, "Bütün mücadelem, bu ülkede herkes huzur içinde yaşasın, her evde bereket olsun, huzur olsun, kavgadan bir şey çıkmaz. Siyaset hizmet yarışıdır ama hizmet yarışını bir yere atıp kin ve öfkeyle yola çıkıp insanları karalayarak, kötüleyerek naylon bir sürü suçlamalar bularak insanları 'siyasetin dışına nasıl atarım?' diye çaba harcayarak, siyaset yapamazsınız, ülkeyi aydınlığa çıkaramazsınız. Kimi, kimleri kastettiğimi herhalde benden daha iyi biliyorsunuz." ifadelerini kullandı.
- "Benim vicdanım bunu kabul etmez"
AK Parti'nin 17 yıldır tek başına devleti yönettiğini, vatandaşların 17 yıl boyunca ne isterse AK Parti'ye verdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, iktidarın özelleştirmeyle vatandaşların vergileriyle geçmişte kurulan fabrikaları tek tek sattığını ileri sürdü.
İktidarın özelleştirmeler kapsamında 70 milyar dolar aldığını buna rağmen borcun gırtlağa dayandığını savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Devletin borcu var, çiftçinin borcu var, faiziyle birlikte borçları öteliyorlar. Esnafın borcu var. Sanayicinin borcu var, herkes borç batağında. Vergi aldın trilyonlarca, 70 milyar dolar özelleştirmelerden aldın. Dünyanın borcunu edindin, 17 yılın sonunda vatandaş nereye geldi, soğan kuyruğuna girdi. Bir de milletin aklıyla alay ettiler, dalga geçtiler, 'Bu kuyruk varlık kuyruğu' dediler. Ne diyeceksin... Ben adımın Kemal olduğu gibi biliyorum, o kuyruk varlık kuyruğu olsaydı, kuyruğun başında sen olurdun. Varlık kuyruğu, varlık kuyruğu... Ne varlığı kardeşim varlıklı adam domates, soğan almak için kuyruğa mı girer Allah aşkına. Milleti mi kandırıyorsunuz?"
Demokratik yollarla Türkiye'nin bütün sorunlarını aşacaklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, vatandaşların sandığa gidip oylarını kullandıktan sonra yeni bir baharı, güzel bir baharı hep birlikte getireceklerini anlattı.
Türkiye'nin önceden ürettikleriyle cumhuriyetin ilk yıllarında fabrikalar kurduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şimdi ise o fabrikaların satılarak o parayla domates, soğan, patates alındığını savundu.
Türkiye'deki işsiz geçlerin sayısının her geçen gün arttığını ileri süren Kılıçdaroğlu, en son açıklanan işsizlik rakamlarına göre 7,5 milyon civarında işsiz olduğunu dile getirdi.
Saraydakilerin işsizlerin halinden anlayamayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Uçak parası yok, taksi parası yok, dolmuş parası yok, ev kirası yok, doğal gaz, elektrik, mutfak parası yok. Ayda bir de 76 milyon maaş alacaksın. Milyonlarca kişi işsiz olacak, sen yatağında rahat uyuyacaksın. Ben bunu kabul etmiyorum. Benim vicdanım bunu kabul etmez. O nedenle AK Parti'ye oy veren vatandaşlara sesleniyorum senin artık yeter demen lazım. Zulümdür bu, zulüm." diye konuştu.
- "Halkın polisi olduğu sürece bütün polislere sahip çıkarım"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bu seçimlerin çok önemli olduğunu ve herkesin sandığa gidip vicdanını sorgulayarak oy kullanma zamanının geldiğini belirtti.
Tüm miting meydanlarında polislere 3600 ek gösterge verilmesini söylediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Nedeni şuydu, polisler bizim evlatlarımız, çocuklarımız. Bizim güvenliğimizi sağlarlar, gerekirse günün 24 saati yatmazlar, uyumazlar. Ne olursa olsun, halkın polisi olduğu sürece bütün polislere her zaman sahip çıkarım ve onların benim başımın üzerinde yeri vardır. '3600 ek gösterge vereceğiz' dediler, vermediler. Efendim sonra dediler ki 'hemşirelere vereceğiz, öğretmenlere vereceğiz, din görevlilerine vereceğiz.' Niye vermiyorsun? Vermiyor. Bugün demiş ki 'seçimden sonra vereceğim.' 'Oyu siz bana verin, ben sizi bir daha kandırırım.' diyor. Millet bu kadar enayi mi Allah aşkına." ifadelerini kullandı.
