EDİRNE (AA) - Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, "İstanbu'l'da Katolik şapkası görmektense, Türk sarığını tercih ederim sözü boşuna söylenmedi. O Türk sarığını, İznik'te, Bursa'da, Edirne'de gördüler ve Osmanlı hiçbir zaman kimsenin dinine, ibadetine, ticaretine karışmadı. O Türk sarığını bir bez parçasından ibaret görmeyin. O Türk sarığı, adalettir, merhamettir, yiğitliktir, insanlıktır." dedi.
Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, Trakya Üniversitesi (TÜ) tarafından düzenlenen "1. Uluslararası Osmanlı İzleri Sempozyumu"nda, Osmanlı Devleti ve Osmanlı sarayları" konulu bir sunum yaptı.
Osmanlı Devleti'nin büyük bir coğrafyada uzun yıllar hüküm sürdüğünü anlatan Şimşirgil, Osmanlı medeniyetinin adalet ve özgürlük üzerine kurulduğunu söyledi.
Osmanlı'nın farklı dinden ve kültürden olan insanları aynı çatı altında birleştirdiğini ve adaletli bir yönetim sergilediğini anlatan Şimşirgil, şunları kaydetti:
"Osmanlı Devleti, İstanbul'a sefer düzenlediği zaman Bizans, Roma'dan yardım istedi. Roma, İstanbul'a Katolik mezhebini seçmeleri halinde yardım edeceğini söyledi. Oysa ikisi de Hristiyanlık dinine mensuptu, sadece mezhepleri farklıydı. Roma, Bizans'a dünyanın en alçak ve iğrenç teklifini yaptı: 'Dinin sat sana yardım edeyim'. Bunu kendi dininden adam söylüyor. 'İstanbul'da Katolik şapkası görmektense, Türk sarığını tercih ederim' sözü boşuna söylenmedi. O Türk sarığını, İznik'te, Bursa'da, Edirne'de gördüler ve Osmanlı hiçbir zaman kimsenin dinine, ibadetine, ticaretine karışmadı. O Türk sarığını bir bez parçasından ibaret görmeyin. O Türk sarığı, adalettir, merhamettir, yiğitliktir, insanlıktır. O Türk sarığını böyle bilelim. Yalnızca bir bez parçası olarak değerlendirmek yanlış olur. Osmanlı'nın değerlerini çok iyi tanıyalım."
Şimşirgil, tarihin iyi bilinmesi ve tarihten ders çıkarılarak geleceğe bakılması gerektiğini dile getirdi.
Geçmişi kötülemek yerine sorgulamak gerektiğinin altını çizen Şimşirgil, şöyle devam etti:
"Osmanlı'yı övdüğüm zaman, 'Bu Osmanlı'nın hiç mi hatası yok diyorlar'. Bana hata söyletebilmek için uğraşan adamları görüyorum. Ecdadına küfredebilmek için çırpınan insanları görüyorum. 'Yazıklar olsun' diyesi geliyor insanın. Atalarımız bu toprakları vatan kılabilmek için ne kadar çok çaba sarf ettiler. Bize emanet ettikleri bu toprakları daha ileriye nasıl götürebiliriz demeliyiz. Bize düşen görev bu. Onları, geçmişte yapılmışları çok iyi bilmeli ve anlamalıyız."
Geleceği sağlıklı şekilde inşa etmek için geçmişin iyi bilinmesi gerektiğini ifade eden Şimşirgil, şunları söyledi:
"Ecdadımızı çok iyi tanımalıyız. Osmanlı'nın yaptığı hiçbir şey boşa değil. Boşa atılmış bir adımları yok. Yapmamız gereken o işin arkasındaki hikmeti aramak. Yargılamak yerine sorgulamak gerekiyor. Osmanlı'nın hataları tabii ki olmuştur. Bu medeniyet kolay kurulmadı. İki hamalın eline balyoz ver, Selimiye'nin muhteşem kubbesini yok edersin, ama hadi bir kurmaya çalış bakalım. Bugün hala nasıl yapıldığını çözemiyoruz. O sebeple tarihimize sorgulayıcı şekilde yaklaşalım. Tarihin en büyük ibretlerden, derslerden biri olduğunu asla unutmayalım. Tarih ilmi sadece tarihçiye değil, herkese lazımdır. Tarih ilminin faydası herkese vardır. Tarih bilen kişiler iyi idareci olurlar."
Şimşirgil, Osmanlı'nın eğitime verdiği önem sayesinde büyük bir medeniyet kurduğunu da söyledi.
Gelecek nesillerin iyi bir şekilde yetiştirilmesi için desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Şimşirgil, "Medeniyet iyi yetiştirilmiş kimselerle idare edilir. '20 defa umreye gittim' diye övünme, '10 kişiye burs veriyorum' de, '5 kişiyi okutuyorum' de. Yürüyen ölülerden hayır gelmez. Yürüyen ölüleri, yürüyen diriler yapalım. Osmanlı, medeniyeti böyle yaptı. Osmanlı medeniyetini, yürüyen diriler, yaşayan canlılar ortaya çıkardı. Osmanlı sarayı da bu iş içindi. Bütün vakıf medeniyeti insan içindi. İnşallah bizlerde ecdadımız gibi önce insan diyerek, tüm dünyaya huzur getirmeye çalışırız." diye konuştu.