KOCAELİ (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 50'si tutuklu, 15'i firari 90 sanığın yargılandığı davada, sanıklar esasa ilişkin savunma yapıyor.
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatlar ve sanık yakınları katıldı.
Davaya müdahil olan Cumhurbaşkanlığı adına avukat Ömer Furkan Yayla da duruşmada hazır bulundu.
- "Darbeci olsaydım Rusya ile Doğu Akdeniz'de kriz çıkartabilirdim"
Mütalaada, "Darbe girişimini organize eden ve yönlendiren konumda olduğu, Sıkıyönetim Darbe Planı'nda görevlendirilmesinin bulunduğu, 13 Temmuz 2016'da Ankara'da bir villada üst düzey FETÖ/PDY terör örgütü üyelerinin katılımıyla düzenlenen darbe toplantısına katıldığı, Aksaz'da görevli olmasına karşın darbe girişimi sırasında Gölcük'e giderek Donanma Komutanlığı ve bağlı birliklerde darbe girişimini yönlendiren, sevk ve idare eden amirallerden olduğu, darbe girişimi gecesi amiraller Ahmet İskender Yıldırım ve Yalçın Payal'ın gözaltına alınarak cezaevi aracıyla İstanbul'a gönderilmeleri olayını yönlendirdiği" belirtilen, "anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilen, eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici, esasa ilişkin savunma yaptı.
Hakkındaki suçlamaları reddeden Ekici, darbe girişimi ve FETÖ ile hiçbir bağlantı ve ilgisinin olmadığını ileri sürdü.
Türk Silahlı Kuvvetleri dışında herhangi bir yapının üyesi olmadığını söyleyen Ekici, şöyle devam etti:
"15 Temmuz 2016 günü ve öncesinde, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın o zamanki Rusya ile uçak düşürme krizinin devam ettiği en kritik bölgesi Doğu Akdeniz'deki deniz kuvvetinin komutanıydım. Bu bölgede 7 gün 24 saat Rus unsurlarıyla uluslararası sularda aynı hareket alanında bulunuyorduk. Bu bölgeler; kara veya hava sınırı gibi bir ayrımı içermiyordu. Bu bölgede, emrimdeki kuvvet ile savaşa kadar gidebilecek, bir krizi çıkartabilecek angajman kuralları ile yetkilendirilmiştim. 2016 yılında detaylarını açıklayamayacağım önemli birkaç kriz çıkmıştı. Vatanın, milletin çıkarlarını ve bekasını her şeyin önünde görme anlayışım ve bu krizler karşısındaki soğukkanlı tutumum olayların tırmanmasını önlemiştir. Ben vatan haini ve kötü niyetli biri veya birilerinin etkisi altında olsam Doğu Akdeniz'de bir kriz çıkartabilir, böyle bir kriz ile sıkıyönetim ve benzeri bir tedbir ilan edilebilir, TSK'daki ihraçların önü alınabilir, TSK'nın sivil yönetim üzerindeki etkinliği artırabilirdi. Bu durumda herhalde darbe girişimine ihtiyaç kalmazdı diye düşünüyorum. Bu bile benim hiçbir illegal düşünce, yapı ve etkinliğin içinde olmadığımın kanıtıdır."
Sanık Ekici birinci sicil amiri Harp Filosu Komutanı Ahmet İskender Yıldırım'dan, dönemin Donanma Komutanı Veysel Kösele'nin 16 Temmuz'da oğlunun düğününe katılmak ve İstanbul'daki hasta olan annesini ziyaret etmek için izin istediğini belirterek, talebini Kösele'nin onayladığını, mütalaada firar ettiği yönündeki suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
Ekici, 11 Temmuz 2016 Pazartesi Güney Görev Grup Komutanı olarak Aksaz Marmaris'teki karargahtayken Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık'ın kendisini askeri telefondan aradığını belirterek, "Yaklaşan askeri şura ile ilgi konuştuk. Ben terfiye giriyordum, yanlış hatırlamıyorsam bu şurada onun üçüncü terfi şurası olacaktı. Terfilere yönelik şurayla ilgili bazı duyumlar olduğunu sordum. Telefonda söyleyemeyeceğini yüz yüze görüşebilirsek söyleyebileceğini ifade etti. Madem izine çıkıyoruz, görüşelim o zaman dedim. Ankara'da sözleştiğimiz yere gittim ama gelmemişti. Telefonla aradım kapalıydı. Bir gece arabamda uyudum. Sabah yine ulaşamayınca geri döndüm. İddia edildiği gibi Harmancık'ın da katıldığı bir villada darbe toplantısına katılmadım." şeklinde konuştu.
Sanık Ekici, 15 Temmuz'da 22.15 sıralarında sahildeki amiral lojmanlarının giriş yoluna gittiğini, yol üzerinde ailelerin toplandığını ve ne olup bittiğini anlamaya çalıştıklarını anlatarak, "Yaklaşık 1,5 senedir konuşmadığımız, aramızda husumet olan Hayrettin İmren'le karşılaştım. Kerhen, ayaküstü herkesin içinde resmi düzeyde selamlaştım ve o oradan ayrıldı. Benim ne karşılaştığım zaman ne de sonrasında Hayrettin İmren'le hiçbir telkin, yönlendirme, azmettirme veya bu kapsamda olacak hiçbir konuşmam olamamıştır." dedi.