- "Oy verdiğinizi duymayacağım"
Emeklilikte yaşa takılanların bir hak talebinde bulunduklarını anımsatan Kılıçdaroğlu, bunun eğriliğini doğrulunun tartışılacağını ama onların "türedi" olarak suçlanmalarının doğru olmadığını söyledi.
Kendisinin de emeklilikte yaşa takılanların haklarını savunduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Bir tek emeklilikte yaşa takılanın gidip oy verdiğini duyarsam vallahi de billahi de bir daha hakkınızı savunmam. Hem diyecek ki gelecek emeklilikte yaşa takılana 'türedi' diyecek, yani insan yerine koymayacak, emeklilikte yaşa takılan arkadaşım gidip ona oy verecek. Olmaz asla kabul etmem, bir tek oyunuz bile gitmeyecek." dedi.
Kılıçdaroğlu, iktidarın hemşire, din görevlileri ve polislere vereceğini vadettiği 3600 ek göstergeyi 100 Günlük Eylem Planı'na almasına rağmen vermediklerini ileri sürdü.
- "İşsizliği çözmenin yolu üretim"
Tüm iktisatçıların işsizliği önlemek için ortak görüşlerinin üretmek olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Son 16 yılda Londra'daki bir avuç tefeciye, yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne, yani borç alan hükümetlere 16 yılda borç aldılar. Son 16 yılda ödedikleri faiz 149 milyar dolar. Bu parayla yeni bir Türkiye inşa edilir, binlerce fabrika yapılır. İşsizlik niye var ve işsizliğin çözümü nedir? Dünyada bütün iktisatçıların ortak görüşü vardır, işsizliği çözmenin bir yolu vardır; üreteceksiniz, alın teri dökeceksiniz. Yani üreten Türkiye olacak, tüketen Türkiye değil tek başına."
Kılıçdaroğlu, bugüne kadar hükümetin defalarca açıkladığı işsizlikle mücadele programları sonrası işsiz sayısının daha da arttığını iddia etti.
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun seçilmesi sonrası İstanbul'da istihdam oluşturacağı sözlerinin ardından, AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım'ın önce 'belediyelerin istihdam oluşturma görevi olmadığını' söylediğini, sonra da kendisinin de istihdam sözleri vermeye başladığını anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tam komedi, bakanlık yaptın, başbakanlık yaptın neden istihdam yaratmadın da Ekrem İmamoğlu onu söyledikten sonra 'ben de istihdam yaratacağım' dedin. Neden yaratmadın, en yetkili yerdeydin, başbakandın, bütün bütçe senin elindeydi. İstediğin yere fabrika kuruyordun, istediğin kişiyi işe alıyordun, niye yaratmadın. 'Beni Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçin, ondan sonra yaratacağım.' Seni başbakan seçtiğinde bu millet neden yaratamadın?"
Kılıçdaroğlu, ülkedeki olumsuzlukları anlatınca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bundan rahatsız olduğunu ve kızgınlığını kendisine meydanlarda "Bay Kemal yine konuşuyor." diyerek gösterdiğini belirtti.
- "İbadetini yaparken insanların öldürülmesi insanlık dışı bir şeydir"
Bugünkü miting programlarında Yeni Zelanda'da iki camiye düzenlenen terör saldırısı nedeniyle müzik çalınmadığını anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"İbadetini yaparken insanların taranması, insanların öldürülmesi insanlık dışı bir şeydir, kinle öfkeyle bunlar olmaz, bunların mutlaka kaldırılması lazım. Ben neden ısrarla söylüyorum, inanç üzerinden, kimlik üzerinden, yaşam tarzı üzerinden siyaset olmaz. İnsan Allah tarafından yaratılmış en değerli varlıktır, inancına, kimliğine, yaşam tarzına saygı göstereceksin, siyasetçi eğer bu alanları siyasete malzeme ederse toplumda kutuplaşma olur, kavgalar olur başka şeyler olur. Yeni Zelanda'da yaşanan olay bütün İslam dünyasını derinden yaralamıştır. Bu insanlar sadece ibadetlerini yapıyorlar, sadece cuma namazlarını kılacaklar.
Sevgi üzerine inşa edilen bir inancın ve o inanç sahiplerinin öldürülmesi, insan olanın kabul etmeyeceği büyük bir dramdır, bu dram nedeniyle müziğimizi çalmadık. Hepsine Allah'tan rahmet, yaralılara şifalar diliyoruz."
Kılıçdaroğlu, daha sonra Yavuz Mahallesi'ndeki Tekirdağ Eski Fotoğraf Müzesi'ni ziyaret etti, müzenin yanında evi bulunan bir vatandaşın çay davetine de icabet etti.