01 Ocak 2024 tarihinde başlayan yerel seçim süreci bilindiği gibi 31 mart 2024 Pazar günü sona erdi, Türkiye’nin 81 ilinde ve o 81 ilin ilçe ve beldelerinde başlayan yarış nihayete erdi.
Sürecin başlaması ile tamamlanması arasında geçen 90 günlük süre içerisinde yarışa katılan tüm adaylar ve o adaylar ile birlikte sahada dolaşan ekipler işin doğrusu hatırı sayılır bir yorgunluk ile karşı karşıya kaldılar.
Neticede 31 mart Pazar akşamı sandıklar açıldığında seçimi kazananlar sevindi kaybedenler üzüldü.
Seçimi kazananlar bugünlerde yapılacak olan devir teslim töreni ile yeni görevlerine başlayacaklar, belli bir program sonunda da kazandıkları bölgelere hizmet için kolları sıvayacaklar.
Seçimi kaybedenler ise 01 nisan sabahı itibarı ile yaklaşık üç aydır ayrı kaldıkları iş yerlerine, ofislerine dönerek gündelik yaşamlarına devam etmeye başladılar.
Seçim sonrası zamanlarda yazımızın başında da anlatmaya çalıştığımız gibi özellikle seçimi kaybedenler mecburen kendi hayatları ile ilgili son derece detaylı bir muhasebe yapmak zorunda kalırlar.
Bizde 12 Eylül 1980 ihtilali sonrası 1983 yılında demokrasiye geçişte yapılan ilk genel seçimi ve ondan sonra ardı ardına yapılan genel ve yerel seçimleri bir gazeteci olarak bire bir takip etmiş birisi olarak hemen her seçim sonrası hem kendimiz ile hemde etrafımız ile ilgili bir durum muhasebesi yapıyoruz.
1983 yılından itibaren bir yada birkaç dönem milletvekili, bakan, başbakan, meclis üyesi, belediye başkanlığı, il genel meclis üyeliği muhtarlık gibi siyasetin en tepe noktasında görev yapan bek çok önemli isim şu an hayatta yoklar.
Yine o günlerin son derece meşhur ve önemli insanlarının çok önemli bir kısmı şu sıralar sağlık sorunları ile uğraşıyor pek çoğu da yaşlılığa bağlı rahatsızlık dolayısı ile zor zamanlar yaşıyorlar.
Bugün iş başında olanlarda muhtemelen bundan 10-15 yıl sonra kendilerinden önce görev yapanların durumlarında olacaklar.
Onlarda daha öncekilerin anlattıkları gibi”-Bende bir dönem şöyle siyaset yaptım bölgeme şu kadar önemli eser kazandırdım” ile başlayan ve bitip tükenmeyen sohbetlerin önemli kahramanları olacaklar.
Ne yaparsak yapalım, ne kadar önemli insan olursak olalım neticede yaptığımız sadece kendi ömrümüzden harcamak oluyor.
Geriye dönüp te bir hal muhasebesi yaptığımızda zamanın su gibi hatta sudan daha çabuk bir şekilde geçip gittiğini ve söz konusu zamanın bir saniyesini bile geri getirmenin artık mümkün olmadığını biliyoruz.
Buna rağmen insanoğlu sanki hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etmeye ve sanki hiç bu dünyadan ayrılmayacakmış gibi mücadeleye devam ediyor.
Geçen her günün kendi hayatımızdan harcadığımızı unutmuş olarak.