Daha sonra Ayhan Bay'ın eşinin daveti üzerine lojmanına gittiğini belirten Ekici, şöyle konuştu:
"Ayhan Bay evde yoktu. Saat 23.00 sıralarında eve geldi. Gemileri sabotaj ihbarı nedeniyle acil seyre kaldırdığını söyledi. Ben o ana kadar, ne yüz yüze ne de telefon veya başka bir şey ile Ayhan Bay ile görüşmedim. Ben hava sıcak olduğu için çoğunlukla bahçede bulunan oturma grubunda oturdum. Ayhan Bay ile devamlı bir arada bulunmadım o da devamlı salonda bulunmadı. Salondayken televizyonun bulunduğu köşedeki koltuğa oturup televizyon seyrediyordu." ifadelerini kullandı.
- "Saklambaç mı oynuyordunuz?"
Bu sırada Mahkeme Heyeti Başkanı Yusuf Sevimli'nin, "Aynı evde kalıyorsunuz, neden bir arada durmadınız, ne yapıyorsunuz, saklambaç mı oynuyordunuz?" şeklindeki sorusuna Ekici, "Ayhan Bay televizyon izliyordu. Ben de hava sıcak olduğu için bahçeden oturuyordum." diye cevap verdi.
16 Temmuz sabahı İmren ve Bay ile nasıl kaçtıklarını anlatan Ekici, şunları söyledi:
"Ayhan Bay kullandığı şahsi arabasıyla beni Poyraz'a götürdü. Burada iskeleye bağlı olarak sahil güvenlik botunu gördüm. Ben botun orada olduğunu bile bilmiyordum. Bota Deniz Kuvvetleri özel sekreter ve ekibinin de intikal ettiğini gördüm. Botu ben hazırlatmadım, benim yetkim de yok zaten. İmren ve Bay ile birlikte Torpido Test İstasyon Komutanlığı'na ait Başiskele'deki askeri iskeleye gittik. Üçümüz de bottan indik. Birliğin dışarıya açılan en yakın kapısının kilitli olduğunu görünce üzerinden atladık, askeri birlik dışına sivil alana çıktık."
Ayhan Bay'ın ortalık sakinleşene kadar İzmit'te boş olduğunu bildiği bir evde kalacağını ve kendisini de davet ettiğini belirten Ekici, eşi ve çocuklarının yanına gideceğini söylediğini ancak tereddüt içinde olduğunu aktardı.
Ekici, dışarıya çıkar çıkmaz Bay ve İmren'in oradan geçmekte olan sivil bir arabaya otostop çekip bindiklerini, kendisini de çağırdıklarını ama binmeyerek onlardan ayrıldığını dile getirerek, "Biraz oyalandıktan sonra Ayhan Bay'ın söylediği yere gittim. Bay ve İmren ile evde 9 Ağustos'a kadar kaldık. İhtiyaçlarımızı birkaç defa Bay evden çıkarak karşıladı. 9 Ağustos akşamı yola çıktık İzmit otogarı civarında yol üzerinde Ayhan Bay'ın otostop ile durdurduğu bir araba ile İstanbul'a gittik. İstanbul Ümraniye'de Simpaş konutlarında, daha sonra 7 Eylül'e kadar da Tuzla'da Kiptaş konutlarında kaldık. 7 Eylül tarihinde Kiptaş Konutlarının bahçesinde gözaltına alındım. Ayhan Bay ve Hayrettin İmren ile bulunduğumuz evlere ilişkin benim hiçbir bilgim ve dahilim olmamıştır. Karşılaşılan ve bahsi geçen hiçbir kişiyi tanımıyorum." diye konuştu.
Darbeci olmadığını ileri süren sanık Nazmi Ekici, beraatını ve tahliyesini talep etti.
Duruşma, diğer sanıkların esasa ilişkin savunmalarıyla devam ediyor
Bir önceki duruşmada, tutuklu sanıklardan eski Donanma Komutanlığı Lojistik Destek Gemileri Komodoru Kurmay Albay Bahadır Gündoğdu ve Astsubay İsmail Kara'nın adli kontrol ve yurt dışı çıkış yasağı şartıyla tahliye edilmesiyle tutuklu sayısı 52'den 50'ye düşmüştü.
- Mütalaada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemi
Mütalaada, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren ve eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici ile kurmay albayların da aralarında bulunduğu 51 sanık hakkında, "anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs" suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Eski Donanma Komutanı emekli Oramiral Veysel Kösele ile Komodor Levent Kerim Uça'nın derdest edildiği TCG Yavuz Gemisi Komutanı eski Kurmay Yarbay Sezai Özgür Öztürk ve 15 personeli ile İstanbul Moda açıklarında top atışı yapılan TCG Kemalreis Gemisi Komutanı Yarbay Arif Çıtlık, TCG Turgutreis Gemisi 2. Komutanı Kurmay Yarbay Ali Kocamanoğlu, TCG Salihreis Gemisi 2. Komutanı Sami Tulgar, TCG Oruçreis Gemisi 2. Komutanı Özgür Gencer, bu suçtan cezalandırılmaları istenen sanıklar arasında yer alıyor.
Sanıklardan eski Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem ve eski Sahil Güvenlik Komutanlığı Harekat Başkanı Süleyman Yarayan'ın, "hürriyeti tahdit" suçlarından beraati istenen mütalaada, bu kişilerin dosyalarının, Ankara'ya gönderilmesi öngörüldü.
Eski Genelkurmay Konsept Teşkilat ve Harbe Hazırlık Daire Başkanı Gürel Kaynak, Hayrettin İmren'in "mahrem abisi" olduğu iddia edilen Aytekin Tekin'in "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan cezalandırılması istenen mütalaada, firari sanıklar örgüt elebaşı Fetullah Gülen ile eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay ve tutuklu sanık eski Deniz Hava Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma'nın da aralarında bulunduğu 35 sanığın dosyasının, delil toplama süreci ve kamera kayıtları incelemesinin henüz tamamlanmaması dolayısıyla ayrılması talebinde bulunuldu.