Öne Çıkanlar Futbol İnegöl ziyaret operasyon Bursa

Süleyman Soylu Avcılar'da sahur programına katıldı

İSTANBUL (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Ya küresel güç merkezlerinin arka bahçesi olacağız İstanbul olarak, veyahut da kendi adına burası bir kuvvet merkezi ve baş şehir olacak. Bu tercih de milletimizin tercihidir." dedi.

Bakan Soylu, Avcılar'daki bir restoranda AK Parti teşkilatı ve vatandaşlarla sahurda bir araya geldi, onlarla sohbet edip hatıra fotoğrafı çektirdi.

Programda konuşan Soylu, Türk milletinin dünya tarihinde tescillenmiş büyük bir millet olduğunu, kadim ortak ve milli duyguları olan büyük milletin birbirini her zaman anlayabildiğini kaydederek, Ramazan ayının büyük bir coşku ve manevi duygularla millet olarak birlik ver beraberlik içinde geçtiğini söyledi.

Dünyanın sadece maddeyle ayakta durmadığını manayla ayakta durduğunu, manayla bütünleştikten sonra her sorunun çözümünün kolay olduğunu kaydeden Soylu, "Paranın, zenginliğin eline geçen maddi zenginliklerin hepsinin ölçüsü farklıdır. Ama mana farklıdır. Eğer biz bu ülkede 780 bin metrekarelik etrafımızdaki coğrafyada birçok dert ve sıkıntı olmasına rağmen birlik ve beraberlik içerisinde ayakta durabiliyorsak, ezan-ı Muhammedi her gün duyup ay yıldızlı bayrağımızı dalgalandırıyorsak, ecdadımızdan bize bırakılan en büyük miras bunlardır." dedi.

Süleyman Soylu, Türkiye'nin çok zengin bir medeniyetin beşiği olduğuna, kültür olarak kuşatıcı ve kapsayıcı özellikler taşıdığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Diyarbakır 900'lü yıllarda İslama müşerref oldu. Peygamberlerin Hazreti Zülkifl'in, Hazreti Elyasa peygamberlerin yan yana yattığı çok kıymetli coğrafyadır. Hiç toprak konuşur mu? Konuşur. Hiç sular konuşur mu? Konuşur. Hiç iklim konuşur mu? konuşur. İşte orada bu atmosferi bu havayı yaşıyor insan. Dünyada hiç iki peygamberin yan yana yattığını duydunuz mu? Ben duymadım. İşte böyle manalı, böyle özel birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir toprağın çocuklarıyız biz."

Büyük medeniyetler coğrafyasında Türk kültürünün önemli bir yer tuttuğunu belirten Bakan Soylu, "İşte o tam da olayımız burada başlıyor. Bazen kendimizi dizginleyememiz, bazen ufuklara dalmamız, bazen bize verilenlerle yetinememizin temelinde bu büyük zenginlik var. İşin tam da bam teli burası. Bu büyük medeniyeti birileri bir kabın içerisine almak istiyorlar. Bu büyük medeniyeti bu büyük zenginliğinden arındırmak istiyorlar. Bu büyük medeniyeti birileri göçebe konumuna sokmak istiyorlar." ifadelerini kullandı.

İçişleri Bakanı Soylu, doğu ile batı arasındaki kavramı bile belirleyen en önemli unsurun Türkiye coğrafyası olduğunu vurgulayarak, "Doğuyu da doğu yapan bizim ülkemizdir, batıyı da batı yapan bizim ülkemizdir. Arasındaki ilişkiyi ortaya koyan da farkı ortaya koyan da bizim ülkemizdir. Bizi etkisiz hale getirmek istemeleri, bizi zayıflatmak istemelerinin temelinde de bu vardır. Hep de bu olmuştur." dedi.

Bakan Soylu, sözlerine şöyle devam etti:

"Toplum olarak büyük bir zenginlik içerisindeyiz. Zenginlik sadece parayla olmuyor. Zenginlik, büyük bir kültürle büyük bir medeniyet birikimiyle büyük bir anlayışla ölçülüyor. Her yerimizden adeta zenginlik fışkırıyor. Bu güzelliklere sahip çıkmazsak birileri gelip sahip çıkmak isteyecektir. Güzel Türkiyemizde Mardin, Muğla, Çanakkale her bir şehirde geçmiş medeniyetin birliğinin imzası vardır. Mardin'de kimler yaşamış iyi bakın. Çanakkale'de kimler şehit olmuş? Buna iyi bakmak gerekir. Hepsinde bir medeniyete sahip olmanın kader birliği ve imzası bulunmaktadır.

