BURSA (İGFA) - BİLDEF Genel Başkanı Ramazan ALP tarafından yapılan açıklamada, “Hayati ve tarihi konular; taraflar arasında ki tarihçiler tarafından araştırılması gerekirken. Üçüncü ülkelerin siyasetçileri oy devşirmek uğruna komşu ülkelerin arasına fitne ve fesat tohumlarını ekerek başka ülkelerin içişlerine karışmaları etik olmadığı gibi yasal bir dayanağı da yoktur. Belli ki ABD’nin her zamanki şeytani planlarından biridir.
Geçmişten günümüze kadar kan, zulüm ve katliamlarla dolu bir hikâyesi olan ABD’nin aynaya bakarak kendisiyle yüzleşmesini başta Kızılderililer olmak üzere, Vietnam, Japonya, Kore, Küba, Panama, Guetemela, Nikaragua, Meksika, Filipinler, Afganistan, Irak, İran ve Suriye’de milyonlarca sivili öldürdüğünü dünya biliyor" diye konuştu.
Dünya tarihinin en büyük vahşet ve katliamlarına ABD’ nin imza attığına tüm insanlık şahittir. Tarihi yağma, sömürü, tecavüz, kundaktaki çocukları katletmekle dolu olan ABD’nin kendi soykırımlarını görmesi gerektiğini belirten Alp; "Hukuki hiçbir bağlayıcılığı ve geçerliliği olmayan, tarih adına utanç verici bu kararın siyasi bir tiyatrodan ve şeytani bir plandan ibaret olduğu apaçık ortadadır. Ülkemiz üzerinde oynanmak istenen oyunlar ve üretilen senaryolara karşı dimdik ayaktayız. Dolaysıyla BİLDEF olarak bu hükmü olmayan açıklamayı reddediyor ve yok hükmünde olduğunu açıklıyoruz" dedi.
YÜZYILIN YALANI SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI
Ramazan Alp sözlerini şöyle sürdürdü: "Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılma sürecine girmesiyle, bazı Avrupa devletleri Ermenileri kışkırtmak ve örgütlemek suretiyle Osmanlı’nın parçalanmasını hızlandırmak istediler. Osmanlı’nın zor durumundan istifade etmek isteyen Ermeniler 1.Dünya Savaşı ile birlikte Ruslar hesabına casusluk yapıp, silahlarıyla Rus saflarına geçerek, gerek çeteler halinde gerekse Rus İmparatorluğu tarafından oluşturulan Ermeni gönüllü birlikleri halinde Türk köylerini topluca yakıp, yıkıp kadın-çocuk demeden herkesi katletmişlerdir. 1914-1918 yılları arasındaki Ermeni ayaklanmaları sonucunda çıkan çatışmalarda Doğu Anadolu Bölgesi ve Kafkasya’dan 1 milyon 200 bin Müslüman göç etmek zorunda kalmıştır. Kafkasya’dan Anadolu’ya göçen Müslüman’lardan 130 bini hayatını kaybetmiştir. Bu zorlu yolculukta baş gösteren salgın hastalık ve açlık gibi etmenlere, Anadolu’daki Ermeni çetelerin Müslüman Türk halkına saldırıları da eklenince Ermenilerin söz konusu dönemde 2,5–3 milyon arası Müslüman Türk’ün ölümüne neden olduğu belgeleriyle ortadadır. Ermenilerin bölgedeki katliamlarına karşı meşru savunma hakkını kullanan Osmanlı İmparatorluğu, yaklaşık 700 bin Ermeni’yi göçe tabi tutarak, yine Osmanlı toprakları içerisindeki güvenli bölgelere yerleştirmiştir. Ancak sonraki yıllarda ortaya atılan Ermeni iddiaları bu göç esnasında 2-3 milyon kişinin öldürüldüğü safsatasında bulunmuştur. Ancak o dönemki toplam Ermeni nüfusunun dahi bu rakama ulaşmadığı bilinmektedir. Ermeni lobisi tarafından tüm dünyaya sözde soykırım olarak yutturulmak istenen ve bazı devletlerin çanak tutarak Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak isteği olayların gerçek yüzü işte budur."