Öne Çıkanlar Bilecik Galatasaray Bursa FETÖ Balıkesir

Dünyanın gençleri

BİLECİK (AA) - HARUN KAYMAZ - Bilecik'in Gölpazarı ilçesinde bankacılık sektöründen ayrılıp permakültür (sürdürülebilir tarım) çiftliği kuran 41 yaşındaki girişimci, Güney Afrika'dan Japonya'ya, İspanya'dan Meksika'ya, İngiltere'den Fas'a dünyanın birçok ülkesinden ziyaretçi ağırlıyor.

"Sürdürülebilir tarım" olarak tanımlanan permakültür anlayışına göre tasarlanan çiftliğin kilometrelerce uzaklardan gelen ziyaretçileri, kendileri için ayrılan 7-8 kişi kapasiteli bölümlerde konaklayabiliyor.

Çiftlikte, horoz sesiyle uyanan, doğal ürünlerle hazırlanan kahvaltıyla güne başlayan, odun kırıp evcil hayvanları elleriyle besleyen, bulaşıklarını hep birlikte yıkayan konuklar, doğal sirke, salça ve ekmek yapmayı, zeytin fermantasyonunu, soğan ve sarımsak gibi bitkilerin dikim ve hasadını öğreniyor.

- "Gönüllülerle çiftlikteki deneyimleri paylaşıyoruz"

Çiftlik sahibi Selçuk Şahin (41), AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu çiftliği 2008 yılında bir arkadaşıyla ortak olarak 150 bin liraya satın aldıklarını söyledi.

İstanbul'da uzun süre ilaç ve bankacılık sektöründe çalıştığını, 2014'te hem bankacılık sektöründeki işinden hem de ortaklıktan ayrıldığını anlatan Şahin, ekolojik tarım ile ilgili bazı programlara katıldığını belirtti.

Şahin, bu tarihten itibaren çiftlikteki çalışmalarına ağırlık verdiğini vurgulayarak, "Çiftliğimiz şu anda Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğinin TaTuTa (Tarım, Turizm, Takas) ağında. Bu Türkiye'deki 92 çiftliğin bir arada olduğu ekolojik bir ağ. Bu ağ üzerinden bize gönüllüler geliyor. Biz de o gönüllülerle çiftlikteki deneyimleri paylaşıyoruz. Yetiştirdiğimiz ürünlerin nasıl yetiştirildiğini gösteriyoruz. Salçanın, zeytinin, sirkenin nasıl fermente edildiğini burada bizimle beraber öğreniyorlar." diye konuştu.

- "Herkes mutluluğun peşinde"

Güney Afrika, Japonya, Güney Amerika, İspanya, Meksika, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Litvanya ve Fas'tan gönüllüler geldiğini aktaran Şahin, şöyle devam etti:

"Dünyanın neredeyse yarısından hemen hemen 200'e yakın gönüllü buraya bizi ziyarete geldi. Daha önce gelenler tekrar geliyor. Tam bir aile ortamı oluşturduk. Birçok şeyi birlikte paylaşıyoruz, eğleniyoruz, güzel vakit geçiriyoruz. Dünyayı gezen insanlardan öğrenecek çok şey var. Onlarda da burada arazinin içinde hem teorik hem de pratik bilgiyi harmanlamış insanlardan öğrenme isteği var. Herkes mutluluğun peşinde. Çok keyifli anlar geçiyor. Birisi mutfaktayken öbürü müzik yapıyor, diğeri salatayı hazırlıyor, bulaşıkları beraber yıkıyoruz. 3 dönüm soğanı, sarımsakları ektik. Hasat yapıyoruz biberleri topluyoruz. Zeytin fermentasyonunu beraber yaptık."

- "Burada aradığım her şeyi buldum"

Fas'ta ailesiyle ayakkabı üretimiyle uğraşan ve yaklaşık iki hafta önce Türkiye'ye gelen 25 yaşındaki Yussra Alovane de müziği, insanları ve farklı kültürleri keşfetmek için yolculuğa çıktığını söyledi.

Alovane, Türkiye'yi seçtiğini, çünkü bu ülkenin çok zengin bir kültüre sahip olduğunu bildiğini vurgulayarak, şunları dile getirdi:

"Burada aradığım her şeyi buldum, keşfetmeye de devam ediyorum. İstanbul ve Bursa'yı gezdim. En çok bu çiftlikte zaman geçirdim. Türkçe öğrenmek için iki hafta daha Türkiye'de kalacağım. Permakültüre ilgi duyuyorum, böyle bir çiftlikte neler yapılır, nasıl yaşanır bunları öğrenmek istiyordum. Türk insanı bana çok iyi davrandı. Bir kadın olarak ülkemden ayrılıp uzaklara gitmekten korkmadım, sadece heyecanlandım. İyi şeyler hissedince iyi şeyler oluyor."

Litvanya'dan arkadaşı Laurynas Kielaitis ile Türkiye'ye gelen 22 yaşındaki Domantas Kirsnys de ülkelerinde üniversite öğrencisi olduklarını anlattı.

Kirsnys, dünyayı gezmek için bu tatile çıktıklarını belirterek, "Şu anda halen öğrenciyiz ama dönünce mühendislik ve yönetim üzerine eğitim alacağım. Yeni deneyimleri yeni kültürleri kazanmak için heyecan duyuyoruz, keşfetme duygusu bizi motive ediyor. Burada fermantasyonu öğrendik, nasıl sirke yapılır, odun nasıl kesilir öğrendik. Çok heyecanlıydık. Bir haftadır bu çiftlikteyiz." ifadelerini kullandı.

- "Öğrenmeye meraklılar"

Konuklarına organik yemekler hazırlayan, Selçuk Şahin'in annesi 60 yaşındaki Kadriye Şahin de oğluyla birlikte çiftlikte yaşadığını söyledi.

Şahin, çiftlikte konuklarıyla yaşadığı deneyimleri ise şöyle aktardı:

"Sabah kalkıyoruz kahvaltı, sonra günlük işler. Yabancılar okumayı çok seviyorlar, kitap ellerinden düşmüyor. Öğrenmeye meraklılar, bazıları ekmek, salça, tarhana yapmayı öğrendiler benden. Makarna kesmeyi öğrendiler, gidince ülkelerinde yapmışlar. Burada televizyon hiç izlemediler ama evlerinde de yokmuş televizyon. Bazıları öyle söylüyor. 'Televizyon zaman kaybı' diyorlar. Nane çayı içiyoruz, organik besleniyoruz biz de onlarla birlikte. Gittiklerinde sosyal medyadan bana mesaj atıyorlar, hepsiyle arkadaş oluyorum. Ben de zaman geçtikçe çok sayıda İngilizce kelime öğrendim. Olmadığı zamanda da mimiklerle anlaşıyoruz. Ben onlara Türkçe, onlar bana İngilizce öğretti."

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263