Biz tesadüfü coğrafyada yaşıyor değiliz. Ondan başımıza onlarca musibet geliyor. Ondandır ki bu güzel coğrafyayı birçok güç elde etmek istiyor. Çok zorluklardan geçtik ve mücadelemiz hala sürüyor. Son 20 yılda başımıza neler geldiyse, 100 yıldır da aynı şekilde defalarca geçtik bu badirelerden. Sadece aktörler ve tarihler değişmiş. Bu coğrafyanın kendine ait bir tek şifresi vardır. Tevhit, yani birlik. Bu coğrafyanın bu şifresini tarumar yapmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu zenginlik ve birliğimize hep beraber sımsıkı sarılmalı ve mücadelemizi sürdürmeliyiz."

İçişleri Bakanı Soylu, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığını aldığı günden bugüne kadar bu şehri ideolojik bir kavganın merkezi haline getirmediğini kaydederek, şunları belirtti:

"1994'te sayın Erdoğan belediye başkanı seçildiği zaman dediler ki 'artık İstanbul'da başı açık olanlar, etekliler sokaklarda rahat gezemeyecekler, otobüslere hiç binemeyecekler.' Bugün olduğu gibi dedikodu mekanizmaları o gün de sosyal medya olmadığı halde aynı anlayışla kutuplaştırıcı söylemlerle hareket ettiler. Ama ne oldu? Tam 25 yıl geçti aradan, size anlattığım tablonun dışında birşey olmadı. Yani belediye hizmetlerinden kaynaklanan bir ayrıştırma ve ötekileştirme olmadı. Ama ondan önce bugün talip olanların talip olduğu İstanbul'da her şey vardı. Beraber yaşadık.

17 yıl oldu AK Parti iktidara geleli. AK Parti iktidara geldiği zaman Türkiye'de kimse kendisini tam olarak ifade edemiyordu. O yıllardan sonra şimdi herkes kendini rahatça ifade edebilir hale geldi. Hiçbir etnik ya da dini, mezhepsel, ideolojik unsurlarından taviz vermeden herkes kendini rahatça ifade edebiliyor artık. Önceden Kürdüm ama ya da dindarım ama diyen ifadeler kullanılırdı."

Bakan Soylu, kendisinin de İstanbul'da doğup büyümüş birisi olduğunu anlatarak, "O günlerde içmeye, bulaşık yıkamaya su bulunamayan İstanbul'da şimdi suyun altından yollar, tüneller gidiyor. İstanbul'un geldiği nokta burası. Eskiden Beyoğlu'nda 580 metrelik tramvay hattında gezdiğimiz zaman kendimizi uzay üssünde gezmiş gibi hissederdik. Şimdi burada metrolar, raylı sistemler, dünyanın en büyük havalimanı var. Suyun altından giden Avrasya tünelimiz var. Bütün bunları yapmış bir İstanbul var. Bu bir vizyon meselesidir. O günlerden bu günlere gelebilmiş kıymetli bir şehir var artık." ifadelerini kullandı.

31 Mart seçiminin Yüksek Seçim Kurulu tarafından iptal edildiğini ve 23 Haziran seçimi için yepyeni bir heyecanla çalışılması gerektiğini dile getiren Soylu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Kararı artık siz vereceksiniz. Ama benim endişem şudur. Bu İstanbul bizim İstanbulumuz. Türkiye'de siyaset, ticaret yapan dünyayı takip eden bir kardeşiniz olarak size söylüyorum. Birileri, 23 Haziran'da İstanbul'u bir siyasal çatışmanın merkezi haline getirmek istiyor. Bir endişem daha var; İstanbul'u ideolojik kamplaşmanın merkezi haline getirmek ve bunun başlangıcını yapmak istiyorlar. Bu İstanbul'u da yorar bizi de yorar. Bu kadar açık ve net. İstanbul'un gücünü arkasına alarak Türkiye'yi gri bir alana itmek istiyorlar. Hükümete ve Türkiye'ye yepyeni bir sayfa açmak istiyorlar. Buna müsaade edip etmemek elimizdedir. Ya küresel güç merkezlerinin arka bahçesi olacağız İstanbul olarak, veyahut da kendi adına burası bir kuvvet merkezi ve baş şehir olacak. Bu tercih de milletimizin tercihidir. Bu da bizim başımızın üstüne."

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner266

banner263