İSTANBUL (AA) - Medicana Bahçelievler Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Gençbay , zeytinyağının kalp krizi ve buna bağlı ölümleri azalttığını belirterek, "Zeytinyağının içindeki kuvvetli antioksidanlar kötü kolesterolün oksidasyonunu önler ve anti-aterojenik etki gösterir." ifadelerini kullandı.
Gençbay, konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada zeytinyağının kötü kolesterolü düşürüp, iyi kolesterolü artırdığını ayrıca pıhtılaşmayı engelleyici, kanı sulandırıcı etkisinin olduğunu aktardı.
Zeytinyağının kalp krizi ve buna bağlı ölümleri de azalttığını dile getiren Gençbay, şunları kaydetti:
"Zeytinyağının içindeki kuvvetli antioksidanlar kötü kolesterolün oksidasyonunu önler ve anti-aterojenik etki gösterir. Bu üç önemli etki mekanizması dışında başka etkenler de vardır. Kan basıncını düşürmesi, diyabeti önlemesi gibi diğer ikincil etkenler de kalp hastalığına yakalanma oranını azaltır. Dr. Ancel Keys’in 1968'de biten '7 ülke çalışması' nda kalp krizi sayısı Giritlilerde on binde 26 iken, hayvansal yağı çok tüketen Kuzey Finlandiya’da on binde 1074 idi.
Giritlilerin Batı’ya oranla daha fazla yağ tüketmelerine rağmen kolesterolleri daha düşük çıkmaktaydı. PREDİMED çalışmasında akdeniz diyeti ile beslenen kişilerin beyne giden ana damarlarındaki damar sertleşme indeksi daha düşük saptanmıştır. Atina’da, salata veya sos şeklinde, yemek harici zeytinyağı tüketen kişilerde kalp hastalığına yakalanma riski yüzde 37 daha az bulunmuştur. EPİC çalışmasında, 1 çorba kaşığı ilave sızma zeytinyağı tüketenlerde kalp hastalığı oluşma riskini yüzde 14 düşürmüştür.”
-"Zeytinyağı Akdeniz diyetinin kalbini oluşturuyor"
Gençbay, Akdeniz diyetinin bu bölgede yaşayan insanların diyeti ve yaşam tarzı dikkate alınarak tanımlanmış bir diyet olduğunu vurguladı.
Akdeniz diyetinin sağlık açısından pek çok faydasının keşfedildiğini belirten Gençbay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Diyetin kalbini zeytinyağı oluşturuyor. Ayrıca işlenmemiş tahıllar, mevsim sebzeleri ve meyveleri, bakliyat, kuru yemişler sık tüketilir. Haftada birkaç gün balık tüketilir. Kırmızı et ayda bir iki kez nadiren yenir. Süt ve süt ürünlerinde genellikle koyun ve keçi sütü kullanılır. Günde bir iki kadeh şarap tüketilir. Zeytinde hasada genellikle kasım ayında başlanır. Bu erken hasadın içerisinde çok kuvvetli fenoller denilen antioksidanlar ve başka bazı önemli sağlık için faydalı bileşikler geç hasada oranla daha fazladır. Bu nedenle çok değerlidir. Akdeniz diyetinin hikayesi, Dr. Ancel Keys isimli bir araştırmacının 50’li yıllarda Yunanistan gezisinde, o bölge insanlarının çok daha sağlıklı ve geç yaşlara kadar yaşamasını fark etmesi ile başladı. Dr Keys, daha sonra anılarında, Girit bölgesinde köylerde 100 yaşını geçen kişilerin oranının Paris’tekinin on katı olduğunu belirtmiştir. Akdeniz Bölgesi’nde, kalp hastalıkları ve bundan ölümler oldukça azdı. Ayrıca; artroz, demans, daha ender görülüyordu. Daha sonra, fark edildi ki, bu kişilerde osteoporoz ve buna bağlı kalça kırığı da daha azdı."
Gençbay, çok saygın bir dergi olan Neurology'de, 2011 de yayınlanan bir çalışmaya göre, 7 bin 500 hastada Akdeniz diyeti ile inmelerde yüzde 41 azalma saptandığını bildirdi.
Üstelik en az zeytinyağı tüketenler ile en fazla tüketen dilimlerin karşılaştırılmasında bu farkın yüzde 78’e çıktığını aktaran Gençbay, bu çalışmada beyin damarlarına da bakıldığını ve buradaki damar sertliğinin anlamlı şekilde daha az olduğunun görüldüğünü dile getirdi.
Gençbay, Akdeniz diyeti ile beslenen toplumlarda artrozların daha nadir görüldüğünü kaydetti. Romatoid artrite bağlı atak sayıları azalır ve hipertansiyon oranının toplumda daha düşük olduğunu belirten Gençbay, "Diyabet gelişme riski daha düşüktür. İnsülin direnci azalır. Demans’ı (bunama) azaltıcı etkisi vardır. Zeytinyağı’nın içinde bulunan Oleochantal’in Alzheimer tedavisinde kullanılabilecek bir ajan olabileceği konusunda çalışmalar vardır. Parkinson’u önleme özelliği vardır. Floransa Üniversitesi çalışmasında Dr. Sofi, Parkinson görülme sıklığında yüzde 13 azalma saptamıştır. Zeytinyağına yağımsı tadı veren Hexanal’in antibakteriyel özelliği vardır. H pylori’ye karşı etkinliği mide ülserlerinde fayda sağlamaktadır. Kemik erimesi ve kalça kırıklarını azaltıcı etkisi vardır." ifadelerini kullandı.
Bazı kanser türlerinin (meme kanseri, yemek borusu kanseri, akciğer kanseri, prostat kanseri, deri kanseri) Akdeniz diyeti ile beslenen toplumlarda daha nadir olduğunu dile getiren Gençbay, "Bir çalışmada zeytinyağının karaciğer kanserinde kanserin büyümesini engellediği görülmüştür. Oleochantal’ın prostat ve meme kanserine kanser hücrelerinin büyümesini engelleme özelliği saptanmıştır. Bunun yanı sıra akdeniz beslenme diyeti uygulayan kişilerde şişmanlık daha azdır. Kilo vermeye eğilim vardır. İspanya’da çok yeni yapılan bir çalışmada 3 bini üzerinde kişinin takibinde, Akdeniz diyetine daha sadık kalan kişilerde vücut ağırlığı belirgin şekilde daha düşük saptanmıştır." değerlendirmesinde bulundu.
Zeytinyağı ile yaşam süresinin uzadığını vurgulayan Gençbay, "Telomerler dediğimiz kromozom uçlarındaki DNA hasarını onaran mekanizma yaşam ömrü ile ilişkilidir. Yapılan çalışmalarda zeytinyağını çok tüketenlerde daha uzun telomerler saptanmaktadır. Sicilya’da 90 yaşını geçmiş kişiler incelendiğinde, bu kişilerin daha fazla Akdeniz diyetine sadık kaldıkları görülmüştür." ifadelerini kullandı.