BURSA (AA) - ABDULKADİR GÜNYOL-MEHMET ESER - Bursa'da yaşayan ve oğulları Piyade Uzman Çavuş Taner Çobanoğlu Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Suriye'nin Afrin bölgesinde teröristlere yönelik Zeytin Dalı Harekatı'nda şehit olan aile, yıllardır koruyuculuğunu üstlendikleri çocukları kendi evlatlarından ayırmıyor.
Ailenin bakıp büyüttüğü çocuklardan Emrah Hamdi Aydoğdu (22) ise öz ağabeyi gibi gördüğü şehidi arkasında bıraktığı güzel anılarla yad ediyor.
Sevim-Cüneyt Çobanoğlu çifti, 4 çocuk sahibi olduktan sonra, 13 yıl önce Emrah Hamdi Aydoğdu'ya koruyucu ailelik yapmaya başladı. Büyüyüp işe giren Aydoğdu, kendisine başka bir evde yaşam kursa da Sevim Çobanoğlu ile anne-oğul ilişkisi devam ediyor.
Çobanoğlu çifti ayrıca, 9 yıl önce bakımını üstlendikleri 17 yaşındaki ve 2 yıl önce koruyucu ailesi oldukları 12 yaşındaki çocukla da aynı evde yaşıyor.
Çiftin 4 çocuğundan en küçüğü Piyade Uzman Çavuş Taner Çobanoğlu, geçen sene nisan ayında Afrin bölgesindeki harekatta arama tarama faaliyetleri sırasında teröristlerin tuzakladığı mayının infilak etmesi sonucu 31 yaşında şehit oldu. Uzman çavuşun şehadeti, sadece Çobanoğlu ailesinin bireylerinde değil, aynı zamanda çiftin öz evlatlarından ayırmadıkları çocuklarda da büyük üzüntü yarattı. Özellikle Emrah Hamdi Aydoğdu, kendisine ağabeylik yapan şehidin geride bıraktığı anıları ile avunuyor.
Sevim Çobanoğlu (57), AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukların sıcak bir aile ortamında büyümesini sağlamak için uzun yıllar önce bu yardım faaliyetine giriştiklerini söyledi.
Emrah Hamdi Aydoğdu'nun 9 yaşındayken koruyucu annesi olduğunu belirten Çobanoğlu, "Emrah benim beşinci çocuğum oldu. Sonra başka çocukların bakımını üstlendik. Çocukların aile ortamında büyümesi ve kötü alışkanlıklardan uzak olması en büyük amacım." dedi.
Çobanoğlu, Emrah Hamdi'nin, başından itibaren hiç uyum sorunu yaşamadığını vurguladı.
Emrah Hamdi'nin kendi oğlu Taner ile büyüdüğünü anlatan Çobanoğlu, şöyle devam etti:
"Emrah'ı ilk eve getirdiğim zaman, şehit olan oğlum Taner ve annem vardı evde. Taner, Emrah ilk eve geldiği zaman ona 'Merhaba, ben ağabeyin Taner. Bundan sonra bu ev benim olduğu kadar senin de evin. Bizim kıyafetlerimiz burada, istediğin her şeyi kullanabilirsin. Her zaman yanındayım. İyi gününde kötü gününde her zaman yanında olacağım.' dedi. Emrah, memurluk hakkını kazandığında ilk beni aradı, 'Anneciğim sana müjdeli bir haberim var' diye. O gün de rüyasında şehit ağabeyi sarılmış Emrah'a. Uyandığında halen sarılıyormuş gibi elleri bağlı, ağlayarak uyanmış."
Anne Çobanoğlu, devletin çocukların bütün ihtiyaçlarını karşıladığını dile getirdi.
Yurtlarda her türlü imkanın bulunduğunu ancak sadece anne sevgisinin eksik olduğunu söyleyen Çobanoğlu, "Şu yaşta bile bana da gereken bir şey anne sevgisi. Koruyucu ailenin çok büyük sorumluluğu da var. Bir insan yetiştiriyorsunuz topluma. Benim için 'senin çocuğun benim çocuğum' yok, onlar hepimizin çocukları. Dünya güzel, çocuklarla daha güzel olacak." değerlendirmesinde bulundu.
- "Kimsede görmediğim ağabeyliği onda gördüm"
Emrah Hamdi Aydoğdu da koruyucu ailesinin, eğitimine çok yardımcı olduğunu belirtti.
Aileyle tanıştığında, ilkokul üçüncü sınıfta olduğunu ancak okuma yazma bilmediğini aktaran Aydoğdu, "Taner ağabeyim akşamları gelince evde bana okuma yazma öğretiyordu. Ağabeyim fabrikada çalışıyordu o zamanlar. Tam eve geleceği vakitler bilgisayarı kapatıp ders çalışıyormuş gibi yapardım, kızmasın diye. Bir defasında beni yakalamıştı. Gelip bana, 'Sen niye dersini çalışmıyorsun bakalım' demişti. Bana okuma yazmayı ağabeyim öğretti. Bana çok güzel bir ağabeylik yaptı, kimsede görmediğim ağabeyliği onda gördüm.” diye konuştu.
Sevim Çobanoğlu'nun kızı Emel Erken, koruyucu aile kapsamında gelen çocukları kendi kardeşlerinden ayırmadığını anlattı.
Onlarla hiç uyum sorunu yaşamadıklarını ifade eden Erken, "Ben başka aileler, kardeşler de görüyorum ama bizim kadar birbirine bağlı değiller. Biz birbirimize çok bağlıyız. Herkes de gıptayla bakıyor." ifadelerini kullandı.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Erkut Öneş ise çiftleri koruyucu aile olmaya teşvik etmeye çalıştıklarını aktardı.
Öneş, şunları kaydetti:
"25-65 yaşlarında ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı iseniz, düzenli bir geliriniz de varsa koruyucu aile olabilirsiniz. Koruyucu aile olabilmek için her ilde bulunan il müdürlüklerimize müracaat edilir ve müracaat değerlendirmeye alınır. Ardından sosyal çalışmacılarımız, meslek elemanlarımız aileyi evinde, iş yerinde, her yerde inceler. Bunun sonucunda eğer aile bizim için de uygunsa koruyucu aile olarak bir çocuğumuzu kendilerine emanet ederiz."